Rosatom, Rusya'nın ikinci seyreltilmiş uranyum hekzaflorür işleme tesisini kuruyor

ANKARA (AA)- Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom'un bünyesindeki yakıt şirketi TVEL'in iştiraki Rus Elektrokimya Tesisi (ECP), Sibirya'nın Krasnoyarsk bölgesinde seyreltilmiş uranyum hekzaflorürün (DUHF) işlenmesine yönelik ikinci tesiste ekipman kurulumuna başladı.

Şirketten yapılan açıklamaya göre, Rusya'daki seyreltilmiş uranyum stoklarının yönetilmesi ve kullanılmasına yönelik uzun vadeli bir proje kapsamında kurulan W2-ECP adlı tesis, flor giderme işlemi yoluyla DUHF'u daha kararlı uranyum okside dönüştürüyor. Böylece tesis, uranyum zenginleştirilmesi sırasında ortaya çıkan kararsız bir atık ürünü olan DUHF'un birikmesini önlemeyi hedefliyor.

Hızlı nötron reaktörlerinde karışık oksit yakıt üretimi için de bir hammadde olma niteliği taşıyan seyreltilmiş uranyum oksit, Beloyarsk Nükleer Güç Santrali'nin sodyum soğutmalı BN-800 hızlı reaktöründe kullanılıyor.

Söz konusu madde aynı zamanda Rusya'nın Tomks bölgesinde bulunan Seversk'te inşa edilen Brest-OD-300 kurşun soğutmalı hızlı reaktörü çalıştıracak olan geliştirilmiş uranyum-plütonyum karışımı nitrür yakıtının da bir bileşeni olma özelliğine sahip.

Öte yandan şirket, DUHF'un flor giderme işleminden elde edilen ürünlerin piyasada kimyasal ürün olarak satılırken, hem nükleer endüstrisinde hem de diğer sektörlerde kullanıldığını, geçen yıl müşterilerine 400 milyon ruble (yaklaşık 4,1 milyon dolar) değerinde hidroflorik ürün teslim ettiğini açıkladı.

- ECP'nin DUHF işleme kapasitesi iki katına çıkacak

Rosatom'un DUHF programı, seyreltilmiş uranyumun güvenli bir şekilde işlenmesini, birikim hızını yavaşlatmayı ve Rus zenginleştirme tesislerinde biriken tüm stokları aşamalı olarak bertaraf etmeyi hedefliyor.

W2-ECP'nin faaliyete geçmesiyle ECP'nin DUHF işleme kapasitesini yılda 10 bin tondan 20 bin tona, yani iki katına çıkarması bekleniyor. Ayrıca şirket, diğer işletmelerinde de DUHF işleme kapasitesini artırmayı planlıyor.

TVEL'in tüm zenginleştirme sahalarındaki stokların bertaraf edilmesiyle birlikte söz konusu programın 2057'de tamamlanması öngörülüyor.