Romatizmal hastalıklar "osteoporoz" riskini artırıyor
Gazi Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Günendi:- "Romatizmal hastalıklar, osteoporoz gelişimi için bir risk faktörüdür. Yapılan çalışmalarda iltihabi romatizmal hastalığı olanlarda, aynı yaş ve cinsiye
ANKARA (AA) - Kemik, kas ve eklemlerde iltihaba bağlı gelişen romatizmal hastalıkların, sık görülen kemik hastalıkları içinde yer alan ve halk dilinde kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz riskini artırdığı belirtildi.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Günendi, AA muhabirine, en sık görülen kemik hastalığı olan osteoporozun gelişiminde romatizmal hastalıkların etkisine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Romatizmal hastalıkların, en çok kas iskelet sistemi ve ardından diğer organları tuttuğunu, tuttuğu bölgelerde de hasara bağlı fonksiyonel bozukluklara sebep veren iltihabi bir rahatsızlık olduğunu dile getiren Günendi, 100'den fazla romatizmal hastalık tanımlandığını söyledi. Günendi, bunlardan bazılarının sık, bazılarının ise nadir görüldüğünü ve romatizmal hastalıkların nedeninin tam olarak bilinmediğini vurguladı.
Romatizmal hastalıklar içinde en sık "romatoid artrit" ve "ankilozan spondilit"in görüldüğünü aktaran Günendi, şunları kaydetti:
"Bu sık görülen romatizmal hastalıklar, yaklaşık 100 erişkinden birinde gelişebilmektedir. Düzgün takip ve tedavi edilmeyen romatizmal hastalıklar, kişinin kas-iskelet gibi organ sistemlerinde hasara neden olarak fonksiyonları bozmakta, aynı zamanda altta yatan iltihabi süreç kalp-damar hastalıklarının da daha erken ve daha sık görülmesine neden olarak yaşam beklentisini de kısaltmaktadır. Dolayısıyla artan iş gücü kaybı, sağlık bakım maliyetleri gibi durumlar, toplum sağlığını da etkilemektedir."
Romatizmal hastalıkların aynı zamanda osteoporoz gelişimi için de bir risk faktörü olduğunu vurgulayan Günendi, "Yapılan çalışmalarda iltihabi romatizmal hastalığı olanlarda, aynı yaş ve cinsiyetteki sağlıklı kişilere göre osteoporoz görülme sıklığının arttığı gösterilmiştir." dedi.
Osteoporoz ve osteoporoza bağlı kırıkların, romatizmal hastalığın kişiye ve topluma getirdiği yükün daha da artmasına neden olduğunu dile getiren Günendi, "Bu nedenlerle romatizmal hastalıklı kişilerde osteoporoz gelişiminin daha sık olabileceği unutulmamalı, diyet ve egzersiz gibi önleme girişimleri, uygun tarama yöntemleriyle erken tanı ve gerekiyorsa tedavi girişimleri yürütülmeli." ifadelerini kullandı.
- "İltihap, bağışıklık sistemini bozuyor"
"Romatizmal hastalıklarda osteoporoz gelişiminde en önemli neden, altta yatan iltihaptır." bilgisini veren Prof. Dr. Günendi, iltihabın gelişimi aşamasında bağışıklık sisteminin de bozulduğunu söyledi.
Bağışıklık sisteminde, hücreler arası etkileşimi sağlayan sitokin adı verilen protein yapıların olduğunu anlatan Günendi, "Bunların bazıları iltihabı tetiklerken bazıları da iltihap gelişimini önlemektedir. Sağlıklı kişilerde sitokinler denge içinde bulunurken, romatizmal hastalığı olan bireylerde sitokin dengesi, iltihabı tetikleyen sitokinlere doğru kaymaktadır. Romatizmal hastalıklarda artmış iltihap tetikleyici sitokinler, aynı zamanda kemik yıkımını da hızlandırmaktadır." diye konuştu.
- "Kalsiyumdan zengin beslenilmeli"
Romatizmal hastalıklarda osteoporoz sıklık artışının başka bir nedeninin de hareketsizlik olduğuna işaret eden Günendi, şöyle devam etti:
"Romatizmal hastalığa sahip olan kişiler hastalığının aktif dönemlerinde mevcut iltihabı ve dolayısıyla ağrılarını arttırmamak için hareketliliklerini azaltmakta yani istirahat etmektedirler. Biliyoruz ki kemik yapımını uyaran önemli nedenlerden biri de kemiğe binen yüklenmedir. Bu da ayakta dik pozisyonda durmakla, hareket etmekle mümkün olmaktadır. Hareketsiz kalmak da kemik üzerine binen yükün azalmasına ve kemik yıkım hızının artmasına neden olacaktır."
Romatizmal hastalıklarda osteoporoz gelişimini önlemek için, romatizmal hastalığın iyi bir şekilde tedavi edilmesinin yanında, genel osteoporozdan koruyucu önlemlerin de uygulanması gerektiğini belirten Günendi, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yani hastanın kalsiyumdan zengin beslenmesini önermek, diyetle kalsiyum alımı yetersizse kalsiyum desteği sağlamak, kalsiyum metabolizmasında önemli bir hormon olan D vitamin düzeylerini uygun sınırlar arasında tutmak, yürüyüş gibi aerobik egzersizler ve hastalık aktivitesini arttırmayacak ölçüde kas kuvvetlendirici egzersizleri düzenli yapmasını sağlamak gerekmektedir."
Kaynak:
Bu haber toplam 166 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.