"Mülteci çocukların yüzde 60'ında en az bir psikiyatrik hastalık var"
Mülteci çocukların ruh sağlığı üzerine araştırmalara katılan Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Dr. Çeri:- "Türkiye'de 7-17 yaş arasında mülteci çocuklar üzerinde yapılan 4 çalışmanın toplamına baktığımızda çocukların yüzde 60'ı
ANTALYA (AA) - LEYLA ATAMAN KOYUNCUOĞLU - Mülteci çocukların ruh sağlığı üzerinde araştırmalara katılan Marmara Üniversitesi İstanbul Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Bölümünden Dr. Veysi Çeri, yapılan araştırmalarda Türkiye'deki mülteci çocukların yüzde 60'ında en az bir psikiyatrik hastalık bulunduğunun ortaya konulduğunu bildirdi.
Antalya'da düzenlenen 10. Uluslararası Psikofarmakoloji Kongresi ve 6. Uluslararası Çocuk ve Ergen Psikofarmakolojisi Sempozyumu'na katılan Çeri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gerek dünyada gerekse de Türkiye'de yapılan çalışmaların mülteci çocukların büyük bir kısmında psikiyatrik hastalıklar olduğunu gösterdiğini söyledi.
Bu konuda 2014 yılından bu yana 4 çalışma yaptıklarını anlatan Çeri, "Türkiye'de 7-17 yaş arasında mülteci çocuklar üzerinde yapılan 4 çalışmanın toplamına baktığımızda çocukların yüzde 60'ında, yani her 10 çocuktan 6'sında en az bir psikiyatrik hastalık var. En mütevazı çalışma 2 mülteci çocuktan birinde bir psikiyatrik hastalık olduğunu ortaya koydu." dedi.
Mülteci çocuklarda travma sonrası stres bozukluğu ya da depresyona sıklıkla rastladıklarını aktaran Çeri, bunun da çocuklarda sosyal, akademik ve ailevi işlevsellikte ciddi bozulmalara neden belirtti.
- Mülteci çocukları bekleyen tehlike
Psikiyatrik hastalıkların butik hastalıklar olarak görüldüğünü ve gerekli önemin verilmediğini ifade eden Çeri, şöyle konuştu:
"Mülteci çocuklar açısından bakarsak travma sonrası stres bozukluğu olan ya da ayrılık anksiyetesi bozukluğu nedeniyle çocuk evden çıkmakta ciddi sıkıntı çekebiliyor. Çocuk evden çıkıp okula gitmek istemiyor, gitse bile bu tür hastalıkların zihin üzerindeki bozucu etkisi nedeniyle çocuk derse konsantre olamıyor, bir şey anlamıyor. Devam eden anksiyete bozukluğunun kişiyi daha sonra o gerginlikten kurtulmak için madde kullanma ve alkol gibi başka arayışlara itebildiğini biliyoruz. Yani biz bugün bu çocukları doğru bir şekilde psikiyatri servislerinde tedavi etmezsek bunlar biriktiğinde yarın, öbür gün 20 yaşına gelmiş, okula gidememiş, Türkçeyi öğrenememiş ve halen ülkemizde yaşayan kişiler olarak karşımıza çıkacak."
- "Yaklaşık 700 bin çocukta psikiyatrik bozukluk var"
Şu anda Türkiye'de 4 milyonun üzerinde mülteci bulunduğuna dikkati çeken Çeri, "Bu 4 milyon kişinin yarısında psikiyatrik bozukluk var. 4 milyon kişinin 1,5 milyonu çocuk. Çocuklar özelinde bakarsak en az 700 bin mülteci çocuğun en az bir psikiyatrik hastalığı var." dedi.
Rahatsızlık yaşayanların önemli bölümünün psikiyatri servislerine başvurmadığını, başvursalar da dil bariyeri nedeniyle kendilerini anlatamadıklarını dile getiren Çeri, şunları söyledi:
"Bu sorun ilk kez bizim başımıza gelmedi, dünyayı yeniden keşfetmenin bir anlamı yok. Daha önceki mültecilerle yüzleşmiş toplumlarda ne yapılmışsa aynısını yapabiliriz. Önerilen şu, mültecilerin yoğunluklu yaşadığı bölgelerde özelleşmiş çocuk psikiyatrisi servisleri açılmalı, buralara mültecilerin kültürlerini bilen, gönüllük esasına bağlı psikiyatrlar, psikologlar, sosyal hizmet uzmanları ve çocuk gelişim uzmanları gidebilir."
- "Mülteci çocuklar okullarda akran zorbalığı da yaşayabiliyor"
Mültecilerle çalışacak kişilerin biraz da onların dilini öğrenmesi gerektiğine dikkati çeken Çeri, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Savaş insanları şöyle bir şeye itiyor, iyi veya kötü. Size direkt iyi veya kötü olarak bakıyorlar. Onların dilinden 3-5 kelime söylediğiniz zaman sizi direkt iyi algılıyorlar. Bu konuda ruh sağlığı çalışanlarına da eğitimler verilebilir. Savaş 8'inci yılına girdi, daha da uzun sürebilir. Bu nedenle bu konunun mutlaka bir devlet politikası halinde ele alınması gerekiyor."
Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde mültecilere yönelik haftanın bir gününde ücretsiz psikiyatrik destek sağlandığını da belirten Çeri, bu tür yerlerin artması gerektiğine işaret etti.
Mülteci çocukların okullarda akran zorbalığı da yaşayabildiklerini bildiren Çeri, çocukların okullarda dışlanabildiğini ve hakaretlere maruz kalabildiğini kaydetti. Çeri, "Yani savaştan kaçıp yeni bir yere sığınmak acıları bir tarafa bırakmıyor, yeni acılara da yelken açabiliyor. Bizim İstanbul Sultanbeyli'de mülteci çocukların yoğunlukta olduğu okullarda akran zorbalığı konusundaki çalışmamız devam ediyor." dedi.
Kaynak:
Bu haber toplam 246 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.