Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu gündemi değerlendirdi:
"Biz baroların hangi fikir ve ideoloji olursa olsun siyasallaşmasına tamamen karşıyız"- "Barolar adalet mekanizmasının bir temsilcisi olarak bağımsız olmalıdırlar ve hiçbir partinin fiilen ya da dolaylı yönden uzantısı görüntüsünü vermemelidirler"- "(Şehi
ANKARA (AA) - Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, baroların adalet mekanizmasının bir temsilcisi olarak bağımsız olması gerektiğini belirterek, "Biz baroların hangi fikir ve ideoloji olursa olsun siyasallaşmasına tamamen karşıyız." dedi.
Karamollaoğlu, partisinin eğitim merkezinde, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu haftalık basın toplantısında, Pakistan'ın Karaçi şehri ve Afganistan'ın Helmand eyaletinde yapılan silahlı ve bombalı saldırıları kınadı.
Yüz binlerce Uygur Türkü'nün Çin zulmü altında olduğunu kaydeden Karamollaoğlu, "Maalesef Çin ile olan münasebetleri devam ettirme aşkına bu konuda gerekli girişimlerde bulunulmuyor. Biz Çin ile kavga içinde bulunmayı arzu etmeyiz elbette. Lakin Çin hükümeti bu tavrından bir an önce vazgeçmeli. Bugünkü politikalarını devam ettirmesi Çin'e fayda sağlamaz. Çünkü yaptıkları zulümdür." değerlendirmesinde bulundu.
- Çoklu baro tartışmaları
Çoklu baro tartışmalarının Türkiye'deki adalet mefhumuna zarar vereceğini aktaran Karamollaoğlu, "Biz baroların hangi fikir ve ideoloji olursa olsun siyasallaşmasına tamamen karşıyız. Barolar adalet mekanizmasının bir temsilcisi olarak bağımsız olmalıdırlar ve hiçbir partinin fiilen ya da dolaylı yönden uzantısı görüntüsünü vermemelidirler." diye konuştu.
Çoklu baro adımının Türkiye'de kamplaşma ve kutuplaşmayı artıracağını söyleyen Karamollaoğlu, "Avukatlar arasında oluşacak bu kutuplaşma bu ülkenin tamamına zarar verecektir." ifadesini kullandı.
Şehir Üniversitesi'nin faaliyet izninin kaldırılmasına da tepki gösteren Karamollaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir ülke böyle kalkınmaz, problemlerini böyle çözemez. İlim böyle gelişmez. 28 Şubat'ın hatalarını bugün yaşıyoruz. Bu hataları bir başka açıdan şimdi birileri yeniden tesis etmeye gayret ediyor. 28 Şubat'ta başka bir fikre müsamaha yoktu, baskı vardı, 'konuşturmayın vurun tepesine' mantığı vardı. Aynı mantık şimdi bir başka açıdan geldi başımıza çöktü."
Konut kredisinin vatandaşları bankalara borçlu hale getirdiğini ileri süren Karamollaoğlu, Türkiye'nin "ölü yatırım" ve borçlandırma ekonomisinden vazgeçmesi gerektiğini kaydetti.
Karamollaoğlu, Türkiye'nin ekonomik yönden ayağa kalkmasının bütün imkanlarını üretime dönük yatırımlara tahsis etmesiyle mümkün olduğunu savundu.
Kaynak:
Bu haber toplam 303 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.