CHP Sözcüsü Faik Öztrak gündemi değerlendirdi:
"TÜİK'e göre ekim ayında 8,6 olan enflasyon kasım ayında yüzde 10,6'ya çıkmış. 'Faizi düşürdük, enflasyon düştü' diyorlardı. Düşürdüler faizi, enflasyon artmaya başladı. Merkez Bankasına bundan sonra faizlerle ilgili hangi talimatı verecekler"- "Vakıfbank
ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "TÜİK'e göre ekim ayında 8,6 olan enflasyon kasım ayında yüzde 10,6'ya çıkmış. 'Faizi düşürdük, enflasyon düştü' diyorladı. Düşürdüler faizi, enflasyon artmaya başladı. Merkez Bankasına bundan sonra faizlerle ilgili hangi talimatı verecekler?" dedi.
Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bugün Şule Çet davasının karar duruşmasına işaret eden Öztrak, bunun sıradan bir dava değil bütün kadınların davası olduğunu vurguladı.
"Bu davada adil, toplum vicdanını yaralamayacak bir karar çıkmasını umut ediyorduk ama bir baktık ağırlaştırılmış müebbet cezası müebbete çevrilmiş. Aslında hafifletici hiçbir sebep de ortada yok." diyen Öztrak, kadına şiddet uygulayanlara ve kadınları katledenlere ciddi bir uyarı olması bakımından bu davada en ağır cezanın verilmesi gerektiğini söyledi.
Öztrak, Şule Çet ile Van'da şehit olan askere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır diledi.
Kasım ayına ait enflasyon rakamlarının dün yayımlandığını anımsatan Öztrak, tüketici enflasyonunun iki ay sonra yeniden çift haneli rakamlara geldiğine dikkati çekti.
Rakamlara bakıldığında TÜİK'in enflasyonu ile vatandaşın gerçek enflasyonu arasındaki farkın açılmaya devam ettiğinin görüldüğünü dile getiren Öztrak, şunları kaydetti:
"TÜİK'e göre ekim ayında 8,6 olan enflasyon kasım ayında yüzde 10,6'ya çıkmış. 'Faizi düşürdük, enflasyon düştü' diyorladı. Sarayın kibirli kişisi bununla övünüyordu. Şimdi ne diyecek merak ediyorum. Düşürdüler faizi, enflasyon artmaya başladı. Merkez Bankasına bundan sonra faizlerle ilgili hangi talimatı verecekler? Onlara soruyorum çünkü Merkez Bankası bu konuda bağımsız değil faizleri talimatlarla belirliyor. TÜİK'in marketindeki meyve ve sebze fiyatları bu ay da hal fiyatlarının altında kaldı. Kasım ayında neredeyse her yemekte kullandığımız kuru soğan TÜİK'in marketlerinde 1 lira 68 kuruşmuş. Hale bakıyoruz, soğanın ortalama fiyatı 2 ila 3 lira 25 kuruş arasında. Patates, TÜİK markette 2 lira 3 kuruş, halde 3 ila 5 lira 25 kuruş arasında. Sivri biber, TÜİK markette 4 lira 44 kuruş, halde 7 lira 25 kuruş ile 8 lira 50 kuruş arasında. Liste böyle uzayıp gidiyor. Verin şu TÜİK marketinin adresini de sadece damat bakan sevinmesin, milletimiz de sevinsin, vatandaş da bayram etsin ucuza mal aldığı için."
- "Eğitim sistemi keşmekeşe dönüştü"
Faik Öztrak, Türkiye'nin yeniden ayağa kaldırılması için çözüm bulunması gereken önemli bir konunun da eğitim olduğunu, gençlere dünyadaki akranlarıyla yarışmalarını, onlardan daha fazla kazanmalarını sağlayacak eğitimin verilemediğini savundu.
İktidarın, eğitimi siyasileştirerek, milli bir mesele olmaktan çıkardığını ileri süren Öztrak, "Eğitimde kararlar AK Parti mutfaklarında alındı. Sonuçta eğitim sistemi tam bir keşmekeşe dönüştü. Bu da gençlerimizin başarısını olumsuz etkiledi. Rakamlar da bunu gösteriyor." diye konuştu.
AK Parti milletvekillerinin verdiği önergelerle "4+4+4 eğitim sistemine" geçildiğini hatırlatan Öztrak, şunları kaydetti:
"2012'de yapılan bu düzenleme neticesinde maalesef gençlerimiz çok büyük kayba uğradı. 2012'de PISA sınavının 'okuma becerisi' dalında puanımız 475'ti. 2015'te 428'e düştü. Şimdi 466'ya çıkınca sevinmeye başladık ama 2012'den 2018'e kadar 6 yıl boyunca benim gençlerim zaman kaybetti. İşte eğitimi siyasileştirmenin neticesi budur. Maalesef yabancı bir dilde değil Türkçe olarak okuma becerisi konusunda gençlerimiz zorluk çekiyor. AK Parti yönetimi eğitimi siyasi bir mesele olarak görüyor. Hatta eğitimi kullanarak kendi partisinden ayrılanlara aba altında sopa gösterme noktasına kadar gitmeye cüret ediyor."
- "Kararlar, parti binasından alınıyor"
Öztrak, ekonomik krizin eğitim sektörünü de olumsuz etkilediğini, yaygın şubeleri olan bir kolejin öğretmenlerinin aylardır maaş alamadıkları için eyleme çıktığını ifade etti.
İstanbul Şehir Üniversitesi ile ilgili AK Parti MYK'sında kararlar alındığını kaydeden Öztrak, "AK Parti MYK'sı, Milli Eğitim Bakanlığı mıdır, YÖK Başkanlığı mıdır, Halkbank Genel Müdürlüğü müdür? Sayın Ömer Çelik Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü müdür, AK Parti Sözcüsü müdür? İşte tek adam parti devletinin ülkeyi düşürdüğü hal bu. Devlet, AK Parti mutfağından yönetiliyor. Kararlar, devletin yetkili organlarının binalarında değil, parti binasında alınıyor." dedi.
Öztrak, "kamu bankaları üzerinden her türlü piyasa bozucu eylemi yapmaktan çekinmeyen, yandaş müteahhitleri kurtarma operasyonları çeken, futbol kulüplerini bile kamu bankaları üzerinden kurtaran sarayın, kendi partisine mensup eski bir Başbakanın kurucularından olduğu bu üniversitenin borcuna karşı gösterdiği hassasiyeti anlayamadıklarını" dile getirdi.
Para sıkışıklığına deva olsun diye belli bankalara vergi tahsilat yetkisi verildiğini hatırlatan Öztrak, "Kamunun bütün ödeme işlemleri bu devlet bankaları üzerinden yapılıyor. Bu kadar işlemden 8 bin tane öğrencisi olan bir üniversiteye hiç mi pay düşmüyor?" diye sordu.
- "Bu son derece ilginç"
Vakıfbank hisselerinin Hazine'ye devredildiğini hatırlatan Öztrak, şöyle konuştu:
"Vakıfbank'ı önce damadın yönettiği Hazine ve Maliye Bakanlığına, sonra kayınpeder ve damadın beraber yönettiği kara kutu Varlık Fonuna devrettiler. Ziraat ve Halkbank'tan sonra sıra Vakıfbank'a geldi. Bu kamu bankalarında ne oluyor, bu kadar çok üzerinden operasyon yapıyorsunuz, bu kadar çok işlem yapıyorsunuz? Diğer taraftan öyle anlaşılıyor ki milletin gümüşleri bitti, kaç yılık vakıfların kaynaklarına da varlıklarına da el uzatılmak zorunda kalındı. Bu anlayışla bu devleti yönetmek giderek imkansız hale geliyor. Tek adam parti devleti rejiminin milletimizin hiçbir derdine deva olamayacağı her gün biraz daha ortaya çıkıyor. Her şeyi kontrol etmek isteyen ama hiçbir işin altından kalkamayan bu tek adam yönetiminin, milletimizin sırtına daha fazla yük yüklemekten başka yapabildiği bir şey yoktur."
Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, termik santrallerle ilgili AK Parti'nin hazırladığı düzenlemeyi veto etti. Bu düzenleme sizce Erdoğan'a rağmen mi Meclisten geçti?" sorusuna Öztrak, "Bu son derece ilginç bir durum. Bütün yasal düzenlemeler artık devletin mutfaklarında değil AK Parti'nin mutfaklarında pişiyor. AK Parti'nin de Genel Başkanı Erdoğan. Dolayısıyla Erdoğan'ın haberi olmadan bu yasanın Meclisten geçmesi mümkün değil. Kamuoyunun baskısı altında bu yasayı veto etmek zorunda kaldı." yanıtını verdi.
- "İncelenmesi lazım"
"En azından burada kamuoyuna kulak veriş olması olumlu bir gelişmedir." diyen Öztrak, "Bazı şeylerin takipçisi olacağımızın altını buradan çizmek isterim. Bu santrallerle ilgili 'yeniden ihaleye çıkarız' lafları var. Kimlerin bu santrallerle ilgili yetkileri iptal edilecek? Hangi santrallerle ilgili olarak kaça ihaleye çıkılacak, kimlere verilecek? Bunları da dikkatle takip edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın." şeklinde konuştu.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, termik santrallerle ilgili düzenlemeyi veto etmesine ilişkin, 'Bir tarafta halkım, bir tarafta sermaye var. Halkımı tercih ettim' açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Öztrak, şunları kaydetti:
"Demek ki önce AK Parti mutfağında sermayenin tercihini halkın tercihine üstün görmüş, sonra saraya geçince de bu sefer halkın tercihi demiş. Bu santrallerle ilgili bundan sonraki süreci çok dikkatle izleyeceğiz. Bugüne kadar hep halkın tercihlerine kulaklarını kapatmış olanlar, miletin sesini duymayanlar, iktidarları döneminde 470 milyar doları, yani günde 77 milyon dolar faizi yurt dışındaki sıcak paracılara ödeyenlerin aklına şimdi halkın geliyor olması gerçekten ilginç."
Öztrak, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Selahattin Demirtaş'ın tutukluluğuna ilişkin dünkü grup toplantısında yaptığı konuşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "Türkiye'de yargıyla ilgili yaşananlara baktığınız zaman kimin, neden, ne için, hangi talimatlarla içeride tutulduğunu açık seçik şekilde görüyoruz. Sonuç itibarıyla bir siyasi partinin genel başkanı içeride rahatsızlanmıştır. Bu genel başkan ile ilgili olarak sağlık konusunda atılan adımlarda bir gecikme olduğu söylenmektedir, bunun incelenmesi lazımdır." karşılığını verdi.
Kaynak:
Bu haber toplam 143 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.