2020 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda

2020 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy: (2)- "2019 yılı Kasım ayı itibarıyla ülkemizde üretilen film sayısı 133, toplam izleyici sayısı ise 53,3 milyon olarak gerçekleşmiştir"- "Bakanlığımız eserlerin içeriğini denetleme yetkisine sahip değildir. Hiçbi

TBMM (AA) - Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 2019 yılı Kasım ayı itibarıyla Türkiye'de üretilen film sayısının 133, toplam izleyici sayısının ise 53,3 milyon olarak gerçekleştiğini bildirdi.

Ersoy, TBMM Genel Kurulunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilgili ve bağlı kuruluşların 2020 yılı bütçesine ilişkin sunum yaptı.

Bakan Ersoy, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın yurt dışındaki Türk vatandaşlarıyla ilgili gerçekleştirdiği faaliyetlere ilişkin bilgi verdi.

Türkiye Bursları kapsamında, 2019'da 167 ülkeden 146 bin 600 başvuru alındığını, 69 ülkede yapılan yerinde mülakatlar neticesinde 4 bin 491 öğrencinin burslandırıldığını belirten Ersoy, bugün itibarıyla, Türkiye'de 144 ülkeden yaklaşık 16 bine yakın uluslararası öğrencinin, 70 farklı şehirde 125 üniversitede öğrenim gördüğünü kaydetti.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) 5 kıtada yılda 2000'e yakın proje ve faaliyet gerçekleştirdiğini dile getiren Ersoy, TİKA tarafından iş birliği yapılan ülkeler ile ortak tarihi ve kültürel mirası olan ecdat yadigarı eserlerin yeniden ihyası konusunda Balkanlar, Orta Doğu ve Afrika coğrafyalarında pek çok proje yürütüldüğünü ifade etti.

Vakıfların, Türk dünyasının sosyal, kültürel ve ekonomik hayatında ciddi rol oynayan müesseseler olduğunu anımsatan Ersoy, bu önemli kültürel mirasa sahip çıkma sorumluluğu ile 2013'ten bu yana 50 Vakıf Kültür Varlığı'nın restorasyonu veya onarımının yapıldığını söyledi.

Yunus Emre Enstitüsünün 48 ülkede 58 Türk Kültür Merkezi ile hizmet verdiğini aktaran Ersoy, ayrıca Enstitünün 50 ülkede 101 üniversite ile Türkoloji projesini yürüttüğünü, bu şekilde toplam 74 ülkede 159 irtibat noktasında hizmetlerini sürdürdüğünü ifade etti.

Milli Kütüphanenin kapatıldığına dair birtakım spekülasyonlar yapıldığını söyleyen Ersoy, şunları kaydetti:

"Bu spekülasyonları yapanlar maalesef sadece dedikodu yapıyorlar. Milli Kütüphanemiz mevcut yerinde hem de 24 saat hizmet vermeye devam ediyor. Ayrıca bırakın kapatmayı daha da büyütüyoruz. Kütüphaneler Genel Müdürlüğümüz bünyesindeki eşsiz koleksiyonlar Milli Kütüphanemizin envanterine dahil edildi. Yatırımına devam ettiğimiz ek depolama ünitelerimizle arşivleme kapasitemiz iki katına çıkıyor. 70 kilometre olan toplam raf uzunluğumuz 170 kilometreye yükseliyor, sergi ve tasnif imkanımız iki buçuk kat artıyor. Yer altına inşa ettiğimiz depo alanları ve otopark alanlarının üstünde yeni okuma salonları ve sosyal donatı alanları kuruluyor. Üstelik, 2020'de bunların tamamını hizmete almayı hedefliyoruz."

- "Türkiye'de üretilen filmlerde büyük artış yaşandı"

Bakanlık tarafından sinema sektörüne 2004 yılından itibaren maddi destek sağlandığını, bu destekler sonucunda Türkiye'de üretilen film ve izleyici sayılarında büyük artış yaşandığını vurguladı.

Ersoy, "2004 yılında 18 olan vizyona giren yerli film sayısı 2018 yılında 180'e, 11 milyon olan yerli film izleyici sayısı 2018 yılında 44 milyona ulaşmıştır. 2019 yılı Kasım ayı itibarıyla ülkemizde üretilen film sayısı 133, toplam izleyici sayısı ise 53,3 milyon olarak gerçekleşmiştir." dedi.

