MHP İl Başkanları Toplantısı

MHP İl Başkanları Toplantısı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: (2) - "Trump, 20 millik, yani yaklaşık 30 kilometre derinliğinde bir güvenli bölgeden bahsetmiştir. Hükümet ise buna müspet yaklaşmıştır. Şayet, kurulacak ve oluşturulacak güvenli bölge tamamen Türkiye'nin denetim ve kont

ANKARA (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Trump, 20 millik, yani yaklaşık 30 kilometre derinliğinde bir güvenli bölgeden bahsetmiştir. Hükümet ise buna müspet yaklaşmıştır. Şayet, kurulacak ve oluşturulacak güvenli bölge tamamen Türkiye'nin denetim ve kontrolünde olacaksa, üstelik terörle tavizsiz bir mücadele sürecekse diyeceğim bir şey yoktur." dedi.

Bahçeli, Kızılcahamam'da düzenlenen partisinin İl Başkanları Toplantısı'nda, 30 büyükşehir belediye başkanlığının tamamında ve bunların alt belediyelerinde Cumhur İttifakı'nın doğasına uygun bir şekilde AK Parti ile uzlaşmaya vardıklarını belirtti.

Söz konusu yerlerde 30 Mart 2014 yerel seçimleri, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimleri'ndeki oy dağılımlarını dikkate aldıklarını ifade eden Bahçeli, MHP'de olan büyükşehir ve ilçe belediyelerinde ise AK Parti'nin aday çıkarmadığını dile getirdi.

Bahçeli, "Hatta 30 Mart 2014'e göre söyleyecek olursak, partimizin yönetimi altında olmayan bazı yerlerde de AK Parti yine aday göstermemiştir. Bunun yanında AK Parti'nin yönetimi altında bulunan büyükşehir belediyeleriyle bunların ilçe belediyelerinde de biz Cumhur İttifakı'na uygun olacak şekilde adaylarımızı çıkarmadık." diye konuştu.

Ayrıca büyükşehir belediyeleri dışındaki 51 il ve bunların ilçe belediyelerinde adaylarının demokratik yarışa gireceklerini vurgulayan Bahçeli, bugüne kadar birinci etapta 249, ikinci etapta 423 olmak üzere 672 belediye başkan adayını açıkladıklarını hatırlattı.

Önümüzdeki günlerde kalan 220 belediye başkan adaylarını daha kamuoyuna açıklayacaklarını bildiren Devlet Bahçeli, il, ilçe veya büyükşehir fark etmeksizin, bütün seçim çevrelerinde belediye meclis üyesi aday listelerinin tanzim edilerek seçime gireceklerini söyledi.

Bahçeli, bu konuda herhangi bir ihmal ve gecikme olmayacağını, il başkanlarından da gerekli hassasiyeti göstermelerini istedi.

- "Gereği neyse onu yaptık

Belediye meclis üyeliği ve il genel meclis üyeliği adaylığıyla ilgili müracaatların 4 Şubat 2019 tarihine kadar partilerine yapılabileceğini hatırlatan Bahçeli, "MHP olarak Cumhur İttifakı'nın gereği neyse onu yaptık. Siyasetimizi gölgeleyecek hiçbir ilişki ağının içinde olmadık. 'Birkaç belediye daha alalım' diye ilkelerimizi çiğnemedik, el avuç açmadık, aman demedik, beka ağırlıklı siyasetimizi karalamadık." diye konuştu.

İl başkanlarına, "Partimizin aday çıkarmadığı her seçim çevresinde belediye meclislerine daha fazla arkadaşımızın seçilmesi için elinizden gelen çabayı gösteriniz." diye seslenen Bahçeli, şu tavsiyelerde bulundu:

"Belediye derken bekayı görmezden gelmeyiniz. 31 Mart 2019'da düşman sevindirmeyiniz. Zilleti güldürmeyiniz, buna karşılık illerinizde zaferleri müjdeleyiniz. Ya beka ya bela seçiminde, sonuna kadar beka diyeceğimizi, bu uğurda her fedakarlığı yapacağımızı sakın ha aklınızdan çıkarmayınız. Gevşeklik göstermeyiniz. Acziyete prim vermeyiniz. Yılgınlığın yeşermesine müsaade etmeyiniz. Fitne-fesada hayat hakkı tanımayınız. Önümüzdeki dönem Türk milletinin geleceğine damga vurmanız ve iradenize sahip çıkmanız için tarihi bir fırsatı sizlere sunmaktadır. Bu milli görevi yerine getirmek için her eve ulaşarak, her vatan evladının sevgisini ve gönlünü kazanmak zorundasınız. Vatandaşlarımızı ülkemizin doğruluşuna omuz vermeye çağırmalısınız. Türkiye’nin onurlu, huzurlu ve kudretli geleceğinde söz sahibi olmaya davet etmelisiniz. Bizim yegane güç kaynağımız, Türk Milleti'nin şaşmaz sağduyusu, temiz vicdanı ve yüreğidir."

