Samsun'da huzurevi sakinleri zamanlarını sanatla değerlendiriyor
Bafra 75. Yıl Huzurevi sakinlerinden Şahin Dursun:- "Aklım burada hep, burada olduğum zaman ben mutluyum, cumartesi, pazarın gelmesini hiç istemem"- Usta öğreticisi Reyhan Reis:- "El işi yapmak, ortaya bir ürün çıkarmak tabi ki psikolojik olarak zaten çok etkisi var, yaşlarımıza da çok iyi geliyor"
VEYSEL ALTUN - Samsun'un Bafra ilçesinde bulunan huzurevinin sakinleri sanatsal faaliyetlerle günlerini geçiriyor.
Bafra 75. Yıl Huzurevi'nde yaşayanlar, sanatın gücüyle hem günlük yaşamlarını renklendiriyor hem de birbirlerine destek oluyor.
Her biri farklı hayat hikayesine sahip insanlar sanatla ortak paydada buluşuyor.
Sanatsal aktiviteler sayesinde huzurevi sakinleri hem geçmiş anılarını tazeliyor hem de sanatla kendilerini ifade etme şansı buluyor.
Halk eğitim usta öğreticisi Reyhan Reis, AA muhabirine, 7 yıldır huzurevi atölyesinde eğitim verdiğini söyledi.
Reis, "Burada el sanatları, görsel sanatlar, tablolar yapıyoruz, taş boyama yapıyoruz, teyzelerimiz örgü örüyor. Doğada bulduğumuz şeylerle farklı ürünler üretmeye çalışıyoruz. El işi yapmak, ortaya bir ürün çıkarmak tabii ki psikolojik olarak zaten çok etkisi var, yaşlarımıza da çok iyi geliyor. Burada huzurlu hissediyorlar, rahat hissediyorlar kendilerini." dedi.
Atölyede ürettikleri ürünleri ilçede düzenlenen programlarda sergilediklerini anlatan Reis, huzurevi sakinlerinin eserlerinin sergilenmesinden dolayı mutluluk yaşadıklarını dile getirdi.
- "'Kalem tutmayan Şahin, kalem tuttu, fırça aldı eline, bak neler yapıyorsun' diyorum"
Huzurevi sakinlerinden 76 yaşındaki Şahin Dursun ise doğma büyüme Samsunlu olduğunu ve eşi vefat ettikten sonra çocuklarıyla anlaşarak huzurevine yerleştiğini belirtti.
Huzurevine ilk geldiğinde sporla ilgilendiğini ve tesadüfen atölyeye geldiğini aktaran Dursun, şöyle devam etti:
"Atölyeye geldiğimde 'Hocam kolay gelsin dedim', 'Şahin amca gel sen de bir şeyler yaparsın' dedi Reyhan hocam. 'Kızım ben ilkokulu 8 senede bitirdim' dedim. Beni aldı buraya. Yedi yıldır hocamla beraberiz. O gider şimdi aşağılardan, belli başlı yerlerimiz var, oradan gider ahşaplar getirir. Deniz kenarına gideriz, arabamızla taş toplar getiririz ve hocam der, 'Al Şahin amca zımparayı', ben onu zımpara yaparım, peşine boya atarım. Peşine kozalak gelir. Onları da güzelce renk renk boyayıp süs eşyaları yapıyoruz."
Yaptığı eserlerin karşısına geçip, "Bunu ben mi yaptım?" dediğini anlatan Dursun, "Ellerimi açıyorum, 'Allah evladına bağışlasın hocamı' diyorum. 'Kalem tutmayan Şahin, kalem tuttu, fırça aldı eline, bak neler yapıyorsun' diyorum." ifadelerini kullandı.
Gününün büyük bir kısmını atölyede geçirdiğini vurgulayan Dursun, şunları kaydetti:
"Yatağa giriyorum, uyuyacağım, 'Yok' diyorum, 'Yarın daha güzel bir şeyler yapmaya çalışayım' diyorum. Aklım burada hep, burada olduğum zaman ben mutluyum. Çok rahat uyuyoruz, stres denen bir şey kalmıyor. Hepimiz burada rahatız. Burada sanatın içine girmişim, haberim yoktu, ilerledikçe, yıl geçtikçe ben de sanatın içine tam girmiş oldum. 'Ben de sanatçıyım' diyebilecek duruma geldim."
- "Atölyede yaptığımız şeylerle kafamız dinleniyor"
70 yaşından Fatma Alkan da huzurevinde çok rahat olduğunu belirtti. Huzurevine geldikten sonra sağlık sorunlarının azaldığını söyleyen Alkan, "Hocamızı evladım gibi seviyorum. Atölyede yaptığımız şeylerle kafamız dinleniyor. Hocamız olmasa biz rahatsız oluyorduk burada. Çok rahatım. Çok güzel bakıyorlar hepimize." dedi.
Kaynak:
Bu haber toplam 62 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.