2020 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda
İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray:- "Bugün bir referandum yapılsa Türkiye tereddütsüz bir seçmen tercihiyle iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş, özgürlükçü parlamenter sisteme geçer"- İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı:- "Anayasa Mahkemesinin
TBMM (AA) - TBMM Genel Kurulunda, TBMM, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile bağlı ve ilgili kurumların bütçeleri üzerinde İYİ Parti milletvekilleri söz aldı.
İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ilişkin eleştirilerini dile getirerek, vatandaşların her geçen gün Meclisin, Türkiye'nin en değerli kurumu olduğunu, onun kendisinin refah ve mutluluk arayışının güvencesi olduğu gerçeğini kabul ettiğini dile getirdi. Çıray, "Şu anda 17 Nisan 2017 referandumu tekrarlansa sonuç tıpkı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığında yaşandığı gibi, çok açık farkla Cumhur İttifakı'nın kaybıyla bitecektir. Yani bugün bir referandum yapılsa ki buna cesaret edemezsiniz, Türkiye tereddütsüz bir seçmen tercihiyle iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş, özgürlükçü parlamenter sisteme geçer." diye konuştu.
Milletvekillerinin aynı zamanda birer ombudsman olduğunu söyleyen Çıray, iktidar milletvekilleri, eğer ombudsman hakkaniyeti ve vicdanıyla hareket etseydi termik santrallerin bacalarına filtre uygulamasını erteleyen kanun teklifini çıkarmayacaklarını ifade etti.
Çıray, "Bir ombudsman olarak Hazine ve Maliye Bakanlığına bir dileğimi şimdiden iletiyorum. Lütfen İş Bankasına dokunmayın." dedi.
İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı da Anayasa Mahkemesine 15 üyenin seçilmesinde Cumhurbaşkanı'nın doğrudan ya da dolaylı etkisi bulunduğunu dile getirerek, "Bu 15 üye arasında hiçbir kadın bulunmaması da ayrı bir eleştiri konusudur. Bu süreçte rejimin en önemli denetim mekanizması olan Anayasa Mahkemesinin görevini yeterince yerine getiremediğini ve güven aşınmasından payına düşeni aldığını söyleyebiliriz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle, hiç hesap vermek istemeyen, yasama ve yargı tarafından denetlenmek bir yana, onları kontrol eden, otoriter, işlemeyen, işletilmesi de mümkün olmayan tahripkar bir sistemin yaratıldığını savunan Subaşı, "Kabul etmek gerekir ki Sayıştay zor şartlarına rağmen yine de yetkili olduğu alanlarda görevini hakkıyla yapmaya çalışan ender kurumlardan birisidir." ifadesini kullandı.
Subaşı, Sayıştay ve Anayasa Mahkemesinin gerçek işlevine kavuşmasının, ülkenin birliği, huzuru ve güvenliği açısından büyük önem taşıdığını belirtti.
- "Kültür, şirket gibi yönetilemez"
İYİ Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral, Kültür Bakanlığının, Türk kimliğini bir pınar gibi besleyecek ve Türk milletinin yaşama gücünü artıracak olan bir bakanlık olduğunun altını çizdi.
"Turizm belki şirket gibi yönetilir ama bir milletin yaşama gücünü sağlayan kültür, şirket gibi yönetilemez." diyen Oral, 2020 yılı bütçesinin, kültür meselelerinin yönetilemediğinin göstergesi olduğunu savundu.
Oral, "Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu ülkenin kimliğini şekillendiren kültürü yükseltecek, bir kültür politikası üretecek bakanlık olmalıdır. Bu bakanlık turizm rantını düzenleme bakanlığı değildir, olmamalıdır." dedi.
İYİ Partili Oral, Kültür ve Turizm Bakanlığının ayrı bakanlıklar olması ve buna göre bütçelendirilmesi gerektiğini belirtti.
Milli Kütüphanenin ciddi eksiklerinin bulunduğunu söyleyen Oral, kütüphanenin, 24 saat depolarından kitap alınabilir halde olamsı gerektiğini kaydetti.
TBMM'de 21. Dönem'de kurulan Ahlat'a ilişkin komisyonun, seçimler nedeniyle yarıda kaldığını bildiren Oral, "Yarım kalan meseleyi tamamlamak için Kültür ve Turizm Bakanlığına çağrıda bulunuyorum: Ahlat'ın, ülkemizin kültür başkenti yapılması ve özel bir statüye kavuşturulması için bir çalışma yapılsın, biz de seve seve destek verelim." diye konuştu.
İYİ Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin ise tarih ve kültür açısından son derece önemli olan yazma eserlerin, Osmanlı arşivlerinin nem ve rutubet tehdidi altında olduğuna işaret ederek, "Umuyoruz Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı bu eserlere sahip çıkılması konusunda devlet ciddiyetiyle özveri ortaya koyar ve zengin arşivimiz gelecek kuşaklara olduğu gibi aktarılabilir." dedi.
Sezgin, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) Dışişleri Bakanlığına bağlı olmamasının başlı başlına bir soru işareti olduğunu söyledi.
YTB'nin önemli bir kurum olduğunu belirten Sezgin, bu kurum aracılığıyla soydaşlara yönelik ne gibi somut projeler gerçekleştirildiğini sordu.
