Yaban hayvanlarının nesli kaçakçılık tehdidi altında

Yaban hayvanlarının nesli kaçakçılık tehdidi altında

WWF-Türkiye Biyoçeşitlilik Kıdemli Uzmanı ve Veteriner Hekim Ahmet Emre Kütükçü:- "Gri papağan en çok talep edilen türlerden biri. Demokratik Kongo Cumhuriyeti gibi bunun vahşi popülasyonlarının olduğu ülkelerde bu talep sonrasında doğadaki popülasyonunun ciddi ölçüde azaldığı tespit edildi ve bu türün ticareti tamamen yasaklandı"- "Hava ya da kara yoluyla kaçırılan hayvanlar strese maruz kaldıkları, çok kötü şartlarda naklediliyor. Bu nedenle insanlarda hastalığa neden olabilecek patojenler aktif hale gele

​​​​​​​ BİRİZ ÖZBAKIR - WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Biyoçeşitlilik Kıdemli Uzmanı ve Veteriner Hekim Ahmet Emre Kütükçü, yaban hayatı kaçakçılığının hem türlerin popülasyonlarına hem de ekosistemlere ciddi zararlar verdiğini söyledi.

Yaban Hayvanı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezleri, yasa dışı ticaret ya da esaret altında bakılırken el konulan, insan ve doğal kaynaklı nedenlerle yaralanan, hastalanan yaban hayvanlarının, tekrar doğal yaşam ortamlarına bırakılıncaya veya yabancı türlerin orijin ülkesine gönderilinceye kadar bakım, tedavi ve rehabilitasyonlarının yapılması amacıyla faaliyet gösteriyor.

Bu çalışmalar, 2000’li yılların başında üniversiteler, hayvanat bahçeleri, belediye ve sivil toplum kuruluşlarıyla yapılan protokoller ile gerçekleştirilirken, 2010'da Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından kurulan Bursa Celal Acar Yaban Hayatı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezinin hizmet vermeye başlamasıyla daha kapsamlı hale geldi.

Çalışmalar, üniversitelerin veteriner fakülteleri ile işbirliği protokolü yapılarak daha etkin bir şekilde sürdürülüyor.

AA muhabirinin Tarım ve Orman Bakanlığından edindiği bilgilere göre, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce 2012-2022 yılları arasında zarar gören 90 bin 486 yaban hayvanından 50 bin 8'i tedavi ve rehabilite edilerek doğal yaşam ortamına bırakıldı.

Doğaya dönemeyecek yaban hayvanları ise hayvanat bahçelerine yerleştirildi. 2023 yılında zarar gören 17 bin 884 yaban hayvanının 11 bin 284'ü, 2024'te ise zarar gören 18 bin 763 yaban hayvanından 11 bin 391'i tedavi ve rehabilitasyon süreci tamamlandıktan sonra yeniden doğaya kazandırıldı.

Tarım ve Orman Bakanlığı, her bölge müdürlüğü bünyesinde bir Yaban Hayvanı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi kurulması hedefi kapsamında şimdiye kadar Afyonkarahisar, Bursa, Diyarbakır, Konya, Şanlıurfa, Mersin, Sinop, Kars, Van, Rize ve Hatay olmak üzere 11 ilde kurtarma merkezi inşa etti.

- "Kaçırılan 100 hayvandan sadece 10'u canlı kalabiliyor"

Kütükçü, yaban hayatı kaçakçılığının yumuşakçalar, sürüngenler, amfibiler, kuşlar ve memelilere kadar birçok hayvan sınıfını ve bitkileri içeren bir kapsamı olduğunu belirtti.

Arzı oluşturan şeyin talep olduğunu ve insanlar talep ettiği sürece yaban hayvanları ve bitkilerinin ticarete konu olmaya devam edeceğini dile getiren Kütükçü, "Yaban hayvanları bilimsel çalışmalar, geleneksel tıp, dini inançlar veya spor faaliyetleri için kaçırılabiliyor. Bunun dışında egzotik hayvan koleksiyonerliği veya batıl inançlar gibi birçok nedenle yaban hayvanları, canlı ya da farklı organ parçaları şeklinde kaçakçılığa konu olabiliyor." dedi.

