Sakarya'da "İsrail Sorunu ve Gazze Sempozyumu" düzenleniyor
ORMER Müdürü Prof. Dr. Tuncay Kardaş:- "Sadece yerel, bölgesel değil aynı zamanda küresel sonuçlar da doğuracak bir savaşın içinden geçiyoruz. Modern uluslararası sistemi de oldukça zedeleyen, itibarını, inanırlığını, meşruiyetini sorgulamamıza yol açan bir savaş bu"- SAÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kemal İnat:- "Bu tabloyu değiştirmek siz gençlerin işi. Bunu gerçekleştirmek çok uzun bir şey ama bugünden başlamak gerekiyor"- Gazzeli akademisyen Ebtihal Abu Jazar:- "7 Ekim başlangıç mıdır
Sakarya Üniversitesince (SAÜ) düzenlenen "İsrail Sorunu ve Gazze Sempozyumu" başladı.
SAÜ Ortadoğu Enstitüsü (ORMER) ile Uluslararası İlişkiler Bölümü tarafından Turgut Özal Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen programın açılışında konuşan ORMER Müdürü Prof. Dr. Tuncay Kardaş, duygusal ve vicdanı sorumluluğu ağır olan İsrail-Filistin konusuyla karşı karşıya kalındığını belirtti.
Kardaş, temel amaçlarının, meselenin biraz daha bilimsel, tarihsel, sosyal ve insani boyutuna bakmak olduğunu söyledi.
İsrail'in hukuk dışı saldırılarla meseleyi bambaşka boyuta taşıdığını vurgulayan Kardaş, "Sadece yerel, bölgesel değil aynı zamanda küresel sonuçlar da doğuracak bir savaşın içinden geçiyoruz. Modern uluslararası sistemi de oldukça zedeleyen, itibarını, inanırlığını, meşruiyetini sorgulamamıza yol açan bir savaş bu. Yerel ve bölgesel katliam olmasının ötesinde bu boyutunun da altının çizilmesi gerektiğini düşünüyorum." diye konuştu.
Kardaş, bütün insanlığın risk altında olduğunu işaret ederek savaşın küresel hale dönme ihtimalinden bahsetti.
- "Bu tabloyu değiştirmediğimiz sürece bu utancı yaşamaya devam edeceğiz"
SAÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kemal İnat da İsrail'in saldırganlığını seyretmeye maruz bırakıldıklarını ifade etti.
İnat, kısa vadede ellerinden gelenin, bu tür sempozyumlar, eylemler, protesto gösterileri düzenlemek olduğunu belirterek herkesin Filistin'de yaşanan katliama dikkati çekmeye çalıştığını anlattı.
Farkındalığın oluşturulması konusunda gençlere çok iş düştüğünün altını çizen İnat şöyle devam etti:
"Uluslararası siyasal sistem açısından baktığımızda bu durum İslam dünyasının güçsüzlüğünden kaynaklanıyor. İsrail ve ona destek veren ABD, Batı dünyasının büyük çoğunluğu, İslam dünyası karşısında ciddi güç farkına sahipler. Sadece ABD'nin ekonomik kapasitesi, 45 İslam ülkesinin 3 katı büyüklüğü civarında. Askeri harcamalarda benzer bir tablo söz konusu. Bu tabloyu değiştirmediğimiz sürece bu utancı yaşamaya devam edeceğiz. Bu tabloyu değiştirmek de siz gençlerin işi. Bunu gerçekleştirmek çok uzun bir şey ama bugünden başlamak gerekiyor."
İnat, bu değişimin gerçekleştirilmediği takdirde çatışmaların Türkiye sınırına kadar gelebileceğine dikkati çekerek "Şu an Filistin bütün İslam dünyası için o direnci gösteriyor ve çok ağır bedeller ödüyor. Bir şeyler yapılmazsa 20 yıl sonra zaten Filistinliler teslim olmuş olacaklar ve Ürdün, Mısır, Suriye, Türkiye aynı saldırganlığın olumsuz sonuçlarını ve şu tablonun aynısını yaşamak zorunda kalacak. Bunları yaşamak istemiyorsak herkesin çok çalışması gerekiyor. Özellikle gençlere bu konuda çok iş düşüyor."
SAÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Özer Köseoğlu da Filistin ve Gazze'deki birkaç üniversite ile daha önceden işbirliklerinin olduğunu, bunu genişletmek için çalışmalar planladıklarını fakat o üniversitelerin şu anda yerle bir olduğunu aktardı.
Köseoğlu, oradaki olayları yakından takip etmeye çalıştıklarını, paneller düzenlediklerini, üniversitedeki Filistinli öğrencilerle görüşmeler yaptıklarını ve imkanlar doğrultusunda onlara kolaylıklar sağlamaya çalıştıklarını bildirdi.
- Filistinli akademisyen yasa dışı yerleşim politikalarına dikkati çekti
Sempozyumun ilk oturumunda konuşan Gazzeli akademisyen Ebtihal Abu Jazar da Kudüs'te yaşayan Filistinlilerin ne Filistin ne de İsrail pasaportu taşıyabildiğini dile getirdi.
İsrail'in stratejik planından dolayı vatandaşlık verilmediğine değinen Abu Jazar, "İkametle yaşadığı sürece Filistinliler hep misafir kabul edilecek. İstediği zaman devlet onların evine topraklarına el koyabilir, vergileri ve cezaları artırabilir. Baştan beri Kudüslüler hiçbir şekilde yerleşik vatandaş olarak kabul edilmedi." dedi.
1917'teki Balfour Deklarasyonu’nda "Filistin ana vatanı" ifadesinin yer aldığına değinen Abu Jazar, İsrail'in yasa dışı yerleşim politikalarını anlattı. Filistin ve Gazze'nin coğrafi konumu, bölgeleri, son durumu hakkında bilgiler aktaran Abu Jazar, İsrail'in uyguladığı kısıtlamaları da dile getirdi.
İsrail'in geçen yıl 750 bin yerleşimciyi Gazze bölgesinde yerleştirdiğine dikkati çeken Abu Jazar, bu yıl söz konusu rakamın milyonu geçmesinin hedeflendiğini, bunun İsrail tarihindeki en büyük yerleşim hareketi olduğunun altını çizdi.
Abu Jazar, İsrail askerlerinin yıl içerisinde yaptığı birçok baskını da anımsatarak "7 Ekim başlangıç mıdır, tabii ki değildir. Aslında bu, işgalcilerin yaptığı eylemlerin sonucudur. Fakat insanlığın uyanması ve Filistin'in özgür olabilmesi için başlangıçtır." değerlendirmesinde bulundu.
Oturumda ayrıca Kardaş, Ru'ye Türkiye Dergisi editörü Prof. Dr. Ramazan Yıldırım ve araştırmacı yazar Zahide Tuba Kor da İsrail-Filistin çatışmalarına yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Kaynak:
Bu haber toplam 87 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.