İl başkanlarından her kapıyı çalmalarını, ayak basmadık yer, ulaşmadık gönül bırakmamalarını isteyen Bahçeli, "Sizler, yarım asırlık bir davanın kutlu vatan köşelerindeki muhterem temsilcilerisiniz. Nasıl bir emanetin omuzlarınızda olduğunu gördüğünüzden ve göreceğinizden eminim. Nasıl bir mücadelenin içinde olduğumuzu da anlayıp anlatacağınızdan şüphe duymuyorum." dedi.

"1 Nisan için sinsi sinsi kurgu yapanları, tökezlememiz için alçakça kumpas kuranları, sukutuhayale uğratmamız hem şehitlerimize hem de davamızın onuruna vefa ve haysiyet borcumuzdur." ifadesini kullanan Bahçeli, "Başaramazsak gök girsin kızıl çıksın. Çalışacağız, ant olsun başaracağız." diye konuştu.

Bahçeli, hiç kimsenin davanın önünde ve üstünde olmadığını vurgulayarak, "Kibirlenmek, böbürlenmek, insanımıza tepeden bakmak, dava arkadaşının kötü bir duruma düşmesini ve düşkünlüğünü beklemek utanmazlıktır. Dava adamı ayıp arayan, kusur araştıran bir fıtrata sahip olamaz. Kaldı ki Müslüman Müslümanın ayıbını gece gibi örtendir. Ülkücü ülkücünün arkasında dağ gibi durandır." dedi.

- Suriye'nin kuzeyindeki gelişmeler

Bir yandan yerel seçimlerle ilgili gündem sıcaklığını korurken, diğer yandan da bölgesel gelişmelerin devamlı çatallaşıp çetrefil bir hal aldığına dikkati çeken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suriye'nin kuzeyini kapsamına alan olaylara her gün bir yenisinin eklendiğine işaret etti.

Bahçeli, "Trump'ın meşum tehditleri, bölge ülkelerinin marazi niyetleri, terör örgütlerinin cinayet ve ihanetleri bütün yönleriyle karşımızdadır." ifadesini kullanarak, şöyle devam etti:

"Emperyalist iştah kabarmış, zulmün istekleri kamçılanmıştır. Güney sınırlarımız boyunca çok tehlikeli ve milli bekamızı doğrudan etkileyecek bir kumar oynanmaktadır. Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon taahhüdümüz tehir edilmekle birlikte tavsamaktadır. ABD, PKK/PYD/YPG’yi himaye etmek, bu cani terör örgütlerini Kürt kökenli kardeşlerimizle ilişkilendirmek için karanlık bir kampanyayı tedavüle sokmuştur. Kürt kökenli kardeşlerimize büyük bir haksızlık yapılmakta, hakları yenilmekte, galiz bir şekilde hakaret edilmektedir. Altını bir kez daha kalın olarak çiziyorum ki Kürt kökenli kardeşlerimizin kan döken, cana ve mala kast eden hiçbir katille en küçük bağ ve bağlantısı yoktur, olamayacaktır. Terör örgütlerini Kürtlerle ilişkilendirmek insanlık vicdanına ağır bir saldırı, vahim bir suçtur. İnanıyorum ki hem ülkemizde hem de sınırlarımızın öte yakasında yaşayan Kürt kökenli kardeşlerimiz oyuna gelmeyecek, Trump’ın rezil tuzağına düşmeyeceklerdir. ABD, Fırat’ın doğusunu baz ve esas alarak bir terör haritası çizmek, özerk bir yapı kurmak, yeni bir Barzani modeli inşa etmek heves ve hedefindedir. Suriye'nin kuzey ve kuzey doğusunda, Cerablus’tan Derik ve etrafını çevreleyecek ve derinlemesine inecek şekilde Fırat’ın doğusundaki her yerleşim biriminde etnik köken ağırlığına göre bir yönetim tasarımı gündemdedir. Bu Suriye’nin parçalanması demektir. Bu Kürdistan’a yeni bir adımdır. Bu Türkiye için milli ve tarihi bir tehdittir."

