"Tam kapalı omurga cerrahisi" ayağa kalkamayan hastalarda hızlı iyileşme sağlıyor
Ortopedi ve Omurga Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Atıf Aksekili: - "5-7 milimetre arasındaki kesilerle, kamera ve özel el aletleri kullanarak direkt omurgadaki kireçlenmeye, bel fıtığına ulaşıp hastayı tedavi edebiliyoruz. Ameliyat sonrası iyileşme süresi oldukça kısa, hastaları kısa süre içerisinde ayağa kaldırabiliyoruz" - Omurga kireçlenmesi yaşayan 75 yaşındaki Elif Murat: - "Yürüyemez noktaya gelmiştim, evin içinde duvarlara tutunarak adım atabiliyordum. Ameliyat sonrası iyiyim, artık evin içinde ge
BURCU ÇALIK - Bel, boyun fıtığı, skolyoz, omurga kireçlenmesi gibi nedenlerle hareket edemez noktaya gelen, özellikle ileri yaş hastalar, tam kapalı yöntemle uygulanan "endoskopik omurga cerrahisi" ile daha hızlı iyileşme gösteriyor.
Dünyada giderek yaygınlaşan ve Türkiye'de de sayılı merkezde uygulanan endoskopik omurga cerrahisine ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulunan Ortopedi ve Omurga Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Atıf Aksekili, bu yöntemin hastalarda hızlı ayağa kalkma ve iyileşmeyi sağladığını anlattı.
Aksekili, "Bu tam kapalı omurga cerrahisi dediğimiz bir yöntem. Yaklaşık 5-7 milimetre arasındaki kesilerle direkt omurgadaki kireçlenmeye, bel fıtığına ulaşıp o patolojiyi ortadan kaldırabilmemizi, hastayı tedavi edebilmemizi sağlıyor. Yöntemi uygularken kamera ve özel el aletlerini kullanıyoruz." bilgisini paylaştı.
Yöntemin açık cerrahi ameliyatlara göre hastalara ciddi kolaylıklar sağladığını belirten Aksekili, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu tip ameliyatlarda amacımız hastanın en kısa sürede sağlığına kavuşması. Küçük kesi yaptığımız için ameliyat sonrası iyileşme süresi oldukça kısa. Hastaları kısa süre içerisinde ayağa kaldırabiliyoruz. Kamera ve özel el aletleriyle direkt patolojiye ulaşabildiğimiz için normal dokulara zarar verme riski kalkıyor. Ayrıca ameliyat sürecinde hastaya vida, plak, platin gibi implantları kullanma ihtiyacı çok azalıyor. Yöntemle, omurgadaki kanal daralmalarını, çeşitli omurga eğriliklerinin yol açtığı sinir sıkışmalarını, bel, boyun fıtığını, çeşitli omurga enfeksiyonlarını tedavi edebiliyoruz."
- "Kameralar, hastadaki probleme yaklaşık 30 kat büyüterek bakmamızı sağlıyor"
Prof. Dr. Aksekili, endoskopik omurga cerrahisinde kullanılan kameraların açık cerrahi ameliyata göre daha iyi bir görüş açısı sunduğunu vurgulayarak, "Tedavi başarımız oldukça yüksek, kullandığımız teknolojinin yardımıyla patolojik dokulara direkt ulaşabiliyoruz. Kameralar, hastadaki probleme yaklaşık 30 kat büyüterek bakmamızı sağlıyor." diye konuştu.
"Unilateral biportal endoskopi" olarak da adlandırılan yöntemin ilk olarak Güney Kore'de geliştirildiğini, yaklaşık 10-12 yıllık bir geçmişinin bulunduğunu anlatan Aksekili, "Güney Kore'de yüzde 80-90 civarında artık bu yöntem tercih ediliyor. Japonya, Avrupa'da oldukça sık kullanılıyor, tüm dünyada yaygınlaşan bir yöntem. Türkiye'de de giderek yaygınlaşıyor, sayılı merkezlerde yapılan bir yöntem ve bilinirliği arttıkça çok standart bir cerrahi yöntem haline geleceğini düşünüyorum." ifadesini kullandı.
Aksekili, özellikle ek hastalıkları olan ileri yaş hastalarda küçük kesili ameliyatların önem taşıdığının altını çizerek, belden bacaklara vuran uyuşma, karıncalanma, ağrı, çekilme, yanma hissi ve yürüme problemi olan hastaların ameliyat sonrası çok daha rahat yürüyebildiğini ve ağrı gibi sıkıntılarının çok azaldığının görüldüğünü söyledi.
- "Duvarlara tutunarak adım atabiliyordum"
Omurgada kireçlenme sorunu olan ve endoskopik omurga cerrahisi yöntemiyle ameliyat edilen 75 yaşındaki ev hanımı Elif Murat da rahatsızlığı nedeniyle yaklaşık 6-7 sene çok ciddi ağrılar çektiğini, uyuyamaz hale geldiğini dile getirdi.
Murat, "Son sürecimde neredeyse yürüyemez noktaya gelmiştim, ancak evin içinde duvarlara tutunarak adım atabiliyordum. Hep kendi kendime ağlıyordum, ileride ne olacağım, yatalak mı olacağım diye... Şükür bu yöntemi öğrendik, hocamdan Allah bin kere razı olsun. Şimdi iyiyim, artık evin içinde gezebiliyorum, uyuyabiliyorum. Yavaş yavaş dışarı çıkmaya başladım." dedi.
- "Sorunlarım sebebiyle çalışamaz noktaya gelmiştim"
Makine yüksek mühendisi 74 yaşındaki Mehmet Aktaş ise yaklaşık 10 yıl önce yüksekten düşme sonucu omurgasının çatladığını ve o dönem ameliyatla üç omurunun platinle birbirine bağlandığını aktardı.
Aktaş, ameliyat sonrası hareketinin tek omur üzerine binmesi, platinlerinin yıllar içerisinde batma yapmaya başlaması gibi sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını belirterek, şöyle devam etti:
"Yürümekte zorlanıyordum, ayaklarım uyuşuyordu, ağrı çekiyordum. Ben çalışmaya devam ediyorum ve bu sorunlarım sebebiyle çalışamaz noktaya gelmiştim. Otururken bile rahatsız oluyordum, uzun mesafe yürüyemiyordum. Ameliyat olalı bir ay oldu. Şu anda çok iyiyim, işime geri döndüm, araba kullanıyorum, yürüme konusunda bir sıkıntım yok. Ufak tefek ağrılarım var tabi ama onun da üç aylık bir sürede çok azalacağını söyledi doktorumuz."
Kaynak:
Bu haber toplam 61 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.