TBMM Başkanı Şentop yasama yılını değerlendirdi
Meclis Başkanı Mustafa Şentop: (2)- "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili anayasal düzlemde sorun teşkil eden bir hususun olmadığı kanaatindeyim ama bunun dışında alt mevzuatta gerek kanunla gerek Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapılabilecek deği
TBMM (AA) - TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili anayasal düzlemde sorun teşkil eden bir hususun olmadığı kanaatindeyim ama bunun dışında alt mevzuatta gerek kanunla gerek Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapılabilecek değişiklikler her zaman olabilir." dedi.
Şentop, TBMM Tören Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, TBMM'nin 27. Dönem 2. Yasama Yılı çalışmalarına ilişkin bilgi verdi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin hayata geçirilmesinde kendisinin de etkin rol oynadığı hatırlatılarak, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne bu haliyle kesinlikle dokunulmaması gerektiği fikrinde misiniz yoksa 'Kısmi bir revizyon, ihtiyaca göre birtakım değişiklikler yapılabilir' fikrine açık mısınız?" sorusu üzerine Şentop, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili anayasal düzlemde sorun teşkil eden bir hususun olmadığı kanaatindeyim ama bunun dışında alt mevzuatta gerek kanunla gerek Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yapılabilecek değişiklikler her zaman olabilir." diye konuştu.
Şentop, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne yönelik eleştirilerin hiçbirinin anayasal düzenlemelerle ilgili olmadığını, sistemin işleyişiyle ilgili olduğunu dile getirdi.
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ilişkin "Başbakanlık gibi bir müessese önemini kaybederse devlet sistemi durur." eleştirisinde bulunduğu hatırlatılarak, cumhurbaşkanının genel başkanlıktan ayrılmasına ilişkin bir düzenleme yapılıp yapılmaması ihtimalinin sorulması üzerine Şentop, "Çok tahrik edici bir soru ama Meclis Başkanı olarak bu polemiklere girmem doğru olmaz." dedi.
Cumhurbaşkanının gerek Anayasa'da gerekse alt mevzuatta siyasi parti genel başkanı olmasıyla ilgili bir mecburiyet bulunmadığına işaret eden Şentop, "Buna bir mani de yok. Doğrusu da budur. Aynı şekilde başkanlık sistemi olan dünyanın her yerinde de başkan bir siyasi partinin mensubudur. Genel başkanı da olabilir, olmayabilir de. Bunu kanunla veya anayasayla düzenlemek yanlıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Tartışmanın, bir yanlıştan kaynaklandığını dile getiren Şentop, "Aslında sistemin adını hep Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak ifade ettik ve cumhurbaşkanı olarak hükümeti ve seçilen başkanı ifade ediyoruz. Bunun haklı gerekçeleri vardı çünkü Türkiye'de bir ifade olarak cumhurbaşkanı tabiri yaygın, kabul edilmiş bir tabir. İkincisi; çok bakımdan devlet başkanına da başkan demek yerine tek bir kişiyi ifade etmek için kullanılan bir tabir olarak cumhurbaşkanının benimsenmesinin doğru olacağını düşündük." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile TBMM Genel Kurul Salonu'nun elektronik altyapısında da değişiklik yapılıp yapılmayacağına ilişkin soru üzerine Şentop, "Milletvekillerinin önünde kanun metnini takip edeceği, komisyon raporunu görebileceği, gerekirse İç Tüzüğü, Anayasa'yı, bazı mevzuatı görebileceği bir imkan yok. Bu bakımdan sistem, elektronik alanda gelişmeleri takip ederek, milletvekillerine daha verimli bir çalışma imkanı sağlayabilecek şekilde yenilenecek ama bununla ilgili bu tatilde yapılacak bir şey yok şimdilik, daha ileride yapılacak." dedi.
- "Meclisin gücünde ve itibarında bir azalma yok"
Şentop, bir soru üzerine "Milletvekilliğinin, genel olarak Meclisin itibarının ve gücünün artacağına inanıyorum, şu an itibarıyla diğer kısmı tartışılabilir ama gücünde ve itibarında kesinlikle bir azalma olmadığını düşünüyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ilişkin cumhurbaşkanı bağlamında, sistemin işleyişiyle ilgili bazı değerlendirmeler yapıldığını, "revizyon", "düzeltme" diyenlerin olduğunu anımsatan Şentop, şöyle devam etti:
"Bunlar yapılarak sistemin daha iyi işleyeceğine dair birtakım projeksiyonlar ortaya konuluyorsa Meclisle ilgili de aynı şekilde zaman içinde ben Meclisin gücünün ve itibarının çok daha fazla artacağını düşünüyorum. Çok basit bir şey gibi söyledim bunu, bence sistemin püf noktası da burası. Meclisi ayrı, hükümeti ayrı seçiyoruz. Vatandaşa tanınan seçme hakkındaki bu tercih, birbirinden ayırma imkanının gelecekte Meclisi daha fazla güçlendirici bir sonuç doğuracağı kanaatindeyim."
Yerel seçimlerde birçok milletvekilinin belediye başkanlıklarına geçmek istediğinin görüldüğü hatırlatılarak, "Milletvekillerinin belediyelere doğru bir seyri var. Bunu nasıl görüyorsunuz?" sorusuna Şentop, şu cevabı verdi:
"Milletvekillerinin belediye başkanlığına aday gösterilmesinin şöyle bir spesifik sebebi var: Milletvekili en azından bulunduğu yerde tanınmış, siyasi figür olarak tanıtılmasına çok ihtiyaç olmayan biri. Bu bakımdan onun tanınmışlığından yani yine milletvekilliğinden istifade etmek önemsendiği için belediye başkanlığına aday gösteriliyor. Burada 'milletvekilliği kıymetsiz olduğu için belediyeye kayıyor' değil bilakis milletvekilinin kıymetinin o adaylıkta bile özellikle seçimi kazanmasının zor olduğunu düşünen partiler bakımından milletvekilinin gücünden yararlanmayı, adaylık sırasında düşündüklerini söyleyebiliriz."
- Cumhurbaşkanının yetkileri
Cumhurbaşkanının yetkilerine ilişkin "Yetki çok fazla, biraz hafifletmek gerekiyor" eleştirileri yapıldığı ifade edilerek, değerlendirmesi sorulan Şentop, "Önceki sistemle mukayese ettiğimizde farklı bir durum yok. Daha önce yürütmede, hükümette olmayıp da başka yerlerde bulunan yetkileri toplayıp hükümete, cumhurbaşkanına vermiş değiliz veya olmayan yeni yetkiler, görevler icat edip bunları cumhurbaşkanına vermiş değiliz. Önceki sistemde de bugün cumhurbaşkanının yetkisinde, görev alanında olan konuların hepsi vardı ve bunu yürütme, hükümet gerçekleştiriyordu. Hükümet yapıyordu, bakanlar vardı falan şimdi de bakanlar var." diye konuştu.
Cumhurbaşkanının, yetki ve görevlerinin hepsini tek başına kullanmasının söz konusu olmadığını vurgulayan Şentop, şunları kaydetti:
"Yetki devri var, birlikte çalıştıkları var. Bu bakımdan bu sistemle ilgili Türkiye'deki başkanların, cumhurbaşkanlarının, Amerikan başkanından ne eksiği var? Sonuç itibarıyla yürütmeye dair bütün yetkileri hükümet, dolayısıyla başkan, cumhurbaşkanı uhdesinde topladığı için sistemin tabiatı icabı değişen bir şey yok. Önceki sistemdeki yürütme, hükümet hangi yetkilere, güce sahipse cumhurbaşkanının elindekiler de şu anda o. Cumhurbaşkanı bu yetkilerin bir kısmını bizzat kendisi kullanmak isteyebilir, imza, karar yetkilerini, bir kısmını da yetki devriyle delege edebilir, bakanlara, başka kurullara verebilir. O, kendi takdirinde olan, kendi yönetim tarzıyla ilgili bir husus. Bu konuda bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum.
Zaman zaman bazı yazılar okuyorum, sanki daha önce olmayan, yepyeni bazı görevler ve yetkiler olmuş, icat edilmiş, bunlar da cumhurbaşkanına verilmiş, bir de önceki sistemde, sağda solda, orada burada ne varsa bütün yetkileri toplamışız, hepsini cumhurbaşkanına vermişiz. Böyle bir şey yok. Bunlar zaten bir hükümetin görev ve yetki alanında olan hususlardı. Farklı olan nedir? Eskiden bunları başbakan, bakanlar kurulu ve cumhurbaşkanı arasında ki cumhurbaşkanının daha çok onay gibi bir yetkisi vardı. Parlamenter sistemde bunların uhdesinde olan yetkiler bu sefer sistemde toplandı ve cumhurbaşkanına verildi. Bunların nasıl kullanılacağı konusu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile onun takdir edeceği bir husus. Burada bir sorun yok."
(Sürecek)
Kaynak:
Bu haber toplam 101 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.