TÜSİAD'ın Tarım ve Gıda Sektörünün Analizi Çalışması tanıtıldı

TÜSİAD'ın Tarım ve Gıda Sektörünün Analizi Çalışması tanıtıldı

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski:- "Tarımı gençlerin, girişimcilerin ilgi alanına çekmeliyiz. Bu çerçevede, eğitim reformunun ve teknolojik gelişmelerin kayda değer rol oynayabileceğine inanıyorum"- "Nesnelerin interneti, yapay zeka ve blokz

İSTANBUL (AA) - Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, "Tarımı gençlerin, girişimcilerin ilgi alanına çekmeliyiz. Bu çerçevede, eğitim reformunun ve teknolojik gelişmelerin kayda değer rol oynayabileceğine inanıyorum." dedi.

Kaslowski, TÜSİAD'ın Sürdürülebilir Büyüme Bağlamında Tarım ve Gıda Sektörünün Analizi Çalışması tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, son günlerde İdlib'den gelen şehit haberlerinin herkesin yüreğini yaktığını ifade ederek, şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine sabırlar diledi.

İdlib'de büyük bir insanlık dramı yaşandığını dile getiren Kaslowski, "Olaylar, herkes için çok acı verir noktaya geldi. Daha büyük acılar yaşanmadan, çok taraflı diplomasinin devreye girerek ateşkesi ve barışı sağlamasını temenni ediyoruz." diye konuştu.

Kaslowski, Türkiye'nin, dünyanın, çok kritik dönemlerden geçtiğini aktararak, şunları kaydetti:

"Savaşlar, göçler, salgın hastalıklar gündemi çok ağırlaştırıyor. Bu zor günleri dayanışma ile geçeceğiz. Uluslararası iş birliğinin önemini bir kez daha görüyoruz. TÜSİAD Başkanı olarak yaptığım ilk konuşmamda, Anadolu topraklarının tarım için tarihsel önemine ve değerine dikkati çekmiştim. Bugün de ülke ekonomimiz ve sosyal kalkınma politikalarımız açısından son derece öncelikli gördüğümüz, tarım ve gıda sektörüne yönelik son çalışmamızı sizinle paylaşacağız. TÜSİAD olarak, son 5 yılda üçüncü kez bu alanda rapor hazırladık. Değer zinciri oldukça uzun, sektörel derinliği çok katmanlı, çok parçalı bir sektörden bahsediyoruz. Tarım ve gıda sektörümüzün karşı karşıya kaldığı yapısal sorunları çok iyi biliyoruz. Hem TÜSİAD’ın hem sektördeki birçok paydaşımızın çalışmaları, belli öncelikli konulara dikkati çekiyor. Bu çerçevede, Tarım ve Orman Şurası'nın çıktılarını çok kıymetli buluyoruz. Bugün paylaşacağımız raporumuzda da önceliklendirilmiş bazı alanlara yönelik somut ve uygulanabilir nitelikte çözüm önerilerini geliştirmeyi hedefledik."


- "Türkiye, tarımsal arazi hacminde dünyada ilk 10'da"


Simone Kaslowski, Türkiye'nin tarımsal arazi hacmi bakımından, dünyada ilk 10 ülke arasında bulunduğunu, buna rağmen tarımsal verimliliğin ve sektörde yaratılan katma değerin arzu edilenden az olduğunu söyledi.

Düşük tarımsal verimliliğin Türkiye'nin uzun vadede kendi kendine yeter bir ülke olma niteliğini riske soktuğunu ifade eden Kaslowski, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Üretici örgütlenmelerinin zayıflığını, üreticilerin katma değerden aldıkları payın düşük olmasını, iyileştirilmesi gereken alanların ilk sıralarında görüyoruz. Sektörün sosyal kalkınma ve istihdam politikaları ile doğrudan ve güçlü ilgisi ise bir diğer hassas etkileşim alanını oluşturuyor. Sektörün yıllardır yaşadığı yapısal sorunlar yanı sıra iklim değişikliği, artan nüfus, azalan doğal kaynaklar, göç gibi tüm dünyanın da sorunu olan konular, gündemi daha da zorlu kılıyor. Neticede, tarım sektörümüzün potansiyelini gerçekleştirmesi için önümüzde tüm paydaşlar olarak azimle ele almamız gereken hacimli bir öncelikler listesi var."