Sezgin, "Özellikle çok hassas bir durumda bulunan Suriye Türklerine sahip çıkmak için neler yapılmaktadır, ilerisi için ne öngörülmektedir? Örneğin YTB Türkiye'de bu yıl kaç Suriye Türkmen'ine, kaç Uygur Türkü'ne destek sağlamıştır? TİKA son yıllarda Doğu Türkistan'da kaç proje gerçekleştirmiştir?" sorularını yöneltti.
Doğu Türkistan'da, Uygur Türkü soydaşlara uygulanan sistematik baskının, işkence ve zulümün Türkiye hariç dünyanın neredeyse bütün ülkeleri tarafından en ciddi şekilde sorgulandığını vurgulayan Sezgin, "Çok sayıda uluslararası örgüt ve devlet yüksek sesle itirazlarını dile getirirken Türkiye'de iktidar maalesef konuyu seslendirmekten dahi geri durmakta, acıklı gelişmelere tepki verememektedir." ifadesini kullandı.
İYİ Parti Ankara Milletvekili Şenol Sunat, bugünün, Dünya İnsan Hakları Günü olduğunu anımsatarak, her gün insan hakları ihlallerinin görüldüğünü, haksızlıkların, hak ihlallerinin sıradanlaştığı bir düzenin sürdüğünü dile getirdi.
Sunat, "Vatan evlatlarımızı, suçsuz, günahsız vatandaşlarımızı göz kırpmadan, alçakça yaşam hakkını elinden alan hain terör örgütünün destekçisi, siyasi ve sivil uzantılarının insan haklarından bahsetmesi asla kabul edilemez ve bu bir ikircikli, utanç verici bir durumdur." dedi.
RTÜK'ün, radyo ve televizyon ile internet faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemekle görevli olduğunu anımsatan Sunat, "RTÜK ne kadar özerktir, ne kadar tarafsızdır? RTÜK bağımsız bir kurum olarak durmuyor karşımızda. RTÜK, iktidar gücünü kullananların sopası olarak var. RTÜK muhalif basına ceza vermek için var. RTÜK ne ile anılıyor? Başkanının 3 ayrı yerden maaş alması ve bunu ortaya çıkaran üyesinin kanunsuzca görevden alınmasıyla anılıyor." şeklinde konuştu.
Sunat, İYİ Parti iktidarında RTÜK'ün siyasi etkiden uzaklaşmasının sağlanacağını ifade etti.
Özel tiyatrolara verilen desteklerin yetersiz olduğunu belirten Sunat, "Altyapıyı güçlendirecek yardımlara ihtiyaç var. Anadolu'da salon sayısı büyük şehirlere oranla hala yeterli değil." dedi.
Türkiye'de Türk milletinin figüran yapıldığı, baş aktörlerin profesyonel pazarlamacı olduğu, senaryonun ulus ötesi şirketlerce yazıldığı büyük bir tiyatronun 17 yıldır oynandığını söyleyen Sunat, "Artık Türk milletini kandıramayacak, bu oyunu zorla seyrettiremeyeceksiniz." diye konuştu.
- "17 yıldır millete rağmen hiçbir şey yapmadık"
AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, İYİ Partili Sunat'ın sözleri üzerine yaptığı konuşmada, RTÜK Başkanı'nın, üç yerden maaş almasının söz konusu olmadığını, tek yerden maaş aldığını belirtti.
RTÜK'ün, bağımsız bir yapısının bulunduğunu dile getiren Muş, kurumda, CHP ve diğer partilerden üyelerin bulunduğunu, RTÜK'ün AK Parti'nin tekelinde olmadığını vurguladı.
Milletin, AK Parti'nin baş tacı olduğunu söyleyen Muş, "17 yıldır millete rağmen hiçbir şey yapmadık. Millete rağmen hiçbir şey olmaz. Durduğumuz pozisyonda olayları değerlendirmemiz, milletimizle aynı paralelde ve çizgidedir. Bu değişmediği için AK Parti hep başrolde oynamıştır, figüran olmamıştır." açıklamasında bulundu.
- "AİHM'in bu kararına uyulmalı"
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, bugünün Dünya İnsan Hakları Günü olduğunu anımsatarak, Türkiye'nin, insan hakları konusunda küme düştüğünü öne sürdü.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM), Gezi Parkı davasının tek tutuklu sanığı olan ve 770 yetmiş gündür cezaevinde bulunan iş insanı Osman Kavala'nın başvurusu hakkında ihlal kararı verdiğini dile getiren Altay, şunları söyledi:
"AİHM, makul şüphesi olmadan Kavala'nın siyasi sebeplerle tutuklanması ve AYM'nin başvuruyu makul bir sürede incelememesi nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ihlal bulup Kavala'nın derhal serbest bırakılmasına karar verdi. Biz AİHM'in bu kararına, yürütmenin bir an önce uyması noktasında bir çağrı yapıyoruz. Aynı iradenin parlamentoyu oluşturan diğer siyasi partilerde de var olduğunu düşünmek ve ummak istiyoruz."
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Abdul Ahat Andican, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu'nun, Atatürk'ün, kurduğu en önemli iki kuruluş olduğunu söyledi.
Andican, "Tarihi iyi bilmek ve kendi tarihine saygı duymak biz siyasetçiler açısından çok önemlidir. Benim bir inancım var. Tarihi bilmeyen adamdan siyasetçi olabilir ama devlet adamı olmaz. Kendi tarihinize saygı duymuyorsanız, kendi tarihinizi içselleştiremiyorsanız, onunla barışık değilseniz başkalarının sizin tarihinize saygı duymasını bekleyemezsiniz." değerlendirmesini yaptı.
Kaynak:
Bu haber toplam 139 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.