TÜSEP, Sağlıkta Sorunlar ve Çözüm Önerileri Raporu'nu açıkladı
TÜSEP Genel Sekreteri Prof. Dr. Adem Akçakaya:- "Milli sağlık sanayisi, savunma sanayisi kadar çok önemli bir bileşendir. Savunma sanayinde hükümetimizin çok güzel işleri olmakta ve Türkiye'nin geldiği iyi duruma katkılarını hepimiz görüyoruz. Sağlık sanayinde de benzer bir atılıma ihtiyacımız var"
Türkiye Sağlık STK'ları Platformunca (TÜSEP) düzenlenen, ilaçta, tıbbi malzemede ve tıbbi cihazlarda güncel durumlar ve önerilerin ele alındığı toplantıda Sağlıkta Sorunlar ve Çözüm Önerileri Raporu açıklandı.
Fatih'teki Birlik Vakfı'nda Doktorlar Kulübü'nün ev sahipliğinde TÜSEP tarafından "Milli Sağlık Sanayinde Yapılması Gerekenler Toplantısı" düzenledi. Toplantıda, alanında uzman kişiler ilaçta, tıbbi malzemede ve tıbbi cihazlarda güncel durumları anlattı, önerilerini sıraladı.
Toplantının sonunda TÜSEP Genel Sekreteri Prof. Dr. Adem Akçakaya, Sağlıkta Sorunlar ve Çözüm Önerileri Raporu'nu açıkladı.
Raporda, özel hastanelerin yenidoğan ünitelerinde yaşanan olaylara değinilerek, şunlar kaydedildi:
"Gerek basın yayın organlarında gerek sosyal medyada yapılan yayınlarla, adı geçen hastanelerde herhangi bir nedenle tedavi gören hastaların ve hasta y akınlarının yapılan yanlış tedaviye yönelik, tedaviyi yapan hekim ve diğer sağlık çalışanlarıyla alakalı şüphe duymalarına ve güven kaygına yol açmıştır."
Bu olaylar nedeniyle hasta ile hekim arasındaki güven duygusunun zedelendiği, soruşturma aşamasında masumiyet karinesinin zedelendiği belirtilen raporda, "Bizler adaletin yerini bulacağına, suçluların cezalandırılacağına inanıyoruz. Ancak sağlık gibi hassas konularda doktor ve hasta ilişkilerinin bu kadar ortada tartışılması, güven kaybının oluşması son derece sakıncalıdır." ifadeleri kullanıldı.
Raporda, aile hekimlerinin, yayınlanan yeni aile hekimliği yönetmeliği nedeniyle huzursuzluk yaşadığına değinilerek, "Yeni yönetmelik, iyi niyetle hazırlanmış olmakla birlikte maalesef sahada ciddi bir infiale sebep olmuş, sorunların çözüleceğine dair bir heyecan oluşturmak bir yana hayal kırıklığı oluşturmuş, ayrıca yeni ve teknik olarak uygulanması mümkün olmayan sorunlara yol açmıştır." ifadelerine yer verildi.
Aile Hekimliği Yönetmeliği'ndeki tüm kriterler yerine getirilse dahi sağlık çalışanlarının hak ediş ücretlerinin azaltıldığı belirtilen raporda, hasta memnuniyet bağlamında puanlama ile hak ediş almanın hekimlik sanatıyla bağdaşmadığı vurgulandı.
Raporda, bu durumun hekimin toplum içindeki itibarını zedeleyeceği, hastanın usulsüz taleplerinin reddedilmesi halinde ciddi sürtüşmelere sebep olacağı bildirildi.
Cari giderler için verilen ödeneklerin azaltılmasının kabul edilmesinin mümkün olmadığı anlatılan raporda "TÜSEP, saha çalışanları, Aile Hekimliği Dernekleri, AKORT Derneği ve diğer STK'lerle işbirliği içinde çalışmak mümkündür. Bu yönetmelik yeniden değerlendirilmeli ve gözden geçirilmelidir." denildi.
