Osmanlı yadigarı hediyelikten ilham alıp kimyasal içermeyen sabun üretti
TÜ Eczacılık Fakültesi Farmasötik Teknoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gülşah Gedik:- "Eskilerden gelen ve mantığı çok doğru olan bir formülasyonu günümüzde sürdürülebilir bir hale taşımaya çalıştık"
GÖKHAN BALCI - Trakya Üniversitesi (TÜ) Eczacılık Fakültesi Farmasötik Teknoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gülşah Gedik, Osmanlı mirası hediyelik meyve sabunlarından ilham alarak kimyasal barındırmayan sabun üretti.
Gedik, Edirne'de 17. yüzyılın ortalarında bazı evlerde hamur kıvamına getirilen, misk, amber ve gül kokuları karıştırılarak meyve şekli verilerek üretilen, daha sonra güzel kokulu süs eşyası olarak yayılmaya başlayan sabunları günlük kullanılabilir halde üretmek için proje hazırladı.
Çalışmasının Türk Patent ve Marka Kurumunca tescillenmesinin ardından çalışmalarını sürdüren Gedik'in sebze ve meyveden elde ettiği 22 farklı sabunun alerjen potansiyelleri tavuk yumurtası koryoallantoik zar testiyle incelendi.
Ölçümlerde sabunların alerjen potansiyellerinin olmadığı tespit edildi, ayrıca kurutma işleminde sorun yaratan ıspanak ve karpuz gibi bitkilerle ilgili geliştirme çalışmaları da yapıldı.
Yapay koku içermeyen sabunların kokularını daha kalıcı hale getirmek ve gerçek görünümlerinde hazırlanmak için laboratuvar çalışmaları devam ederken "Trakya sabunu" adıyla satışa çıkacak.
Gedik, AA muhabirine, meyve ve sebze özleriyle hazırladığı sabunlarla "mis meyve sabunlarına" alternatif bir ürün ortaya koyduğunu anlattı.
Mis meyve sabunlarının Osmanlı'dan günümüze gelen, meyve ve sebze şeklinde hazırlanan güzel kokulu süs olarak kullanılan sabunlar olduğunu belirten Gedik, bu sabunlardan ilham alarak kendisinin de gerçek sebze ve meyveleri kullanarak hazırlamayı düşündüğünü ifade etti.
Bir sebze veya meyveyi küçük bir sabunun içerisine özel bir yöntemle sığdırdıklarını dile getiren Gedik, sebze veya meyveyi ekstre ettikten sonra kabuğuyla beraber, püskürtmeli kurutucu cihazın içine koyup suyundan arındırdıklarını kaydetti.
Sabunda ham madde olarak zeytinyağı kullandıklarını belirten Gedik, "Bu işlem, kullandığımız olgun meyve veya sebzenin kokusunu, rengini ve dokusunu uzun süre saklanabilir, tekrar suyla bir araya geldiğinde de aynı özelliklerini mümkün olduğunca değişmeden gösterebilir bir hale getiriyor. Yapay koku veren ürünlerin evde bulunması iyi değildir. Bunu ortadan kaldırmış oluyoruz. Yapay bir renk maddesi de yok, köpürtücü bir madde de koymuyoruz. Çok köpürmeyen ama el temizliğini ve cilt bakımı tam yapan bir ürün ortaya koyduk." diye konuştu.
- Geliştirme çalışmaları sürüyor
İlk etapta basit bir kalıba döktükleri sabunları geliştirme çalışmalarına devam ettiklerini kaydeden Gedik, "İleriki çalışmalarımızda bunları bizim tanıdığımız haliyle olan meyve ve sebze kalıplarına döküp meyve sabununa daha çok benzetebiliriz. Önemli olan burada yapay koku ve yapay boya kullanmadan meyvenin kendi kokusu, rengi ve içeriğiyle bir sabun formülasyonu oluşturmaktı." dedi.
Gedik, sabunları hazırlarken üniversitenin bahçesinden topladıkları incir, havuç, salatalık, portakal, armut, limon, mandalina, domates, kavun ve karpuz kullandıklarını, akademisyenlerin isteği üzerine çilek ve kirazı da kullanacaklarını ifade etti.
Eğlenerek yenilikçi çalışmalar yaptıklarını dile getiren Gedik, sözlerini şöyle tamamladı:
"Eskilerden gelen ve mantığı çok doğru olan bir formülasyonu günümüzde sürdürülebilir bir hale taşımaya çalıştık. Bu çalışmaları yaparken antimikrobiyal özelliğini bildiğimiz Edirne kırmızısı bitkisini de kullanarak sabun hazırladık. Bu tür konularda çalışmak için başta Rektörümüz olmak üzere Rektör Yardımcılarımız ve Bilimsel Araştırma Komisyonumuzdaki hocalarımıza çok teşekkür ediyorum. Bu cihazın alımında bizi desteklediler, projelerimize ve yaptıklarımıza inandılar."
Kaynak:
Bu haber toplam 108 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.