"Sakarya Uluslararası Kısa Film Festivali" geleceğin sinemacılarını yetiştirmeyi hedefliyor
ÖMER MİRZA ŞEKER - Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesinin bu yıl 10. kez düzenlediği "Sakarya Uluslararası Kısa Film Festivali", sinema dünyasının tecrübeli isimlerini öğrencilerle buluşturarak geleceğin sinemacılarını yetiştirmeyi...
ÖMER MİRZA ŞEKER - Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesinin bu yıl 10. kez düzenlediği "Sakarya Uluslararası Kısa Film Festivali", sinema dünyasının tecrübeli isimlerini öğrencilerle buluşturarak geleceğin sinemacılarını yetiştirmeyi hedefliyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü, Sakarya Üniversitesi ve Sakarya Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle hazırlanan, sadece öğrencilerin başvurabildiği festival yarışmasına bu yıl 44 ülkeden, 2 bin 533 film başvuru yaptı.
Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, festivalin amacını, hazırlık sürecini ve sinemanın önemini AA muhabirine anlattı.
- Öğrenciler sinemanın tecrübeli isimleriyle buluşuyor
Adıgüzel, öncelikle ulusal ve uluslararası üniversite öğrencilerini Sakarya ile tanıştırmayı ve festivale davet etmeyi amaçladıklarını belirterek, "Son 5 yıldır uluslararası hale getirerek bunu başardığımızı düşünüyorum. Binlerle ifade edilebilecek çok fazla film geliyor. Onlarca ülkeden üniversite öğrencileri bize kısa filmlerini gönderdi. Biz de çok değerli jürimizle değerlendirdik. Festivalimizin en büyük farkı sadece üniversite öğrencilerinin katılabilmesi. Burası iletişim fakültesi ve biz de iletişim fakültesi öğrencilerinin sektöre ilk adımlarını bizim festivalimizde atmalarını ve öğrencileri film yapmak üzere cesaretlendirmeyi istiyoruz." dedi.
Her yıl daha fazla üniversiteden başvuru geldiğini aktaran Adıgüzel, "Filmlerin kalitesi artarak devam ediyor. Sektörün önemli isimlerini üniversitemizde öğrencilerimizle buluşturuyoruz. Her biri kendi alanıyla ilgili atölyeler düzenliyor. Birebir gençlerle görüşme imkanı buluyor. Bu çok kıymetli bir şey. Bu hatıraları, anıları kitapta bulamazlar. Biz de bulamayız. Ancak sahibinden, yaşayan insanlardan duyduğumuz zaman bunun ne kadar kıymetli bir tecrübe olduğunu anlayabiliyoruz." diye konuştu.
Yusuf Adıgüzel, festivalin güçlenerek yoluna devam etmesinde en büyük motivasyonun gönüllü akademisyen ekibi olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Gelen konuklar Türkiye'nin çok önemli filmlerinde görev almış oyuncular, yapımcılar, senaristler. Biz onları maddi bir karşılık ödeyerek buraya getirmiyoruz. Zaten böyle gücümüz de olmaz. Ancak selam, hürmetle ve iyi niyetle samimiyetimizi gördükleri için geliyorlar. Bundan sonra da daha güçlü isimleri öğrencilerimizle buluşturmaya devam edeceğiz."
- Filistinli yönetmene onur ödülü verildi
Geçtiğimiz yıl festivali İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılar sebebiyle sadece ödülleri adreslere göndererek kapattıklarını paylaşan Adıgüzel, bu yıl ise Filistin'de devam eden insanlık dramına dikkat çekmek amacıyla Filistinli yönetmen Nawras Abu Saleh'in "Özgürlüğün Gölgesinde" filmine onur ödülü verdiklerini aktardı.
Adıgüzel, sinemanın gücüne akademisyenlerin farklı bir açıdan bakması gerektiğini savunarak, "Burası bir iletişim fakültesi. Medya sektörüne insan yetiştiriyoruz. Bir yıldır oradaki insanlık dramı canlı yayınlarda, televizyonlarda konuşuluyor. Ancak haber, çok taze tüketilmesi gereken bir şey. Bugünün haberi yarın için eskidir ve yarın konuşulacak bir durumu kalmaz. Ama sinema öyle değil. Sinema kalıcı eserler ortaya koyuyor. Kuşaktan kuşağa aktarılacak, duyguyu, düşünceyi, fikri, belgeyi ortaya koyacak bir belgesel niteliği var." değerlendirmesinde bulundu.