Yeni Sinema Kanununu ile reklam süreleri düzenlendiğini, sinema bileti satışlarına ilişkin yapımcı, dağıtımcı ve sinema salonları arasında yaşanan sorunların giderildiğini ifade eden Ersoy, "Bu değişimin sektöre yansıması çok güçlü olmuş, yapımcılar tarafından bekletilen filmlerin vizyona girmesi ile sinema izleyici sayısı yalnızca kasım ayında 8 milyon kişiye ulaşmıştır. Bakanlığımızca hazırlanan 'Sinema Bilet Takip Sistemi' ile sektördeki şeffaflık sorunu da çözülmüştür." ifadesine yer verdi.

Bakan Ersoy, Sinema Kanunu ile bugüne kadar 150'den fazla ülkede büyük ilgiyle takip edilen ve ihracatta dünyada Amerika'dan sonra 2'nci sırada yer alan dizi filmlerinin de destekleneceğini belirtti. Ersoy, "Yapılan düzenleme ile ülkemizin ve kültürümüzün uluslararası tanıtımına katkı sağlayacak nitelikteki dizi filmlerin üretimini teşvik edeceğiz." diye konuştu.

Sinema Müzesi projesine de değinen Ersoy, "Tarihi ve kültürel dokusuyla, İstanbul'un en özgün yapılarından biri olan Atlas Pasajı'nda, prestij bir eser olarak tasarlanan Sinema Müzemizi 2020 yılı içinde ülkemize ve dünya kültür-sanat hayatına kazandırmayı planlıyoruz." şeklinde konuştu.

Yıl sonunda, kitap, sinema ve müzik yapımları ile bilgisayar oyunları için satılan bandrol sayısının 400 milyonu geçeceğini ifade eden Ersoy, illerde bulunan denetim komisyonlarının, kolluk kuvvetlerinin etkili çalışmasıyla, 2019 yılının ilk 10 ayında gerçekleştirilen 707 operasyonda 1 milyon 890 bin 701 adet korsan materyalin ele geçirildiğine dikkati çekti.

Ersoy, bakanlığımıza yönelik olarak piyasadaki bazı kitapların içeriğinden yola çıkılarak neden bandrol verilmediği konusunda eleştiriler yapıldığını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bakanlığımız eserlerin içeriğini denetleme yetkisine sahip değildir. Hiçbir eser basılmadan önce içeriğine yönelik bir inceleme ve yaptırıma tabii tutulamaz. Bu alenen sansür uygulaması olmakta ve Türkiye’de sansür kesinlikle yapılmamaktadır. Toplumumuzun rahatsız olduğu söz konusu eserlere yönelik kanuni bir yaptırım için vatandaşlarımızın Bakanlığımıza değil savcılığa başvurması gerekmektedir."

- "Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası kampüsü 2020 yılında hizmete açılacak"

Bakan Ersoy, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi ile Ankara Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası binası ve kampüsünün 2020 yılında hizmete açılacağını bildirdi.

Genel Kurulda söz alan bazı milletvekillerinin şahsına yönelik ithamlarına da cevap vermek istediğini söyleyen Ersoy, şöyle devam etti:

"TÜRSAB seçimlerinde rakiple görüşüp tarafsızlığımı bozduğumu, TÜRSAB Başkanının şahsi şirketine denetçi gönderdiğimle itham ettiler. Ben Bakan pozisyonunda olarak benden randevu talep eden bütün turizm paydaşlarına randevu vermekle yükümlüyüm. Ben burada iktidar-muhalefet ayrımı yaparsam esas o zaman tarafsızlığımı bozmuş olurum. Ama TÜRSAB'da, seçimlerde tarafsızlığımı bozduğumla ilgili iddiada kalbim ve vicdanım çok rahat. TÜRSAB Başkanı seçim konuşmasında taraf olmadığımız için bizzat benim şahsıma teşekkür etti. Burada bir özrü hak ediyorum."

