Ünlü sanatçıların yapımcısı Candan, "yoz müzik" olarak adlandırılan arabeskin zorlu yolculuğunu anlattı
Elenor Müzik'in kurucusu Muhteşem Candan:- "1978 ya da 1979'du tam hatırlamıyorum. En son gün Cumhurbaşkanına o kadar istek gitmiş ki, Cumhurbaşkanının izniyle Ferdi Tayfur gece 12'den sonra TRT'ye çıktı ve iki şarkı söyledi"- "Arabeskin çok sorunları oluştu, arabeski tanıtmak gibi. O günün, yani 1970'lerin yasaklı olan müziğini yapıyorsunuz. Halk müziği, sanat müziği ve hafif müzik dedikleri bugünün pop müziği denetimlerden geçebiliyordu. Biz denetime yolluyorduk arabeski, oralarda nasıl çalabiliriz diye.
MEHMET KARA - Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses, Zeki Müren gibi birçok ünlü sanatçının parçalarını piyasaya süren müzik yapımcısı Muhteşem Candan, arabeskin yasaklı günlerinden bugüne ulaşan yolculuğunu anlattı.
Türkiye müzik endüstrisinin uzun yıllar kalbinin attığı Unkapanı Plakçılar Çarşısı'nda yarım asırdan fazla süredir müzik dünyasına yön veren Elenor Müzik'in kurucusu Candan, "yoz müzik" ya da "gecekondu müziği" diye tabir edilen ve bazı kesimler tarafından küçük görülen arabesk müziğin farklı dönemlerine ışık tuttu.
Candan, arabeskin toplum, medya ve siyaset bağlamındaki tarihi yolculuğunu AA muhabirine değerlendirdi.
- Ferdi Tayfur ilk kez Cumhurbaşkanının izniyle televizyona çıktı
Vefat eden sanatçı Ferdi Tayfur'un ilk çıktığı dönemde büyük tiraj yaptığını anlatan Candan, "İlk 'Bırak Şu Gurbeti' diye 45'lik single albümle başladık. Arkasından 'Çeşme' geldi ve 'Çeşme' çok büyük satışlar yaptı, çok beğeni topladı, Altın Plak aldı. Çeşme için film teklifi geldi, bu film de satış rekorları kırdı. Türkiye nüfusu 42 milyonken, 8 milyon izleyici sayısına ulaştı." dedi.
Arabeskin ilk çıktığı dönemlerde yeni müzik dalı olarak kabullenişinin zor olduğuna dikkati çeken Candan, ilk çalıştığı sanatçılardan birinin Ferdi Tayfur olduğunu söyledi.
Candan, o dönem yaşadıkları zorluklara ilişkin, "Ferdi Tayfur'la 1974 yılında çalışmaya başladık. Öyle bir tiraj yaptı ki... Halk, Ferdi Tayfur'un televizyona çıkmasını çok istiyor, çok seviyor ve görmek istiyor. Bir yılbaşı için o günün yönetmenleri program yapıyor; bunu denetime sokup nasıl yayınlarız diye. 1978 ya da 1979'du tam hatırlamıyorum. En son gün Cumhurbaşkanına o kadar istek gitmiş ki, Cumhurbaşkanının izniyle Ferdi Tayfur gece 12'den sonra TRT'ye çıktı ve iki şarkı söyledi." ifadelerini kullandı.
Arabeskin halk tarafından çok benimsendiğini fakat tanıtım yapmakta zorlandıklarını belirten Candan, "Arabeskin çok sorunları oluştu, arabeski tanıtmak gibi. O günün yani 1970'lerin yasaklı olan müziğini yapıyorsunuz. Halk müziği, sanat müziği ve hafif müzik dedikleri bugünün pop müziği denetimlerden geçebiliyordu. Biz denetime yolluyorduk arabeski, oralarda nasıl çalabiliriz diye. Gelen cevap şuydu, 'Yoz müzik.' diyorlardı. Yani oluşmamış, müzikal kalitesi yok anlamında diye. O gün elimizde bir tek televizyon var; TRT 1, bir tek radyomuz var; TRT'nin radyosu. Bu müzikleri oralarda çalmanız, çaldırmanız mümkün değil. Daha sonra 1993'te bir özel televizyon ve radyonun kurulmasıyla bu arabesk sanatçılarımız öne çıktı hem de birçok arabesk söyleyen sanatçı oluştu." diye konuştu.
- Arabesk, sınıfsal farklılıkları yok etmeye çalıştı
Candan, Ferdi Tayfur başta olmak üzere arabesk sanatçılarının toplumsal farkları yok etmek gibi bir misyona da aracılık ettiklerini söyledi.
Ferdi Tayfur ve diğer arabesk şarkıcıların filmlerinde senaristlerin şarkılardan esinlenerek senaryolar yazdığını ifade eden Candan, "Ferdi Tayfur, ezilen bir işçi, aşık olduğu kız da ağanın kızı. Yani arada bir uçurum, sınıf farkı var. İşte bu fark bir toplumda aranın kapanmasını sağladı, farkı yok etti ya da yok etmeye çalıştı en azından. Muhakkak bütün filmlerde zengin, fakir, fakirlerin zengin olması falan işlendi. Arabesk, bu gibi konuların hepsine çare oldu. Bu şarkılar ağa kızıyla bir işçinin arasındaki farkı yok etti." dedi.
Arabeskin her şeye rağmen kitlelerin büyük sevgisiyle bugünlere geldiğini anlatan Candan, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
"Arabesk doğduğundan bu yana büyük kitleye hitap etti. İnsanlar kendini anlatan laflar buldukları için çok sevdiler, çok benimsediler. Arabeski bir kültürel taşıyıcı olarak görüyorum. 1970'lerde başlayıp 1980'lerde pik yapması ve ondan sonra da bugün örneğin Ferdi Tayfur dördüncü nesle hitap ediyor. Bu çok önemli. Şarkılarıyla, müzikleriyle onu çok seviyorlar. Hala dinliyorlar. Filmleri televizyonlarda oynadığı zaman büyük reyting alıyor."
Kaynak:
Bu haber toplam 48 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.