Kaslowski, hızla değişen küresel dinamikleri dikkate alan ülkelerin, rekabetçiliklerini artırmak için avantajlarının olduğu sektörleri ön plana çıkardığını vurgulayarak, "Oysa tarım ve gıda sektörüne, salt ülkelerin rekabetçiliği merceğinden bakmak son derece eksik bir bakış oluyor. Birleşmiş Milletler'in tahminlerine göre, dünya nüfusu 2050 yılına kadar yaklaşık 10 milyara çıkacak. Bu durum da şu anki gıda üretiminin yaklaşık yüzde 60 artması ihtiyacı anlamına geliyor. İklim değişikliğine bağlı sel, kuraklık gibi ekstrem hava olaylarının ise gıda fiyatlarını 2050 yılına kadar yüzde 45 artırması bekleniyor. Bu veriler de gösteriyor ki gıda değer zinciri, tüm dünyanın gıda güvencesi ve sürdürülebilirliği için kritik önemde." değerlendirmesinde bulundu.

Dünyada yaklaşık 815 milyon insanın kronik olarak yetersiz beslenirken, üretilen gıdanın 3'te birinin kaybolduğunu aktaran Kaslowski, "Depolama ve altyapı eksikliği, küçük üreticilerin pazara erişim sorunları, gıdanın, daha tüketiciye erişemeden kaybolmasının ana nedenleri... Ülkemizde örneğin, yaş sebze ve meyvede kayıp oranının yüzde 50'ler mertebelerine ulaşabiliyor olması bu konuyu kritik öncelikler arasına taşıyor." dedi.


- "Tarımı gençlerin, girişimcilerin ilgi alanına çekmeliyiz"


TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaslowski, sektörün durumuna bakarken bir diğer merceğin de kentleşme olması gerektiğine işaret ederek, Türkiye'nin nüfusunun yüzde 90'ından fazlasının şehirlerde ve ilçelerde yaşadığını kaydetti.

Sektördeki ölçek sorununa, kırdan kente göç, yaşlanan tarım nüfusu gibi etkenler de eklendiğinde konunun sosyal öncelik alanlarının da netleştiğini belirten Kaslowski, "Tarımı gençlerin, girişimcilerin ilgi alanına çekmeliyiz. Bu çerçevede, eğitim reformunun ve teknolojik gelişmelerin kayda değer rol oynayabileceğine inanıyorum." dedi.

Şimdiye kadar tarım ve gıda sektörünün, 4. Sanayi Devrimi'nin sunduğu fırsatları uygulama konusunda görece geride kaldığını ifade eden Kaslowski, "Nesnelerin interneti, yapay zeka ve blokzinciri teknolojilerinde farkındalığın artması sektörün yarattığı katma değeri tetikleyecektir. Ülkemizde, tarımda teknoloji kullanımını yaygınlaştırmayı görev edinmiş şirketleri ve start-up'ları memnuniyetle takip ediyoruz. Bu çerçevede, TÜSİAD SD2 Programı'nın bu ekosisteme de önemli katkılar sağlayacağına inanıyor ve şirketlerimizi bu vesileyle programın 2020 dönemine katılmaya davet ediyorum." şeklinde konuştu.

Artık dijitalleşmenin etkilemediği sektörün bulunmadığını vurgulayan Kaslowski, şunları kaydetti:

"Tüketiciler, istedikleri yerden, istedikleri zaman, istedikleri ürüne ulaşabiliyor, fiyat karşılaştırması yapabiliyorlar. Teknolojideki bu gelişimi, sektörde daha sorumlu ve kontrol edilebilir üretime ve ticarete de katkı sağlaması rolüyle önemli buluyorum. Öte yandan, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nı gerçekleştirmek tarım ve gıda sistemlerinin radikal dönüşümünü gerektiriyor. Bu da daha etkin üretim, sulama, lojistik, perakende ve tüketici politikalarına ihtiyaç gösteriyor. Sektörde öngörülebilirliğin artırılması için düzenleyici kurulların rolleri, gıda enflasyonu, örgütlülük, lisanslı depoculuk, dış ticaret düzenlemeleri diğer iyileştirmesi gereken alanlar. Yatırımın artırılması ve altyapının geliştirilmesi bağlamında, güçlü finansman mekanizmaları tetikleyici etki yapacaktır. Ar-Ge ve inovasyonun güçlendirilmesi için odaklı destekler faydalı olacaktır. Tarımsal üreticilerin kapasitelerinin güçlendirilmesine yönelik politikaları ise tüm değer zincirinin en önemli halkalarından biri olarak görüyoruz."

Kaslowski, hazırladıkları raporda, hem üreticinin hem de tüketicinin kazanmasını sağlayacak, sektörün yarattığı katma değerin artırılmasına katkı yapacak politika önerilerini önceliklendirdiklerini, Tarım ve Orman Şurası'nın çıktılarına da katkı yapacaklarına inandıkları bu öneriler üzerinde tüm paydaşlarla iş birliği içinde olacaklarını, "Tarım ve gıda olmazsa biz de olamayız" mottosunu benimsediklerini söyledi.


Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 111 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler