Yunus Emre Enstitüsünün tematik yaz okulu programı sona erdi
Yunus Emre Enstitüsünün (YEE) "Cumhuriyet'in Kültürel Yüzü" başlığıyla dört kategoride düzenlediği yaz okulları tamamlandı.Enstitüden yapılan açıklamaya göre, Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzüncü yılı kutlamaları kapsamında düzenlenen...
Yunus Emre Enstitüsünün (YEE) "Cumhuriyet'in Kültürel Yüzü" başlığıyla dört kategoride düzenlediği yaz okulları tamamlandı.
Enstitüden yapılan açıklamaya göre, Türkiye Cumhuriyeti'nin yüzüncü yılı kutlamaları kapsamında düzenlenen "Litera-Türk", "Kamera Arkası", "Türk Sofrası" ve "Türk Arkeolojisi" temalı etkinliğe 32 ülkeden katılım sağlandı.
Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla Türk Hava Yollarının sponsorluğunda düzenlenen programda, Türkiye'nin edebiyat, sinema, mutfak ve arkeoloji alanındaki zengin mirası yabancı katılımcılara aktarıldı.
İstanbul ve çeşitli illerde gerçekleştirilen uluslararası yaz okulu programlarıyla Türkiye'nin 1923-2023 arasındaki kültürel değişim ve dönüşümü tanıtıldı.
- "Edebiyatçılarla birebir iletişim kurma imkanı buldum"
İstanbul'da Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen Litera-Türk yaz okulu, çağdaş ve klasik Türk edebiyatının seçkin eserlerini, yazarlarını ve edebi mekanlarını katılımcılarla buluşturdu.
Yazar söyleşileri, şiir günleri, edebi ve tarihi mekan gezileri gibi etkinliklerle, yabancı katılımcılar Türk edebiyatını yakından tanıma fırsatı buldu.
Programa Ürdün'den katılan ve açıklamada görüşlerine yer verilen Samah Darweesh, 10 günlük sürecin kendisi için adeta bir dönüm noktası olduğunu belirterek, "Alanında uzman akademisyenler, yazarlar ve edebiyatçılarla tanışarak onlarla bire bir iletişim kurma imkanı buldum." ifadesini kullandı.
Darweesh, Türk edebiyatına ilgilerini derinleştirmek ve ufuklarını genişletmek adına, her bir uzmanın paha biçilmez bilgiler sunduğunu aktararak, "Aynı zamanda, edebiyatla iç içe geçmiş müzeleri ve tarihi mekanları ziyaret etmek, öğrendiklerimizi somut bir şekilde deneyimlememizi sağladı. YEE'ye, bu benzersiz deneyimi yaşama fırsatı verdiği için kalpten teşekkür ediyorum." görüşünü paylaştı.
- "Sinemacı arkadaşlarla tanışmak ufuk açıcıydı"
Rami Kütüphanesi'nin desteğiyle gerçekleştirilen "Kamera Arkası Yaz Okulu" programında seminerler, atölye çalışmaları ve film seti ziyaretleriyle Türk sinemasının zengin birikimi sunuldu.
Katılımcılar, etkinlik kapsamında yönetmen, oyuncu ve yapımcılarla da bir araya geldi.
Azerbaycan'dan Samed Aghayev, "Bu yaz okuluyla, Türkiye'nin devlet ve millet olarak ne kadar büyük bir organizasyona ev sahipliği yaptığını yerinde gördüm. Türkiye'nin sinemacılarıyla, yönetmenleriyle, senarist, yapımcı ve oyuncularıyla bir araya gelmek harikaydı." ifadelerine yer verdi.
Program sayesinde ciddi bir iletişim bağı kurma imkanı bulduklarını kaydeden Aghayev, "Ayrıca 15 ülkeden farklı sinemacı arkadaşlarla tanışarak yeni bir çevre edindik. Bu büyük program bizim için ufuk açıcıydı." değerlendirmesinde bulundu.
- Topraktan sofraya uzanan Türk mutfağı tanıtıldı
"Türk Sofrası Yaz Okulu" programı ile Türk mutfağının zengin mirası katılımcılara aktarıldı.
İstanbul, Balıkesir, Afyonkarahisar ve Ankara'da düzenlenen programda, yabancı mutfak profesyonelleri ve şefler hem teorik derslere hem de pratik atölyelere katıldı.
Türk mutfağının topraktan sofraya uzanan hikayesi katılımcılarla paylaşıldı ve Türk yemeklerinin tadımı gerçekleştirildi.
Almanya'dan katılan Niko Schmitz, program sayesinde Türk yemekleri hakkında çok fazla bilgi sahibi olduğunu belirterek, etkinliği düzenleyenlere teşekkür etti.
- "Hayat boyu sürecek güçlü bir dostluk bağı kurduk"
"Türk Arkeolojisi Yaz Okulu" programında ise Anadolu'nun zengin arkeolojik mirası katılımcılarla paylaşıldı.
Troya, Efes, Gordion, Karahantepe ve Göbeklitepe gibi antik kentlerin yanı sıra Troya Müzesi, Zeugma Müzesi, Şanlıurfa Müzesi ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi gibi önemli müzeler etkinlik kapsamında ziyaret edildi.
Arkeologlar ve uzman rehberler eşliğinde yapılan gezilerle katılımcılar, Türk arkeolojisinin dünya mirasına katkılarını yerinde inceledi.
Avusturya'dan Benjamin Frerix de programa üç kıta ve sekiz ülkeden araştırmacı ekiplerin katıldığını belirterek, "Gelibolu savaş alanları, Truva ve Efes Antik Kentleri gibi önemli yerleri uzman rehberler eşliğinde ziyaret ettik. Bu programda arkeologlar, tarihçiler ve sanat tarihçileri olarak hayat boyu sürecek güçlü bir dostluk bağı kurduk." ifadelerini kullandı.
Kaynak:
Bu haber toplam 55 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.