Türkiye'de lösemili çocukların yüzde 90'ı güncel tedavilerle iyileşebiliyor
Çocuk Hematoloji-Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Rejin Kebudi:- "Zamanında ve doğru tedavi yapılabilirse çocukluk çağı kanserlerinin çoğu iyileşebilir. Ülkemizde bunların tamamen devlet tarafından karşılanması başarımıza çok büyük katkı sağlamıştır"- "Türkiye'de her yıl 2 bin 500 ile 3 bin yeni çocukluk çağı kanser vakası görüyoruz. Bunların da yaklaşık yüzde 30'u lösemi hastaları oluyor. Lösemilerin bugün için birçok tipinde, yüzde 90 tamamen iyileşme şansı var"
LALE BİLDİRİCİ BÜYÜKKARAKAYA - İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi ve Çocuk Hematoloji Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Rejin Kebudi, Türkiye'de löseminin birçok tipinde yüzde 90 tamamen iyileşme şansı olduğunu bildirdi.
Amerika Klinik Onkoloji Derneğince 2018'de "Uluslararası Onkolojide Kadın Lider ve Mentör Ödülü"ne layık görülen Kebudi, çocukluk çağı kanserlerinde erken teşhisin önemi, tedavide başarı oranları ve yeni yöntemlerine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Kebudi, çocukluk çağında en çok lösemi, beyin tümörleri, lenfoma, nöroblastom, böbrek tümörü, yumuşak doku ve kemik kanserlerinin görüldüğünü söyledi.
Çocukluk çağında en sık görülen kötü huylu göz içi tümöründe erken tanıyla hem hastanın hayatının hem de bu organın kurtarılabildiğine dikkati çeken Kebudi, löseminin en fazla çalışmanın yapıldığı tümör cinsi olduğunu vurguladı.
Kebudi, çocukluk çağı kanserlerinde iyileşme oranlarının çok yüksek olduğunun altını çizerek, "Gelişmiş ülkelerde şu anda çocukluk çağı kanseri geçiren hastaların yüzde 80'i tamamen iyileşebilmektedir. Bu çok büyük bir oran. 1960 ve 1970'lerde bu oran yüzde 20'lerdeydi." dedi.
Türk Pediatrik Onkoloji Grubunun kanser kayıt ve sağ kalım verilerine göre, Türkiye'de çocukların yüzde 71 oranında tamamen iyileşebildiğine işaret eden Kebudi, tüm dünya düşünüldüğünde bunun önemli olduğunu dile getirdi.
Kebudi, multidisipliner çalışılan İstanbul Üniversitesi gibi bazı merkezlerde bu oranın daha da yüksek olduğunu bildirdi.
- Tarama testi olmadığı için erken belirtti önem kazanıyor
Erişkinlerde meme ve prostat kanserleri için tarama testi olduğunu anlatan Kebudi, çocukluk çağı kanserlerinde tarama testlerinin bulunmaması nedeniyle erken belirti ve bulguların bilinmesinin önem taşıdığını vurguladı.
Prof. Dr. Kebudi, şöyle devam etti:
"Sağlık Bakanlığının 2019 yılında yayımlanmış verilerinde, çocukluk çağı kanserleri insidansı 1 milyonda 140'tır. Yani 1 milyon çocuktan 140'ında kanser gelişmektedir. Acaba çocukluk çağında kanser görülme sıklığı artıyor mu? ABD verilerine göre, 1975'ten 2016'ya kadar, her yıl az oranda bir artış var. 2016 yılından bu yana da burada artış yok. Yani her yıl görülen çocukluk çağı kanser sayısı, lösemi de aynı şekilde, aşağı yukarı benzer oranda. Türkiye'de her yıl 2 bin 500 ile 3 bin yeni çocukluk çağı kanser vakası görüyoruz. Bunların da yaklaşık yüzde 30'u lösemi hastaları oluyor. Lösemilerin bugün için birçok tipinde, yüzde 90 tamamen iyileşme şansı var. Tabii burada çocuğun yaşı, cinsi, kan sayımındaki bazı değerler gibi birçok faktör önemli. Özellikle son yıllarda artık moleküler genetik tetkiklerle daha riskli grupları belirleyebiliyoruz."
- "Kanser tedavisi zor ve pahalı"
Kebudi, lösemi belirtileri arasında solukluk, halsizlik, sık ateşlenme, geçmeyen enfeksiyonlar, ciltte çürükler, morluklar, burun kanması, diş eti kanaması, kemik ağrıları, lenf bezlerinde şişliklerin yer aldığını söyledi.
Tetkik ve tedavilerin Sağlık Bakanlığına bağlı hastaneler ile üniversite hastanelerinde ücretsiz olduğunu belirten Kebudi, "Zamanında ve doğru tedavi yapılabilirse çocukluk çağı kanserlerinin çoğu iyileşebilir. Kanser tedavisi zor ve pahalıdır. Bunun tamamen aileler tarafından karşılanması mümkün değil. O nedenle ülkemizde bunların tamamen devlet tarafından karşılanması başarımıza çok büyük katkı sağlamıştır." diye konuştu.
Prof. Dr. Kebudi, dünyada da çocukluk çağı kanserlerinde başarının yükselmesi için erken tanı konulması, zamanında ve uygun tedavi yapılması, tanı ve tedavinin Türkiye'deki gibi tamamen ücretsiz karşılanması gerektiğini dile getirdi.
Lösemide asıl başarıya ulaştıran yöntemin kemoterapi olduğunu bildiren Kebudi, kemik iliği nakli gerektiren daha küçük oranda yüksek riskli bir grup olduğunu ifade etti.
Kebuli, uluslararası alanda da çalışmalara katıldıklarını anlatarak, şunları kaydetti:
"Uluslararası Pediatrik Onkoloji Derneği ve Dünya Sağlık Örgütü ile birlikte yapılan önemli bir çalışma var. Çocukluk çağı kanserlerinin tedavisinde başarının düşük olduğu Afrika, Asya, bazı Latin Amerika ülkelerinde bu oran yüzde 20-30'larda. Türkiye'de yüzde 70'lere çıktı ama halen bu ülkelerde çok düşük. 2030 yılına kadar, sağ kalımı düşük ülkelerde bunun en az yüzde 60'a çıkarılması hedefleniyor. Çünkü gerçekten erken tanı ve iyi tedavi alabilirlerse bu çocukların büyük kısmı kurtulabilir. Bunlardan bir tanesi lösemi. Bugünlerde Lösemili Çocuklar Haftası olduğu için Türkiye'deki başarı dışında bütün dünyanın başarısı için de uğraşmamız lazım."
Kaynak:
Bu haber toplam 21 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.