YKS'ye eşit ağırlıktan hazırlanan öğrenciye sözelde 55'incilik sürprizi
Güngören İstanbul Ticaret Odası Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi mezunu Ayşenur Divrik:- "Arkadaşlarla, öğretmenlerle el ele vererek aslında bireysellikten çıkartarak gerçekleştireceğimiz bir süreç olduğunu düşünüyorum. Tek başıma olsaydım muhtemelen pes ederdim"- "Boğaziçi'ni hedefliyordum, Boğaziçi olmazsa Galatasaray ya da ODTÜ gibi üniversiteleri de düşünmek istiyorum. Sonrasında eğer ortalamamı da yüksek tutarsam üniversitede çift ana dal ya da yan dal imkanlarıyla farklı bir bölüm okuyabiliyormuşum"
Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nda (2024-YKS) Alan Yeterlilik Testleri (AYT) sözel bölümünde Türkiye 55'incisi olan Ayşenur Divrik, sınava hazırlık sürecini, arkadaşları ve öğretmenleriyle el ele verip bireysellikten çıkarak geçirdiğini söyledi.
Güngören İstanbul Ticaret Odası Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi mezunu olan Divrik, YKS'ye hazırlık sürecini ve eğitim hedeflerini AA muhabirine anlattı.
Üniversite sınavında sözelde 55'inci, eşit ağırlıkta 2 bin 129'uncu olduğunu dile getiren Divrik, "Esasında eşit ağırlık öğrencisiydim. Sözel derecesi beklenmedikti ama hakikaten bizi memnun etti." dedi.
Divrik, sınav sonucunu gördüğünde yaşadığı duyguları aktararak, "ÖSYM sayfasının hemen açılmasını beklemiyordum. Açıldığı zaman bir elim titredi. Sonrasında heyecanlandım, biraz ağladım. Ailem köydeydi, bu arada onları aradım. Onlarla beraber mutluluğumu paylaştım. Ailemle beraber sevindik. Sonrasında hemen koşa koşa okula geldim. Okulda birkaç tur daha ağladıktan sonra baktım ki herkes mutlu. Ben mutluyum." diye konuştu.
- "Hem sosyalleştim hem çalıştım"
Dershaneye gitmediğini, özel ders de almadığını, yalnızca okul kursunda sınava hazırlandığını belirten Divrik, şöyle devam etti:
"2023 Mayıs ayı itibarıyla aslında yavaştan çalışmaya başlamıştım. Küçük bir TYT temposu, sonrasında tabii her zaman bu tempoyu devam ettirdik. AYT'yi de eylül, ekim gibi başlayarak hep güçlendirmeye çalıştık. Onunla beraber yurtta da kaldım ama asla sosyal hayatı kısıtlama gibi bir şey yapmadım. Arkadaşlarımla beraber, yeri geldi öğretmenlerimizle çay içtik, bahçede oturduk. Benim için hep bir sosyalleşmeyi hatta kermes gibi etkinlikleri de barındıran bir süreçti."
Divrik, başarının anahtarının başta tevekkül ve kendine inanmaktan geçtiğini söyledi.
Bunun bir yılı kapsayan çok zor bir süreç olduğuna dikkati çeken Divrik, "Dünyevi bir sınava hazırlanıyorsunuz. Haklı yorgunluğumuz, yılgınlıklarımız oluyor. Böyle anlarda pes etmeden sadece belki tempoyu biraz daha düşürerek, arkadaşlarla, öğretmenlerle el ele vererek aslında bireysellikten çıkartarak gerçekleştireceğimiz bir süreç olduğunu düşünüyorum. Ben başarıyı bu şekilde yakaladığıma inanıyorum. Tek başıma olsaydım muhtemelen pes ederdim. Ama burada okul ortamında da yetiştiğim için pes etmek hiç aklımın ucuna gelmedi. Düştüğümüzde hep birbirimizi kaldırdık. Yani aslında süreç, bireysellikten çok herkesin el ele verdiği bir şekilde bence başarıyı getiriyor." ifadelerini kullandı.
Eşit ağırlık öğrencisiyken hiç hesapta olmayan bir şekilde sözelde derece yaptığı için bu alanda da tercih yapmayı düşüneceğini dile getiren Divrik, üniversitelerin ilk 100'e girenlere burs imkanı tanıdığını kaydetti.
- Hem eşit ağırlık hem de sözelden bir bölüm okumayı hedefliyor
Hayalinin siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler okumak olduğunu anlatan Divrik, "Boğaziçi'ni hedefliyordum, Boğaziçi olmazsa Galatasaray ya da ODTÜ gibi üniversiteleri de düşünmek istiyorum. Mesela bir yıl Koç'u tercih ederken Koç'ta tam burslu bir şekilde tarih bir yıl okurum. Sonrasında eğer ortalamamı da yüksek tutarsam üniversitede çift ana dal ya da yan dal imkanlarıyla farklı bir bölüm okuyabiliyormuşum. Öğretmenlerimle, akran danışmanlarımla her şeyi düşüneceğiz, taşınacağız." dedi.
Divrik, sınav sürecinin tek başına yürütülmemesi gerektiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Ben başarılı oldum ama bunun arkasında yalnızca emeklerim yer almıyor. Ailem, öğretmenlerim, arkadaşlarım var. O yüzden bence üniversite sınavına hazırlandığımız vakitlerde kendimizi evlere kapatmak ve yalnızca ders çalışmaktan ziyade bir şeylerin ucundan tuttuğumuz, hala kendimizi yetiştirdiğimiz, geliştirdiğimiz bir şekilde sınava hazırlanmak lazım. Hani klişedir, 'Üniversite sınavına hazırlanırken kitap okunmaz, sadece test kitabı çözülür' denilir. Ama bence böyle olmamalı. Çünkü ruhun da o kısma ihtiyacı var. Hani kendini geliştirmeye de ihtiyacı var. Büyümeye ihtiyacı var. O kısmı kısıtladığımız zaman aslında bence başarı bir noktada sekteye uğruyor ve ders çalışmaktan sıkılıyoruz. O yüzden çalışmayı tek bir şey üzerine temellendirmektense hobilerimizi, alışkanlıklarımızı ertelemeden, küçük küçük olsa da devam ettirmek arkadaşlarımıza başarıyı sağlatacaktır."
Kaynak:
Bu haber toplam 91 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.