Türk Ekonomisi ve İş Dünyası Sorunları Konferansı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: - "Ya beton ekonomisinden yana, ya da üretim ekonomisinden yana tavır alacağız. Üçüncü bir seçeneğimiz yok. Tercih, bugüne kadar beton ekonomisinden yana oldu. Üretici üçüncü plana itildi. Oysa bir ülkenin geleceğini
ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Ya beton ekonomisinden yana, ya da üretim ekonomisinden yana tavır alacağız. Üçüncü bir seçeneğimiz yok. Tercih, bugüne kadar beton ekonomisinden yana oldu. Üretici üçüncü plana itildi. Oysa bir ülkenin geleceğini şekillendirecek olan sanayidir, katma değeri yüksek üründür." dedi.
Kılıçdaroğlu, Ostim Konferans Salonu'nda düzenlenen "Türk Ekonomisi ve İş Dünyası Sorunları" başlıklı konferansa katılarak bir konuşma yaptı.
Türkiye'nin geleceğini düşünen, üretim yapan insanlara, siyasetin farklı gözle bakması gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, sanayicinin, üreticinin sıradan insanlar olmadığını söyledi.
"Biz ne yapmalıyız ki Türkiye'yi bölgesinin ve dünyanın yıldızı haline getirelim?" diye soran Kılıçdaroğlu, üniversiteler ile sanayi arasında iş birliği yapılmasının önemine değindi.
Kılıçdaroğlu, "Üniversite hocası bilgi üretir, o bilgiyi elle tutulur meta haline dönüştüren ise sanayicidir." dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"İlk sorumuz şu; üniversiteler bilgi üretmezse ne olur? Üretmezse, sanayici katma değeri yüksek ürün üretemez. Peki üniversiteler bilgiyi nasıl üretecek? Bunun birinci şartı üniversiteleri her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı bir alana dönüştürmek. Falan adam benim gibi düşünmeyebilir, farklı siyesi görüşlerde de olabilir. Kimlikleri, inançları farklı ama bilgi üretiyorsa onu hepimizin kucaklaması lazım. Üniversite hocası falan bildiriye imza attı diye kapının önüne konursa yanlıştır. Onu eleştirebilirsiniz ama onun ekmeğiyle oynamak, sen bilgi üretme demek bu topluma verilmiş en büyük cezalardan birisi olur. Bilgi üreten insana en büyük saygıyı duyanlardan birisi de sevgili Peygamberimizdir. 'Alimin ölümü, alemin ölümü gibidir' demiştir."
- İran örneğini verdi
Bilgi üretene yaşı, kimliği, inancı ne olursa olsun herkesin ortak saygı duymak zorunda olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bu bölgede, Ortadoğu'da bilgi üreten üniversiteler bakımından ikinci ülkeyiz. Birinci ülke İran. 3 yıl önceye kadar Türkiye birinci ülkeydi. Şu soruyu sormak gerekiyor. Niye birinciliği verdik İran'a? Bizde bir şey var, bir eksiklik var demek ki. Eğer düşünen beyinler ve gençlerimiz, geleceği gelişmiş ülkelerde Batı ülkelerinde arıyorlarsa orada da bir sorunumuz var demektir." ifadesini kullandı.
Bilgi üreten mekanların demokrasinin geliştiği mekanlar olduğuna değinen Kılıçdaroğlu, demokrasinin standartlarını geliştirmek için herkesin düşüncesine saygı göstermesi gerektiğini bildirdi.
Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sanayici bilgiyi metaya dönüştürecek ama bilginin metaya dönüşmesinin her zaman riskleri de vardır. İşte orada planlamayı ve devletin desteğini görürsünüz. Dünyanın gelişmiş bütün ekonomileri planlanır. ABD, Japonya, İngiltere... Hangisini alırsanız. Düşünen beyinler kendi ülkelerinin 50 ve 100 yılını planlarlar. Eskiden devlet planlama teşkilatımız vardı. Yapılması gereken insani gelişme stratejileri ve bilgi politikaları kurumunu oluşturmaktır. İnsani gelişmeyi bilgiyle buluşturacaksınız ve planlayacaksınız. Ülkenizin önümüzdeki 50-100 yılını planlayacaksınız. Planlama sıradan bir kavram değildir. Bir devlet daha güçlü bir planlama yapmak zorundadır. Eğer planlama yapmazsanız geleceği inşa edemezsiniz.
2017 Küresel İnovasyon Endeksi'ne göre 137 ülke arasında 69'uncu sıradayız. Güney Kore'nin dünya çapında bir markası var. 2013'te bu firmanın elde ettiği patent sayısı cumhuriyet tarihi boyunca bizim elde ettiğimiz patent sayısının 15 katı. Dünyadaki bu hızlı değişimi görmeden fark etmeden sanayi politikaları oluşturamazsınız, geleceği inşa edemezsiniz. Bizim iş dünyamız bunu görüyor, sanayicimiz bunu görüyor. Bunu bilmeyen siyasetçilerimiz. Dünyanın nereye doğru gittiğini bilmiyor. Nasıl geliştiğini bilmiyor."
- "Üretim ekonomisinden yana tavır alacağız"
Türkiye'nin iki konuda tercih yapmak zorunda olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Ya beton ekonomisinden yana ya da üretim ekonomisinden yana tavır alacağız. Üçüncü bir seçeneğimiz yok. Tercih, bugüne kadar beton ekonomisinden yana oldu. Üretici üçüncü plana itildi. Oysa bir ülkenin geleceğini şekillendirecek olan sanayidir, katma değeri yüksek üründür." dedi.
Mali aflara değinen Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarları döneminde çıkan af yasalarının sayısını unuttuğunu ifade etti.
Ödeyenin cezalandırıldığı, ödemeyenin ödüllendirildiği bir sistemin oluşturulduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Devlet bu gelirleri tahsil etmeyince ne oluyor? Devlet borçlanıyor. Faiz lobilerine gidiyor borçlanma için." dedi.
Kılıçdaroğlu, dünyanın en yüksek faiziyle borçlanan ülkelerinden birinin Türkiye olduğunu iddia ederek, Türkiye'nin bu girdaptan çıkmasını istedi. Çıkış yollarından birinin, borcu olmamak kaydıyla ödenen vergi ve sigorta primi kadar devletin o firmaya 1 yıl vadeli sıfır faizli kredi vermesi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Tek şart, vergi ve sigorta primini zamanında ödeyeceksin. Bu gerçekçi bir proje olarak hayata konulabilir. İş dünyası kayıt dışı çalışmayacak, işini büyütecek, vergiyi gizlemeyecek, üretim artacak, istihdam artacak." açıklamasında bulundu.
Katma değeri yüksek ürün üreten insanlara ayrıca özel teşvikler getirilmesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, bunun yapıldığı andan itibaren Türkiye'nin üretim zinciri içine yeniden gireceğini bildirdi.
- İşsizlik sorunu
İşsizliğin, Türkiye'nin en temel sorun alanlarından biri olarak durduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, işsizliğin olduğu bir ülkede huzurun da olamayacağını belirtti.
Kılıçdaroğlu, "Hele hele milyonlarca işsizin olduğu bir ülkede hangi barıştan, huzurdan söz edeceksiniz. Bu ancak üretimle olur." diye konuştu.
Zaman zaman sanayicilerle bir araya geldiğini ve burada sürekli olarak ara eleman sıkıntısından bahsedildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Orada da projemiz var. Bütün OSB'lerde teknoloji liseleri kuracağız. 6 yıl olacak teknoloji liseleri. Yatılı olacak. 3'üncü yılın sonunda hangi alanda eğitim görüyorsa o fabrikada gidip stajını yapacak. Mezun olduğu zaman işi hazır olacak. İş garantili eğitim. Hiçbir sanayici benim nitelikli ara eleman ihtiyacım karşılanmadı demeyecek." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin 1970'li yıllarda Güney Kore'den önce otomobil üreten bir ülke olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Şimdi biz otomobil üretelim diye yola çıktık ama Güney Kore'nin 3 otomobil firması var." dedi.
Bir ülkenin gelişme için eğitime daha fazla kaynak ayırması gerektiğine değinen Kılıçdaroğlu, eğitimin iyi planlanması durumunda Türkiye'nin çağı yakalayıp aşacağına vurgu yaptı. Türkiye'nin 15 yılda dışarıya 151 milyar lira faiz ödediğini belirten Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Eğer bu ülke yurt dışındaki bir avuç faiz lobisine 151 milyar dolar faiz ödüyorsa sizin ödediğiniz vergilerle ödeniyor. Bir de içeriyi ele alalım, 687 milyar 124 milyon Türk lirası faiz ödendi. Kimse bu memlekette para yoktur demesin. Onu benim külahıma anlatsın, faiz ödüyorsa para vardır. 1923-2002, 79 yılda bir sürü başbakan, hükümetler geldi, 79 yılda harcanan para 713 milyar dolar. Karakaya, Keban, Atatürk Barajı yapıldı. Büyük bir deprem yaşandı, Kıbrıs çıkarması yapıldı, Amerikan ambargosu uygulandı.... 2003-2017, 2 trilyon 94 milyon dolar. 2 trilyon dolar ne yapıldı? Bu soruyu vicdan sahibi herkesin kendine sorması lazım? Hadi anladık, bir kısmı faizlere gitti. Diğeri nereye gitti? Gelişmiş ülkelerde hiçbir başbakan, başkan, 'ben yol köprü yaptım' diye övünmez. Yol köprü yapmak her iktidarın görevidir. Onlar ne düşünüyorlar, falan gezegendeki altın madenini dünyaya nasıl getiririz, yapay zeka düşünüyorlar. Bilimdeki hızlı gelişimi nasıl yakalarız, onu düşünüyorlar. Bizde ise düşünen beyinler Batı'ya gidiyor. Kendi ülkemizde bunların bilgi üretmesini sağlamak zorundayız. İlk yapacağımız işlerden birisi bu. Öğretmenleri devlet memurları kanunundan çıkaracağız. Öğretmenleri toplumun baş tacı yapmak zorundayız. Hiç kimsenin endişesi olmasın."
Ortadoğu'da barışı sağlamak zorunda olduklarını aktaran Kılıçdaroğlu, "İlk yapacağımız işlerden birisi Ortadoğu Barış ve İş Birliği teşkilatını kurmak olacak. Türkiye, İran, Irak ve Suriye. Bu dört ülkenin bir araya gelerek kendi sorunlarını çözmesini sağlayacağız. O zaman Türkiye gerçekten bütün Ortadoğu'nun lideri olur." ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, siyasi ahlak yasasını çıkaracaklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Siyaset niye kavga ediyor? O onu yaptı, bu bunu yaptı. Ülkenin dünya kadar sorunu var, bu sorunların çözülmesi için proje üretmek yerine kavga ediyoruz. Egemen güçlerin oyununa gelmemiz lazım. Dolar yükseliyor, dış güçler var. Ne dış gücü kardeşim, doları isteyen sensin. Sen yakayı tefeciye kaptırmışsan orda sorun var demektir. Hiç kimse tarihimizi unutmasın, Osmanlı'nın Duyunu Umumiye'sini unutmasın. Osmanlı'nın son kuruşuna kadar borçlarını cumhuriyet hükümetleri ödemiştir ve kaçırdığımızı, sanayi devrimini yaklamaya çalışmıştır. Şimdi de teknoloji çağındayız. Bize düşen görevlerden birisi bu treni kaçırmamaktır."
Kaynak:
Bu haber toplam 79 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.