- "Filmlerle, dünyanın gözünde çok mazlum bir Yahudi imajı çizildi"
Sinemanın eskimediğini dile getiren Adıgüzel, sözlerine şöyle devam etti:
"Haber eskir ancak sinema eskimez. Sinemanın kamuoyu oluşturmak gibi bir gücü var ve bunun daha kalıcı bir güç olduğuna dikkati çekmek istiyorum. İsrail'in bugün bu kadar dünya kamuoyunu karşısına alacak, Birleşmiş Milletlerin noktalarını vuracak kadar pervasızca hareket etmesinin arkasındaki motivasyonda, yaptıkları filmlerin çok etkili olduğunu düşünüyorum. Dünyanın gözünde çok mazlum bir Yahudi topluluğu imajı çizildi. Bunu da filmlerle yaptılar."
Adıgüzel, sinemanın insanları duygularından yakalayan bir sanat olduğunu söyleyerek, "Sinema sadece sosyolojik bir pencereden, bir medya aracı olarak bakıp geçebileceğimiz bir şey değil. Toplumsal dönüşüm sağlayacak, insanların bugünden yarına aktarabilecekleri belgesel bir güç taşır. Bu gücün farkında olarak, içinde yaşadığımız dönemi, en önemlisi İsrail ile Filistin arasındaki savaşı bundan sonraki kuşaklara aktarabilecek, belgesel niteliği taşıyabilecek güzel işler yapmaları için gençleri cesaretlendirmek istiyoruz." dedi.
Festivalin onuncu yılına ulaşmasını başarı olarak değerlendiren Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, "Hem sektörden hem akademiden arkadaşlarımızla bu festivali daha ileriye taşımak istiyoruz. Burada öğrencilerimize atölyeler, söyleşiler gerçekleştiriyoruz. Başka şehirlerde düzenlenen film festivallerindeki öncü isimleri buraya çağırdık. Onlarla fikirlerimizi paylaştık. 'Bu festivalleri daha ileriye nasıl taşıyabiliriz, neler yapabiliriz?' konusunu konuştuk. Umarım bundan sonra 20, 30, 40 ve daha ilerisini de görürüz." diye konuştu.
- "Tarihe bir not düşeyim, Sakarya Üniversitesi'nden çok güzel sinemacılar çıkacak"
"Uluslararası Yed-i Velayet 7 Vilayet Kısa Film Festivali" ve Ehli Sanat Sinema ve Kültür Derneği Başkanı Eda Sürmeli ise kısa filmin ve festivallerin öneminin konuşulduğu bir oturum gerçekleştirdiklerini belirterek, "Herkes kısa filmi, uzun metraja geçiş olarak anlıyor ama kısa filmin bambaşka bir matematiği, kendi içinde bambaşka bir dokusu var. Türkiye'de belki çok karşılığı yok ama böyle güzel festivaller yapıldıkça karşılığını bulacağını ve bu bölümlerde okuyan öğrencilerin, özellikle kısa film yapmak isteyenlere ilham olacağını düşünüyorum." dedi.
Sürmeli, ilk kez Sakarya'ya geldiğini, şehri ve organizasyonu çok beğendiğini dile getirerek, "Türkiye'deki birçok üniversitenin festivallerine katılmaya çalışıyorum ama sanki bu bir üniversite festivalinin dışında çok daha profesyonel hazırlanmış. Bu anlamda da hem Türk sinemasına hem de geleceğin sinemacılarına çok büyük bir katkısı olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Katıldığı oturumun bir saat on dakika sürdüğünü ancak öğrencilerin ilgisi dolayısıyla salondan iki buçuk saatte çıktıklarını sözlerine ekleyen Sürmeli, "Bu beni çok heveslendirdi, iştahlandırdı ve umutlandırdı. Gelecek harika bir şekilde geliyor. Çok güzel sinemacılar yetişecek. Tarihe bir not düşeyim, Sakarya Üniversitesi'nden çok güzel sinemacılar çıkacak." diye konuştu.
Kurmaca film, belgesel ve "MÜSİAD Onur Ödülü" ödüllerin verildiği kapanış töreninde, Türk sinemasına emek veren Canan Perver, Temel Gürsu, Ayfer Özcan, Suna Selen, Yavuz Karakaş, Ali Yılmaz, Kaya Ererez, Şermin Hürmeriç, Mahmut Cevher, İncilay Özdemir, Mustafa Uzunyılmaz, Ali Düşenkalkar, Engin Şenkan, Pelin Akil, Necdet Kökeş ve Selim Tuncer'e de onur ödülü takdim edildi.
Sinema ve akademi dünyasından da birçok ismin katıldığı törende, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, Adapazarı Belediye Başkanı Mutlu Işıksu ve Sakarya Üniversitesi Rektörü Hamza Al da yer aldı.
Kaynak:
Bu haber toplam 43 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.