Türkiye Müteahhitler Birliğinden 2019 yılına ilişkin inşaat sektörü analizi:
"Türk müteahhitlik firmalarının yurt dışında üstlendikleri işlerde 10 bin proje hedefi aşıldı"- "Kentsel dönüşümün vakit kaybetmeden depreme karşı sıfır toleransla gerçekleştirilmesi önemli"
ANKARA (AA) - Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), 2019 sonu itibarıyla Türk müteahhitlik firmalarının yurt dışında üstlendikleri işlerde 10 bin proje hedefinin aşıldığını bildirdi.
TMB tarafından yayımlanan Ocak 2020'ye yönelik "İnşaat Sektörü Analizi"nde sektöre ilişkin 2019 yılı verileri değerlendirildi.
"Resesyon Endişelerinden Kırılgan Toparlanmaya" başlıklı analizde, geçen yılın 9 aylık döneminde ekonomideki daralmanın sektördeki istihdamı etkilediği belirtildi. Bu sürede ekonomi yüzde 1 küçülürken, inşaat sektöründe oranın yüzde 9,8'i bulduğu kaydedildi.
Analizde, Türk müteahhitlik firmalarının yurt dışına açıldıkları 1972'den 2019 yılı sonuna kadar 126 ülkede toplam 400,4 milyar dolarlık 10 bin 108 proje üstlendiği aktarılarak, "Sektör, 2019'da yurt dışında toplam tutarı 18 milyar dolar olan 438 proje üstlendi. Dünya ekonomisindeki dalgalanmalar ve Türkiye'nin bölgesinde yaşanan siyasi sıkıntıların etkisiyle yaşanan kayıplar sonucu yıllık 20 milyar dolar seviyesi aşılamamış ancak toplam proje sayısında 10 bin hedefi geçilmiştir." ifadelerine yer verildi.
- En fazla iş alımı Rusya'da
Yurt dışında üstlenilen projelerin ilk 5 sırasında konut, kara yolu-tünel-köprü, ticaret merkezleri, enerji santralleri ve hava limanları yapımının bulunduğuna işaret edilen analizde, geçen yıl sektörel dağılımda bazı projelerin paylarının yükselmesinin projelerin katma değerinin artmasına katkı sağladığı vurgulandı.
Analizde, geçen yıl en fazla iş alımının toplam 56 proje ve 6,1 milyar dolarlık büyüklükle Rusya'da olduğu, bu ülkeyi 1,2 milyar dolarla Katar'ın ve 1 milyar dolarla Kuveyt'in izlediği bildirildi.
Sektörün son yıllarda pazar çeşitliliğini artırmasının memnuniyet verici olduğu belirtilen analizde, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde proje üstlenmesi nedeniyle finansman sorununun sürdüğü ifade edildi.
Analizde, sektörde finansman sıkıntısı ve talep daralmasıyla oluşan arz-talep dengesizliğinin etkisinin geçen dönemde de devam ettiğine vurgu yapılarak, şunlar kaydedildi:
"Faiz indirimleri ve ekonomik göstergelerde toparlanmanın başladığına yönelik işaretlerle, konut segmentinde ikinci el satışlarda bir kıpırdanma dikkati çekici. Krediye taleple yatırımların ve istihdamın artırılması konusunda sektörün desteklenmesi olumlu. Bu adımların, ekonomide belirsizliklerin giderilmesini ve öngörülebilirliğin artmasını sağlayacak politikalarla beslenmesine yönelik ihtiyaç sürüyor."
- "Depreme karşı sıfır tolerans" vurgusu
Analizde, son dönemde yaşanan bazı gelişmelere ilişkin değerlendirmelere de yer verildi.
Elazığ merkezli depremin müteahhitlik kriterlerini doğru belirleyecek yasal altyapının tamamlanması ve yapı denetimlerinin hassasiyetle yapılması gerekliliğini ortaya koyduğu belirtilen analizde, "Kentsel dönüşümün vakit kaybetmeden depreme karşı sıfır toleransla gerçekleştirilmesi önemli." ifadesi kullanıldı.
Analizde, depremin değil, kusurlu yapıların öldürdüğü vurgulanarak, deprem odaklı ve çevreye duyarlı kentleşme vizyonunun sürdürülebilir olmasının önem taşıdığına dikkati çekildi.
Dünya ekonomisinin 2020'ye, geçen yıldan daha olumlu bir havada başlangıç yaptığına işaret edilen analizde, "Geçtiğimiz yıl birçok bölgede, ekonomilerdeki olumsuz ayrışmalar ve çıkar çatışmalarıyla derinleşen jeopolitik risklerle sosyal huzursuzlukların, küresel konjonktür üzerinde belirleyici olması bekleniyor. Küresel ısınma ve dijital devrimin yol açabileceği sorunlar da önümüzdeki dönemin öne çıkan riskleri olmakta." ifadelerine yer verildi.
Türkiye ekonomisinde başlayan canlanmanın devam ettirilmesiyle kısa ve orta vadeli hedeflerin yakalanabilmesi için inşaat sektörünün katkısının önemli olduğu kaydedilen analizde, şu değerlendirmede bulunuldu:
"Mevcut tabloda inşaat sektörü için önümüzdeki dönemde kentsel dönüşüm sürecinin yeniden canlandırılması, kamu-özel iş birliği projelerinin önceliklendirilerek verimlilik kriterleri çerçevesinde uygulanmasıyla büyük altyapı projeleri için uygun maliyetli dış finansman temin edilmesi önemli."
Analizde, yatırım ve ödenek programı yapılarak öngörülebilirliğin sağlanması, ödeneklerin netleştirilmesi ve tamamlanması, yakın projelerin bir an önce ekonomiye kazandırılması ihtiyacının öne çıktığı vurgulanarak, bu çerçevede inşaat ve yatırım faaliyetlerine özel bir nevi Orta Vadeli Ekonomik Program talep edildi.
Kaynak:
Bu haber toplam 119 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.