TÜRSAB'a ve Başkanın şahsi şirketine denetçi gönderdiğini dile getiren Bakan Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:

"TÜRSAB'a denetçi gönderdik ve bu denetçi gönderme işini özellikle seçim bitene kadar beklettik; sırf tarafsızlığı bozmamak, yanlış bir algı yaratmamak için. Bize çok yoğun şikayetler geldi. TÜRSAB'a 1618 sayılı Yasa'yla lisans ve belge verme hakkı verdik, benden çok önce, onlarca yıl önce verilmiş bir hak bu. TÜRSAB'ın, bu belgeleri verirken zorunlu bağış aldığıyla ilgili tarafımıza çok sayıda şikayet geldi. Biz yine seçimler sırasında yanlış anlaşılmaması için özellikle seçimlerin yapılmasını bekledik, seçimler bittikten sonra iddialarla ilgili denetimi içeri soktuk ve gördük ki 5, 10, 20, 30 tane değil, yüzlerce bağış, zorunlu bağış… Hatta, banka makbuzlarında yazan bir tane cümleyi okuyayım, sektörün karşı karşıya kaldığı durumu siz daha rahat görün. 'Zehir, zıkkım olsun, belge almak için bağış yapmak nedir?' Bunun gibi onlarca bu tarz ifade var. Bunların hepsinin size çıktılarını göndereceğim, orijinal banka makbuzlarıyla birlikte."

TÜRSAB'ın, 1618 sayılı yasada değişiklik talep ettiğini, taleplerinde, "Yetkilerimi daha fazla artır, daha fazla lisans ve belge verme yetkisini bana devret." dediğini söyleyen Ersoy, "Sen elindeki yetkiyle bunu yaparsan, ben Bakanlık olarak sana daha fazla yetki verirsem ne yaparsın? Düşünebiliyor musunuz, ortalıkta neler döner? Daha önceki yönetimde de bilet yolsuzlukları, vesaire oldu, bundan dolayı kamu zararı da oluştu; bu ikinci olay TÜRSAB'la ilgili. Hem 1618 sayılı Yasa'yı bekletme sebebimiz hem de denetim gönderme sebebimiz budur." değerlendirmesinde bulundu.

TÜRSAB Başkanının şahsi şirketine denetçi gönderildiğini de ifade eden Ersoy, şunları aktardı:

"Müzelerimiz DÖSİMM tarafından ihale edildi. Müzelerin içinde DÖSİMM mağazaları var. Bu mağazaların Anadolu Kültür AŞ'ye işletmesi verilmiş. Geçen sene bütçe konuşmasında bana bir ithamda bulundunuz, dediniz ki: '41 liraya su satılır mı? 20 liraya, 30 liraya çikolata, 30 liraya tost satılır mı?' Bu ithamlarda haklıydınız. Ben bütün bu ithamları ciddiye aldım. Firmayı çağırdım. Defalarca uyardık. Bu yanlış, kontrattaki maddeleri yanlış yorumluyorsunuz, fırsatçılıktır, bunu yapmayın, düzeltin diye. Peki, bu firmanın sahibi kim? Şu anki TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya. Şimdi, ben ne yapsaydım? Halktan ve sizden de gelen eleştirileri duymazdan gelip hiçbir işlem yapmasa mıydım? İlk etapta yüzde 20 fiyatları geri çektirdik, tekrar bir yüzde 50 fiyatların geri çektirilmesini talep ettik yıl başına kadar. Onlarla ilgili denetimlerimiz devam edecek."

Kissebükü'ndeki iddialara da değinen Ersoy, burasının birinci derece doğal sit alanı olduğunu orada herhangi bir imar izni verilemeyeceğini belirtti.

Adalıyalı'da 2005 yılında, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tahsis ihalesi yapıldığını, 10'dan fazla firmanın katıldığını ve en yüksek fiyatın da kendi firmasınca verildiğini belirten Ersoy, "Bu arazi, benim şahsi mülküm değil; devlet tarafından 49 yıllığına Turizm Teşvik Yasası kapsamında verilmiş tahsis arazi. Bu araziyle ilgili bütün hakların tamamı, ben bakan olmadan önce tanınmış." diye konuştu.

(Bitti)

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 176 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler