SPORCU AİLELER - Kuşaktan kuşağa tekvandocular
Babasının gönül verdiği tekvando branşında antrenörlük yapan Erdal Erdoğan, eski milli sporcu olan eşiyle birlikte, çocuklarını da milli takıma kazandırdı - Erdal Erdoğan: - "Babam, amcamın karate branşını istemesiyle spora adım attı ama sonrasında tekv
İSTANBUL (AA) - ERCAN DOĞAN - Tekvando antrenörü Erdal Erdoğan, babası Mehmet Erdoğan'ın gönül verdiği bu branşta çocuklarını da milli takıma kazandırmayı başardı.
Aktif antrenörlüğü sürdüren babasının kursunda tanıştığı Habibe Erdoğan ile evlenen Erdal Erdoğan, ailecek kurdukları okulda birçok tekvandocu yetiştirirken, iki çocukları Mert ve İrem'i de milli takıma kazandırdı.
Erdoğan ailesi, en küçük çocukları Yiğit Efe'yi de tekvando branşına kazandırmanın mutluluğunu yaşıyor.
Erdal Erdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasının 1970 yılında, kendisinin ise 1978'te tekvandoya başladığını belirterek, "Babam, amcamın karate branşını istemesiyle spora adım attı ama sonrasında tekvandoya devam etti. Kendisi 72 yaşına girecek ve aktif olarak sporcu yetiştirmeye devam ediyor." dedi.
Sakatlığı nedeniyle 1993'te aktif sporculuğu bırakmak zorunda kaldığını vurgulayan Erdoğan, "İstanbul ve Türkiye şampiyonluklarım var. Antrenör olarak spora devam ettim. 2000'de spor okulunu kurduk. Milli takıma ilk sporcuyu 2002'de verdik. 2019'a kadar aralıksız milli takıma birçok Avrupa ve dünya derecesi olan sporcu kazandırdık. 31 Avrupa ve dünya dereceli sporcu yetiştirdik. 50'nin üzerinde öğretmen, antrenör ve hakem yetiştirdik." diye konuştu.
İlk olarak oğlu Mert'in milli takıma kadar yükseldiğini anlatan Erdoğan, "Zor olan, bir antrenörün çocuklarını da yetiştirmesi. Oğlum Mert 1996 doğumlu. Avrupa ikinciliği var, üniversite olimpiyatlarında da yarıştı. 8 defa Türkiye şampiyonu oldu. Şimdi hem beden eğitimi öğretmenliği hem de spor okulumuzun yardımcı antrenörlüğünü yapıyor." ifadelerini kullandı.
Kızının da dünya şampiyonalarında derece kazandığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"İrem, dünya üçüncüsü oldu. Beden eğitimi öğretmenliği okuyor. Evimizde Avrupa ve dünya şampiyonalarında kazanılmış madalyalar var. Eksik olan olimpiyat madalyası. En küçük oğlum Yiğit Efe, 2010 doğumlu. Bu yıl resmi müsabakalarda yarışmaya başlayacak. Ağabeyini ve ablasını geçerek inşallah olimpiyat madalyasını hem ülkemize hem spor okulumuza getirecek. Onda daha fazla yetenek görüyorum."
- "Eşim Habibe hanım babamın ilk sporcusu"
Babasının tekvando sporunda 50. yılına girdiğini kaydeden Erdoğan, "O da Avrupa ve dünyada derece alan birçok sporcu yetiştirdi. Eşim Habibe Hanım babamın ilk milli sporcusu. Spor okulunda tanıştık ve evlendik. Eşimin de Türkiye şampiyonluğu ve uluslararası dereceleri var. Şimdi kulübün yönetiminde çalışıyor. Babam, eşim, çocuklarım, tekvandoda 4. nesile doğru gidiyoruz. Hedefimiz her zaman ülkemize madalyalar kazandırmak, bayrağı göndere çektirmek." değerlendirmesinde bulundu.
Tekvandonun aile geleneği olmasına rağmen, Mert'in bu spora geç başladığını anlatan Erdoğan, "Mert 9 yaşında başladı, bana göre geç başladı. İrem spor okulunun içinde doğdu. Yiğit Efe, anne karnında başladı diyebilirim. Minik sporcular için o dönem eşimden destek istiyordum. Tekvando yaptırıyorduk. Yiğit Efe, sıfır yaşında başladı." şeklinde konuştu.
Aile içinde ana konunun tekvando olduğunu anlatan Erdoğan, çocuklarının uluslararası alanda verdikleri mücadele sırasında yaşadığı heyecana değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir antrenörün milli takıma kendi çocuğunu sokabilmesi çok zor. Çocukları Avrupa ve dünya şampiyonluğuna giden 3-4 antrenör var. Biz en büyük heyecanı Avrupa Ümitler Şampiyonası'nda yaşadık. 18,19, 20 yaşında sporcular mücadele ediyordu. Mert, 16 yaşında final oynadı. Maçı verdi ama hakkı yendi. Madalya kazanmamıza karşın onun burukluğu oldu. Ben şampiyon yetiştirirken, işimden oldum. Hazine Bakanlığına bağlı kurumda memur olarak çalıştım. Yıllık izin sayılarımın tamamını maçlarda kullandım. Ülkesine hizmet eden birine destek olunacağı yerde, performans yetersizliği adı altında işten çıkarıldım."
Oğlu Mert'in karaciğer rahatsızlığı yaşadığını belirten Erdoğan, "Performansını etkileyen Gilbert rahatsızlığı vardı. O dönem dünya derecesi alan sporcular yetiştirdim. 'Kendi çocuğumu yetiştiremeyecek miyim?' diye karamsarlık oldu. Üzerine gittik ve milli takımda yarıştı." açıklamasını yaptı.
Babasının yaşına rağmen tekvandoya hizmet etmeye devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, "72 yaşına girecek. O yaşta insanlar yürümekte zorluk çekerken, babam teknikleri kendisi göstererek anlatmaya devam ediyor." diye konuştu.
- Habibe Erdoğan: "Çocuklarımızın belli yere gelmesi güzel bir duygu"
Spor okulunda eşine destek olduğunu belirten Habibe Erdoğan, "Çocuklarımızın belli yere gelmesi güzel bir duygu. Ben de sporcu oldum ama onlar bizi geçti. Her çocuğumuzun odasında madalya köşesi var. Madalyaları asılı duruyor." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, en küçük çocukları Yiğit Efe'nin de şimdiden bir madalya köşesi olduğuna dikkati çekerek, "Yiğit hareketli çocuk, spora elverişli. Yetenekli ve yapacağına inanıyorum." şeklinde konuştu.
- Çocuklar da mutlu
Ailenin ilk uluslararası madalyasını getiren Mert Erdoğan, dedesinin nemli sporcular yetiştirdiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Babam antrenörüm. İkisi de bilgilerini bana aktarıyordu. Bir tarafıyla kötü, salona gidiyoruz tekvando, eve geliyoruz tekvando. Farklı etkinliklerim olmuyordu. Babam beni hiçbir sporcusundan ayırmadı. Ekstra antrenman olmadı. Onun antrenörlüğü benim için çok avantaj değildi."
Babasının Türkiye şampiyonluğuna ulaştığını ve annesinin de milli sporcu olduğunu hatırlatan Mert, "Benim de Avrupa'da ve dünyada derece yapmam gerekiyordu. Babamı geçtim, Türkiye şampiyonu oldum. Annemi geçtim, Avrupa'da derece yaptım. Sonraki hedeflerime rahatsızlığımdan dolayı ulaşamadım." şeklinde görüş belirtti.
Kardeşi Yiğit Efe'nin ailedeki en yetenekli sporcu olduğunu anlatan Mert, "Bilgilerimizi ona aktarıyoruz. İleri seviyelere gideceğini düşünüyorum." ifadesini kullandı.
Ailenin bir başka tekvandocusu İrem ise şu an sakatlığından dolayı aktif spor hayatına devam edemediğini kaydederek, "Tüm yaşantım tekvandonun içinde geçti. Dönme ihtimalim var. Sınavlarımın bitmesini bekliyorum. 4-5 yaşından beri bu sporun içindeyim. Başlayamazsam, 2 yıl içinde antrenör olarak devam edeceğim." açıklamasını yaptı.
Ailenin en küçük çocuğu Yiğit Efe de tekvandoda başarılı olacağına inandığını dile getirdi.
Kaynak:
Bu haber toplam 100 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.