"Midenize taşıyabileceğinden fazla yük yüklemeyin"
Prof. Dr. Mustafa Altay:- "Bir ay boyunca gündüz besin girmemesine alışan mideye taşıyabileceğinden fazla yük yüklemeyin"- "Bayramları bir tatil olarak görüp, sürekli evde dinlenme ve yemek yeme fırsatı olarak algılamamak, günlük 30 dakikalık hafif tempol
ANKARA (AA) - DUYGU YENER - Sağlık Bilimleri Üniversitesi Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Altay, bayram sabahı ağır bir kahvaltıdan kaçınılmasını, ziyaretlerde de mideye fazla yüklenilmemesini önerdi.
Prof. Dr. Mustafa Altay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ramazan sonrası beslenme ve bayramda yapılan ikramlarla ilgili önerilerde bulundu.
Ramazan ayı boyunca yeme içme saatlerinin ve uyku süresinin değişmesinin metabolizmada değişikliklere yol açtığını ifade eden Altay, vücuda, eski düzenine alışana kadar zaman tanınmasını ve bayramda aşırı yemekten kaçınılmasını önerdi.
Prof. Dr. Altay, çok yemenin hazımsızlık, karın ağrısı ve şişkinlik gibi sorunları da beraberinde getireceğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bir ay boyunca gündüz besin girmemesine alışan mideye taşıyabileceğinden fazla yük yüklemeyin. Gece yemek yemeyi ramazandan kalma bir alışkanlık olarak devam ettirmememiz, yatmadan 2 saat öncesinde yemek yemeyi bitirmemiz gerekir. Yemek yiyip yatmak hem mide-yemek borusu rahatsızlıklarına neden olacak hem de kan şekeri dalgalanmalarına neden olarak ileride metabolik hastalıklar oluşmasına yatkınlık oluşturabilecektir."
- "Bayram sabahı standart kahvaltı yapın"
Bayram sabahı ağır bir kahvaltıdan kaçınılması gerektiğini, güne kızartma, kavurma ve hamur işi gıdalar yerine bol yeşillik, peynir, zeytin ve yumurtadan oluşan standart bir kahvaltı ile başlamanın güzel bir adım olacağını belirten Altay, "Öğünlerde yenen miktarı az tutup eğer ihtiyaç olursa öğün sayını arttırmak da vücudumuza nefes alacak süre tanımamıza yarayacaktır." dedi.
Altay, Ramazan Bayramı'nda öğün besin içeriklerinin diğer zamanlardan farklı olmadığını belirterek, karbonhidrat, yağ ve protein içerikli besinlerin dengeli alınması gerektiği söyledi.
Posa içeriği yüksek olan kurubaklagil, sebze, tam buğday unuyla yapılmış yiyecekler, meyve ve kuruyemiş tüketilmesinin de vücut için çok faydalı olacağına işaret eden Altay, "Tereyağı gibi doymuş yağları sadece konusunda uzman hekim ve diyetisyenlerin önerdiği miktarda almalı, yemeklerimizi yaparken sıvı yağ, mümkün olduğunca zeytinyağı gibi doymamış yağları kullanmalıyız. Ülkemizde bayramların gelenekseli haline gelen şekerden sakınmak gerekir." diye konuştu.
- "En güzel bayram hediyesi egzersiz"
Prof. Dr. Altay, Ramazan Bayramı'nda hava sıcaklıklıklarının yüksek olması nedeni ile sıvı tüketimine özen gösterilmesi gerektiğini vurgulayarak, şu önerilerde bulundu:
"Sağlıklı bir yetişkin için günlük ortalama 2-2,5 litre su tüketmek; vücuttan sıvı kaybını arttıran kahve ve çay tüketiminde de aşırıya kaçmamak, su dengemizin düzene girmesine yardımcı olacaktır. Kalp yetmezliği, böbrek hastalığı, şeker hastalığı, gebelik gibi özel durumu olanlar mutlaka hekimlerine danışarak günlük su tüketimini ayarlamalıdır.
Bayramların vazgeçilmezi olan akraba ziyaretlerinde ikram edilen şerbetli tatlılara dikkat etmek, bu tarz kan şekerini hızlı yükselten gıdaları mümkün olduğunca az tüketmek, sütlü tatlılara yönelmek kendimizi yoğun glisemik yükten korumamızı sağlayacaktır.
Bayramları bir tatil olarak görüp, sürekli evde dinlenme ve yemek yeme fırsatı olarak algılamamak, günlük 30 dakikalık hafif tempolu yürüyüşler yapmak, kendimize vereceğimiz güzel bir bayram hediyesi olacaktır."
Kaynak:
Bu haber toplam 266 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.