Kütükçü, dünyada yaban hayatı kaçakçılığının en fazla görüldüğü bölgelerin, tür çeşitliliği açısından zengin coğrafyalar Doğu Afrika, Orta Afrika, Uzak Doğu, Yeni Gine, Güney Amerika ve Orta Amerika olduğu bilgisini paylaştı.

Silah ve uyuşturucudan sonra en büyük kaçakçılık türü olan yaban hayatı kaçakçılığının mali boyutunun 25-30 milyar doları bulduğunu aktaran Kütükçü, kaçakçılığın, türlerin popülasyonlarına ve ekosistemlere ciddi zarar verdiğini vurguladı.

Kütükçü "Gri papağan en çok talep edilen türlerden biri. Demokratik Kongo Cumhuriyeti gibi bunun vahşi popülasyonlarının olduğu ülkelerde bu talep sonrasında doğadaki popülasyonunun ciddi ölçüde azaldığı tespit edildi ve bu tür ticaret tamamen yasaklandı. Bu örnek gibi sırf ticaret nedeniyle bu hayvanların doğadaki popülasyonları ciddi tehdit altına girebiliyor. Doğadan yakalanıp kaçırılan yaban hayvanları, nakilleri esnasında çok kötü şartlarda paketleniyor ve 100 hayvan kaçırılıyorsa bunun neredeyse sadece 10'u canlı kalabiliyor." diye konuştu.

- Yerli türler istilacı türler tarafından baskılanabiliyor

Hava ya da kara yoluyla kaçırılan hayvanların strese maruz kalarak çok kötü şartlarda nakledildiklerini anlatan Kütükçü, bu nedenle insanlarda hastalığa neden olabilecek patojenlerin aktif hale gelebildiği uyarısında bulundu.

Kaçırılan bitki veya hayvan türlerinin, götürüldükleri farklı coğrafyalarda istilacı tür olma riski taşıdıklarına dikkati çeken Kütükçü, şu örneği paylaştı:

"Kırmızı kulaklı su kaplumbağaları ülkemiz için istilacı bir tür. İnsanlar bunları küçükken alıyor, evde uygun olmayan şartlarda bakmaya çalışıyorlar. Şartlar kötü olsa bile bazıları büyüyüp dev boyutlara ulaşabiliyor. Sonra evlerine sığdırıp bakamadıkları için gidip göllere, derelere bırakıyorlar ve bunlar da şu an ülkemizde istilacı tür konumuna gelmiş durumda. Yerli kaplumbağa türlerini baskılayıp onların o yaşam ortamından yok olmalarına neden oluyorlar."

- İstanbul Havalimanı'nda ele geçirilen yavru goril

Türkiye'den daha çok tıbbi bitkiler, saka gibi ötücü kuşlar ile böcek türlerinin ya da bilimsel araştırmalar için endemik türlerin yurt dışına kaçırıldığını anlatan Kütükçü, geçen günlerde İstanbul Havalimanı'nda Nijerya'dan Tayland'a gönderilen bir kargoda yavru goril bulunduğunu hatırlattı.

Kütükçü, Zeytin ismi verilen yavru goril hakkında şunları söyledi:

"Yavru goril yakalandığında türüne ya da yaşına uygun şartlarda değildi. Hayvan dehidreydi, yoğun stres altında, çok kötü şartlarda kaçırılmak istenirken el konuldu. Tabii Bakanlığın ilgili birimleri hızlıca bu hayvana müdahale ettiler. Uygun bir alan belirlediler ve bu hayvanın bakımıyla ilgili yurt dışındaki uluslararası organizasyonların uzmanlarıyla temasa geçtiler çünkü goril ülkemizde çok sık rastlanılan bir tür değil. Belki çok nadir, belki ilk defa. Yani belki sadece veteriner hekimin müdahale edeceği durum da değil. Yani şu anki durumuna bakılırsa bu uzman desteğini ve ilgili kurumlardan bu hayvanın bakımı ile ilgili protokol desteğini aldıkları görülüyor."

İnsanların yaban hayatı kaçakçılığıyla ilgili bilinçlendirilmesinin önemine değinen Kütükçü, kaçakçılık nedeniyle son derece kötü koşullara maruz kaldıkları için en azından İstanbul'daki iki havalimanında ilk müdahale ve karantina şartlarının sağlanacağı bir uzman müdahale kliniğinin açılması tavsiyesinde bulundu.

Yaban hayvanlarının nesli kaçakçılık tehdidi altında

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 26 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler