TBMM Başkanı Kahraman, 26. Dönem'i değerlendirdi

TBMM Başkanı Kahraman, 26. Dönem'i değerlendirdi

Meclis Başkanı İsmail Kahraman: (3)- "ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması, ABD Başkanı'nın büyük hatasıdır. Bu yanlışı ortaya koyuyor ama bunun devam edebileceğini, devamını sağlayabileceğini zannetmiyorum"-"(MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin af önerisi)

TBMM (AA) - TBMM Başkanı İsmail Kahraman, ABD'nin Tel Aviv Büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasına ilişkin, "ABD Başkanı bu yanlışı ortaya koyuyor ama bunun devam edebileceğini, devamını sağlayabileceğini zannetmiyorum. Sayın Başkan'ın büyük hatasıdır. Neticesi alınamayacaktır." dedi.

Kahraman, TBMM'de düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin gündeme getirdiği af konusuna yönelik değerlendirmesinin sorulması üzerine Kahraman, af yetkisinin TBMM'ye ait olduğunu, bunun Anayasanın 87. maddesinde yer aldığını anımsattı. Kahraman, Anayasa'nın 104. maddesinde de sağlık nedenleriyle ilgili olarak Cumhurbaşkanının kişisel af yetkisi bulunduğuna işaret etti.

Kahraman, af konusunun hassasiyetine dikkati çekerek, "Siyasi partiler, milletvekilleri böyle bir teklifi verebilirler. Kabulü, Meclisteki anayasaların kabulüne ait olan 330 rakamına ulaştığında olur. Af hangi kapsamda olacak, sosyal yapıya, bünyeye uygun mu değil mi, teklifin ortaya çıkmasından sonra ele alınabilecek bir husustur ve siyasi partileri ilgilendiren hadisedir. Bu mevzu üzerinde ciddi çalışmalar yapılıp, herhangi bir teklif verilir de Meclisten geçerse elbette kabul görür." diye konuştu.

Son zamanlarda vergi barışı, öğrenci affı gibi çeşitli sahalarda aflar çıkarıldığına işaret eden Kahraman, ancak bu konunun bambaşka, geniş kapsamlı bir konu olduğunu vurguladı. Yetkinin de TBMM'de olduğunu aktaran Kahraman, "Partilerin, bu noktadaki iradelerini ortaya koymaları mümkün. Görüşülür, alınacak karar neyse hepimiz de o karara göre hareket ederiz." ifadesini kullandı.

-"Hiçbir sistem ideal değildir"

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin amacından daha uzak, kaosu besleyen bir tablo ortaya çıkarıp çıkarmayacağı sorusu üzerine Kahraman, hiçbir sistemin ideal olmadığını, ideale ulaşılmadığını ancak yaklaşıldığını bildirdi.

Kahraman, yeni bir sisteme gittiklerini vurgulayarak, "kervan yolda dizilir" sözünü anımsattı. Kahraman, öteden beri Türkiye için başkanlık sisteminin uygun olduğunu düşündüğünü, bir arabada iki şoförün olmayacağını, Fransa'nın bunun sıkıntısını çektiğini anlattı.

-"Partilerin azalması"

TBMM Başkanı Kahraman, daha önceden partiler ittifakının olmadığını, bir başka partinin ismi altında birleşildiğini, bir nevi hülle gibi olduğunu anımsattı.

Kanunların kutsal metinler gibi olmadığını belirten Kahraman, şartların, değişiklikleri zorunlu kıldığını söyledi. Kahraman, uygulamayı göreceklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İleride, çoklu değil partilerin azalmasının gerçekleştiğini göreceğiz. İngiltere, ABD'de, istikrarlı ülkelerde parti çokluğu yoktur. 'Partiyi çoğaltalım, herkese yer verelim' hadisesi, istikrarda sıkıntı meydana getirebiliyor. Önümüzü göreceğiz. Bence ileride herhangi bir sıkıntıya meydan vermemek, seçim öncesi meseleyi çözmek daha uygun. Bir kaotik durum meydana geleceğini zannetmiyorum, düşünmüyorum. Yeni sistemde Cumhurbaşkanımızın çıkaracağı kararnameler, seçeceği çalışma arkadaşları, Meclisin de denetim ve kanun yapma yetkisi, bütçenin tasdikini elinde tutması, güzel bir denge sağlayacaktır. Bu noktada yanlış, eksiklik görmüyorum. Eksiksiz hiçbir şey mevzu bahis olamaz. Noksansızlık yalnız Yaradan’a ait."

-"Büyük hata"

ABD'nin Tel Aviv Büyükelçiliğini Kudüs'e taşımasına ilişkin bir soru üzerine de Kahraman, Kudüs'ün üç semavi dinin kutsal saydığı bir şehir olduğuna dikkati çekti.

ABD Başkanı Donald Trump'un yaptığı bu yanlış hareketin makes bulmayacağını bildiren Kahraman, bu noktada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul'da yaptığı İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısı ve BM'de alınan kararın, güzel bir gelişme olduğunu söyledi.

Kahraman, "ABD Başkanı bu yanlışı ortaya koyuyor ama bunun devam edebileceğini, devamını sağlayabileceğini zannetmiyorum. Kudüs'ün statüsü, BM'nin aldığı kararlar çerçevesinde yine devam edecektir diye düşünüyorum. Sayın Başkan'ın bir büyük hatasıdır, yakışmayan hatasıdır. Neticesi alınamayacaktır, neticeye gidemeyeceklerdir." ifadesini kullandı.

-"Destansı dönem"

Kahraman, milletvekillerinin devamsızlıklarına ilişkin bir soruyu yanıtlarken, bu konunun içtüzükte düzenlenebileceğine değindi. Kahraman, bazı parlamenter ülkelerde devamın sağlanabilmesi için maaşın devama endekslendiğini, katıldığı toplantı kadar maaş aldığını anlattı. Kahraman, devamı sağlayıcı önlemler alınması gerektiğini belirtti.

TBMM Başkanı Kahraman, 26. Dönem'de çok çalışkan bir dönem gerçekleştirdiklerine işaret ederek, her yönden övünülecek, destansı dönem olarak gördüklerini kaydetti.

-"Bilerek aday yaptı"

Cumhurbaşkanı adaylarından Selahattin Demirtaş'ın cezaevinde olduğunun anımsatılması üzerine Kahraman, cezaevindeki bir kişinin siyasi hakları kullanma hakkına sahip olmadığını, partisinin bunu bilerek Demirtaş'ı aday yaptığını söyledi.

Kahraman, hiçbir erkin, diğer erkin işine karışmaması gerektiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kendi gücü neyse o çerçevede kalmalıdır. Kuvvetler birbirine karışamaz. Bir rey beyanında bulunmak mümkün değil. Sayın Demirtaş'ın, 20 civarında dosyadan dolayı dokunulmazlığı kalktı. Yargının vereceği karardır, yargının kararına hürmet etmek durumundayız. Hangi güç olursa olsun vereceği kararda serbest olmalıdır. HDP, durumunu bile bile aday gösterdi. Bu da kendi iradesine ait bir keyfiyettir. Bu noktada fikir beyanı hakkına sahip değilim. Mahkemelik olan konularda fikir beyanı mevzuata göre yasaklanmıştır. Görülen dava hakkında Meclis Başkanı olarak fikir sunmam, hukuka aykırıdır."

- "Siyasi ahlaka sahip olmaları gerekir"

Bir gazetecinin, "İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, damadınızın FETÖ iddiaları nedeniyle yurt dışında kaçak olduğunu söyledi. Bu iddialara ne dersiniz?" sorusuna Kahraman, "Meral Hanım'ın öyle bir beyanı kendine aittir, mesnetsiz, yersizdir, herhangi bir delile dayanmamaktadır. Siyaset garip bir şey. İnsanlar aklına geleni söyleyebiliyor. Bu da siyasi ahlaka ait bir keyfiyettir. İnsanların ahlaka, hele siyasetçilerin siyasi ahlaka sahip olması gerekir." yanıtını verdi.

-"Böyle bir algıya muhatap olmam yanlış"

TBMM Başkanı Kahraman, "Sizin Atatürk, laiklik, modernlik karşıtı olduğunuz yönünde bir algı var. Bir yanlış anlaşılma durumunda olduğunuzu düşünür müsünüz?" sorusuna şöyle karşılık verdi:

"Benim böyle bir algıya muhatap olmam yanlış. Laiklik Türkiye'deki tatbikatıyla uygun gördüğüm bir konu. Şu isteğim, temennim var. Hiçbir kavram tarifsiz olmaz, tarifinin yapılması lazım. 1924, 1961, 1982 anayasalarında Diyanet İşleri Başkanlığı devletin kurumudur, din dersleri mecburidir, dini bayramlar resmi bayramdır. Velhasıl dindar anayasalardanız. Ama mesela Fransa'da laiklik başka türlü tatbik ediliyor. Fransa Senato Başkanı'nın misafiri olarak Paris'e gittiğimde akşam namazı kılmak istedim. 'Bu çatı altında herhangi bir dine ait ritüel yerine getirilemez. Size araba veriyoruz, 500 metre ileride milletvekillerimizin kaldığı bina var, orada bir oda size ayrılıyor.' dedi. Biz de öyle değil. Bu konu üzerinde epey konuşuldu. Yanlış spekülasyonlara vesile oldu. Olmazı oldu saymak uygun değil, yanlıştır. Bu algı da yanlıştır. Demokrasiye, insan hak ve hürriyetlerine...

İnsan hak ve hürriyetleri doğuştan sahip olunan haklardır. İnsan düşünceye, düşüncesini ifadeye, inandığını yaşamaya doğuştan sahiptir. Buna dokunulmamalıdır. Hangi inançta olursa olsun. Onun kanun içerisinde kalması kaydıyla dini, ırkı, inancı ne olursa olsun yaşaması hakkıdır. Cumhuriyete inanıyorum. Cumhuriyet, yani halkın, cumhurun, reisini seçmesi demokrasi demektir. Demokrasi sandıktır, sandıktan kim çıkarsa o makul ve muteberdir. Saltanatçı değilim cumhuriyetçiyim. Dinin serbestliğinden yanayım cumhuriyetin temel ilkelerinden yanayım. Bunun dışındaki algılar tamamen yakıştırmadır. Türkiye’mizde benden değilsen sana nasıl bir kabahat bulayım düşüncesi yerleşmiştir. Halbuki insan kendine duyduğu saygıyı başkasına duymak zorundadır. Bu ahlak, kültür giderek yerleşecektir inancındayım."

Kahraman, bir soruyu yanıtlarken 1960 darbesini yapanların, Demokrat Partinin anayasayı çiğnediği için 3 kişiyi astığını anlattı. Kahraman, "Oysa anayasayı çiğneyen kendileri. Zira müesses bir nizamı yıkıyor. Suçlu olanlar kendilerini suçsuz, suçsuz olanlar da suçlu kabul ettiler." dedi.

FETÖ'nün yaptığının Türkiye'de sistem, kadro değişikliği olmadığını belirten Kahraman, "Bu ne ihtilal ne darbeydi. Türkiye'nin yok olması, perişan olması, kargaşa içinde olması demekti." ifadesini kullandı.

(Bitti)

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 111 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler