Zirvesi buzullarla kaplı Ağrı Dağı dünyanın farklı ülkelerinden dağcıları ağırlıyor
Rehber Yıldırım Seçmen:- "Buraya ulaşım çok kolay, buradaki lojistik çok iyi. Bu nedenle yıllık binlerce dağcı zirve yapıyor ya da faaliyetler için dağa geliyor"- Belçika'dan gelen dağcı Thomas Walker:- "Kuzenimin tavsiyesiyle Ağrı Dağı'na geldim. Buradaki faaliyetten ve hizmetten dolayı çok memnun oldum"
ABDULLAH SÖYLEMEZ/BÜLENT MAVZER - Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde bulunan ve yılın her mevsimi zirvesi buzullarla kaplı 5137 rakımlı Ağrı Dağı, dünyanın farklı ülkelerinden gelen dağcıları ağırlıyor.
Yurdun en yüksek noktası olan Ağrı Dağı, dünyada en fazla tırmanış yapılan dağlar arasında yer alıyor.
Avrupa kıtası başta olmak üzere, çok sayıda ülkeden gelen yabancı dağcılar ile ülkenin farklı yerlerinden Doğubayazıt ilçesine gelen yerli dağcılar, hazırlıklarını tamamlayıp Çevirme mezrasından yürüyüşe başlıyor.
Taşıyabilecekleri kadar malzemeyi yanlarına alıp diğer eşyaları atlara yüklenen dağcılar, rehberler eşliğinde saatlerce süren yolculuğun ardından 3200 rakımdaki kamp alanına ulaşıyor.
Yüksek rakıma uyum sağlamak ve dinlenmek için burada kurdukları çadırlarda geceyi geçiren dağcılar, ikinci günün sabahında yeniden yürüyüşe başlayarak dik yolları aşıp 4200 rakımdaki kamp alanına varıyor.
Burada bir süre dinlenen dağcılar, kışlık kıyafetler ve botları giydikten sonra gece vakti soğuk hava ve rüzgara rağmen zorlu zirve tırmanışına devam ediyor.
Dağcılar, üçüncü günün sabahında buzulların üzerinde yürüyerek zirveye ulaşıyor.
Burada bir süre vakit geçiren dağcılar, inişe geçip ikinci kamp alanında dinleniyor.
Daha sonra ilk kamp alanına ulaşan dağcılar, geceyi geçirdikten sonra Çevirme mezrasına kadar yürüyüp buradan da minibüslerle ilçe merkezindeki otellere götürülerek dört günlük zorlu zirve tırmanışını tamamlıyor.
Zirve tırmanışı yapan dağcılar, hem kentin tanıtımına hem de il ve ülke ekonomisine katkı sağlıyor.
Rehber Yıldırım Seçmen, AA muhabirine, tırmanış için yurt dışı ve yurt içinden gelenlere rehberlik yaptığı Ağrı Dağı'na, dünyanın ilgisinin artarak devam ettiğini söyledi.
Ağrı Dağı'nın özellikle Avrupa’ya çok yakın olmasının da popülaritesini artırdığına dikkati çeken Seçmen, "Buraya ulaşım çok kolay ve lojistik çok iyi. Bu nedenle yıllık binlerce dağcı zirve yapıyor ya da faaliyetler için dağa geliyor. Buraya gelen dağcılar, kamp alanlarında en iyi şekilde karşılanıyor. Yemek, kahvaltı ve ikramlarda bulunuluyor. Onların rahat bir şekilde zirve tırmanışı yapmaları için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz." dedi.
Belçika'dan gelen Thomas Walker da Ağrı Dağı'na zirve tırmanışı yapacağı için çok heyecanlı olduğunu belirtti.
Dağın çok heybetli olduğunu vurgulayan Walker, "Kuzenimin tavsiyesiyle Ağrı Dağı’na geldim. Buradaki faaliyetten ve hizmetten dolayı çok memnun oldum. Üç gündür buradayım, umarım tüm ekip olarak zirveye yaparız." diye konuştu.
- "İran'dan bütün dağcıların tırmanmak istediği bir dağ"
İranlı rehber Ali Mirzayi ise yılın her mevsimi, çok sayıda dağcıyla zirve tırmanışına geldiklerini anlattı.
Ülkesindeki insanların Ağrı Dağı'na yoğun ilgi gösterdiğini aktaran Mirzayi, şunları kaydetti:
"Ağrı Dağı çok güzel ve İran'dan bütün dağcıların tırmanmak istediği bir dağ. Biz de her yıl İran’dan bu dağa tırmanmak için geliyoruz. Yılın her mevsimi buraya gruplar halinde dağcı kafilesi getiriyoruz. Ağrı Dağı'nın sınırımıza yakın olması bizim için çok büyük bir avantaj. Hem yaz hem de kış tırmanışları yapıyoruz."
Doğa tutkunu Kübra Tuna, hobi olarak dağcılığa başladığını ve ikinci defa Ağrı Dağı'na zirve tırmanışı yaptığını söyledi.
Tırmanışın zorlu olduğunu ancak buna değdiğini dile getiren Tuna, "Zirve tırmanışı çok yorucuydu. İnsanın nefesi kesiliyor ama Türkiye'nin en yüksek noktasına ayak basmak müthiş bir keyif. Oksijen azalıyor, nefes almakta da güçlük çekiyoruz ama bizim için müthiş bir heyecandı. Zirvede rüzgar vardı ama oraya çıktığında yaşadığın bütün zorlukları unutuyorsun. Zirvede keyifli bir şekilde etrafı seyrettik. Zirve karlı, buzlu ve güzeldi. Mutlaka gelip zirveyi görsünler. Üçüncü defa zirve yapmak için yeniden geleceğim." ifadelerini kullandı.
Serdar Sak ise 4200 kampından sonra yürüyüşün daha da zorlaştığını ancak zirveye ulaşıp çevreyi izleyince üzerlerindeki yorgunluğun ortadan kalktığını anlattı.
Kaynak:
Bu haber toplam 74 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.