- "Ameliyattaki malzemeleri kesinlikle kendimiz üretmeliyiz"
Prof. Dr. Adem Akçakaya, toplantıya ve açıklanan rapora ilişkin AA'ya değerlendirmelerde bulundu.
Toplantıda milli sağlık sanayisinde yapılması gereken konuların ele alındığını aktaran Akçakaya, "Milli sağlık sanayisi, savunma sanayisi kadar çok önemli bir bileşendir. Tarım, sağlık ve savunma sanayi. Bu alanda milli olmak zorundayız. Savunma sanayinde hükümetimizin çok güzel işleri olmakta ve Türkiye'nin geldiği iyi duruma katkılarını hepimiz görüyoruz. Sağlık sanayinde de benzer bir atılıma ihtiyacımız var." dedi.
Akçakaya, ilaç konusunda yerli üretime geçilmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Dünyadaki savaşların ya da dengesizliklerin kronik ilaç kullanmak zorunda olan insanları nasıl mağdur edebileceğini hep birlikte gördük. Kritik ilaçları önceleyerek milli ilaç sanayimizi kurmak zorundayız. Ben genel cerrahım. Kullandığımız ameliyattaki malzemeleri kesinlikle kendimiz üretmeliyiz. Bu kaliteli olmalı, hasta güvenliğini riske atmamalı ama milli ve yerli olmalı. Bunun üretimini sağlamamız gerekiyor ve ülkemizde üretmeliyiz, dışarıdan almak zorunda kalmamalıyız. Maalesef şu anda tıbbi cihaz üretemiyoruz. Bunun üretilebilmesi için AR-GE yapılması gerekiyor. Bunun için de üniversite ve sanayi işbirliği gerekiyor. Üniversite sanayi işbirliği, devlet kontrolünde olduğunda kısmen de alım garantisi verildiğinde bu sorunu da çözeceğiz."
- "Bazen fiyat değişimleri yeterli olmadığı zaman ilaç üretilemeyebiliyor"
İlaç, Eczacılık, Sağlık, Bilim ve Teknolojileri Vakfı (İVEK) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Tokaç ise Türkiye'nin normal şartlarda ilaç üretiminde kendi kendine yetebilecek bir konumda olduğunu söyledi.
Tokaç, 2004'te çıkarılan kararnameye göre ilaçların çok düşük şekilde fiyatlandırıldığını, bazı ilaçların üretilemeyecek hale gelebildiğini ifade etti.
Bazı ilaçların eczanelerde bulunamamasına yönelik eleştirilere yanıt veren Tokaç, "Bazı ilaçların bugün çiklet fiyatına üretilmesi isteniyor. Tabii ki bu mümkün değil çünkü ilaçta ham maddeler yurt dışından dövizle giriyor. Bir de bu ham maddeler borsa gibidir. Yani bazen düşük fiyatla alabilirsiniz ama bazen çok yüksek fiyatla almak zorunda kalırsınız. Bir de ham madde kaynağınızı kolay kolay değiştiremezsiniz çünkü onaylı olmak zorundadır. Öyle oluyor ki bazen fiyat değişimleri yeterli olmadığı zaman ilaç üretilemeyebiliyor." diye konuştu.
Tokaç, ilaçlarda fiyat değişim beklentisi olduğu dönemlerde bir telaş yaşandığını belirterek, şöyle devam etti:
"Eczacı daha fazla ilaç alma telaşına giriyor. Bu sefer depolar bunu kontrol etmek için piyasaya daha az ilaç vermek istiyor. Üreticiler de depoların çok fazla ilaç çekmesini engellemek için daha az vermeye çalışıyor. O zaman da 2-3 aylık bir dönemde belli ilaçlarda yokluklar olmaya başlıyor. İlaç fiyatlarında kademeli olarak yılda 3-4 kez değişiklik yapılması halinde hem o enflasyonist ortamdaki fiyattan üretilemeyenler üretilir, hem de kimse bu durumda stoklamak için telaşlanmaz ve herhangi bir yoklukta ortaya çıkmaz."
Kaynak:
Bu haber toplam 45 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.