Trump'ın, "Kürtlere saldırmayın." sözleriyle Türkiye’yi PKK/PYD/YPG’den en azından uzak tutmak, terörle mücadeleyi kesmek ve durdurmak niyetinde olduğuna dikkati çeken Bahçeli, İsrail'in de işin içinde olduğunu söyledi.

Malum Körfez ülkelerinin de devrede olduğunu anlatan Bahçeli, "Bedeli çok ağır olacak bir bölüşüm ve paylaşım süreci önümüzdedir. Trump, 20 millik, yani yaklaşık 30 kilometre derinliğinde bir güvenli bölgeden bahsetmiştir. Hükümet ise buna müspet yaklaşmıştır. Şayet, kurulacak ve oluşturulacak güvenli bölge tamamen Türkiye’nin denetim ve kontrolünde olacaksa, üstelik terörle tavizsiz bir mücadele sürecekse diyeceğim bir şey yoktur." dedi.

Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hatta temennim, bu 30 kilometrelik güvenli alanın Suriye’nin istikrar ve iç barışa ulaşasıya kadar hakimiyetimiz altında bulunmasıdır. Kaldı ki bugünleri çok önceden öngörmüş, 6 Ağustos 2012’de 'Ülkemize yönelen tehditleri en aza indirmek amacıyla batı ucu Afrin, doğu ucu Kandil’i içine alacak biçimde tesis edilecek hilal şeklindeki güvenlik kuşağının bir an önce sağlanmasını ve icra edilmesini' talep etmiştim. Güvenli bölge stratejisini biz kurmuşsak, biz hazırlamışsak, biz sahaya ve masaya taşımışsak mesele yoktur. Şartlarını, sınırlarını, muhtevasını, sürecini ve zamanını biz belirlemişsek yine mesele yoktur. Kuralı koyan, kozlarını kullanan, caydırıcılığını gösteren, yaptırımını ispat eden, siyaset ve diplomasiyle bir adım önde, bir tık üstte yer alan bizsek hiçbir kaygıya da mahal olmayacaktır. Ancak, ABD'nin yazdığı kanlı senaryoya kanıp, terör örgütlerine göz yumacaksak, güvenli bölge diye tampon bölgeye tamam diyeceksek, aynısı Körfez Savaşı’ndan sonra yaşandığı gibi, yeni bir uçuşa yasak bölge kararına zımnen onay vereceksek, herkesi uyarıyorum ki bugüne kadar yaptıklarımızın üzeri bir kalemde çizilecektir. Yani şehitlerimizin kanı yerde kalacaktır. Bilahare milli güvenliğimiz rehin alınacaktır. Tehlike bu kadar ciddi, bu kadar yakındır. Hepsinden önemlisi, Irak ve Suriye’den sonra sırayı, Allah muhafaza, Türkiye alabilecektir. Bunun sinsi deneme ve provaları yapılmıştır. Suriye'de siyasi geçiş sürecinin ne olacağı belirsizliğini korumaktadır. Esad rejiminin akıbeti, yeni anayasanın ne zaman yazılacağı muammadır. Bu katilin kendi geleceği için hangi dayatmalara razı olduğu meçhuldür. Bu şartlar altında, Türkiye’yi PKK/PYD/YPG’yle aynı hizaya getirmeye teşebbüs etmek, terörizme aleni şekilde destek vermek züldür, zulümdür, düşmanlıktır. ABD’nin yaptığı budur."

Bahçeli, "20 millik derinliğe sahip olacağı söylenen güvenli bölge tanımıyla kast edilen nedir? Bu güvenli bölgede terör örgütleri bulunacak mıdır? Uçuşa yasak bölge planlaması var mıdır? Rusya bu işin neresindedir? Başta ABD olmak üzere, koalisyon ülkelerinin güvenli bölgedeki rolü, payı ne olacaktır?" sorularını gündeme getirdi.

"Dahası terörün kökünün kazınma sürecinde devamlı önümüze engeller çıkaranların bundan sonraki stratejik amaçları devlet ve millet aklıyla görülüp yorumlanmakta mıdır?" diyen Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye Fırat’ın doğusunu baştan ayağa temizlemek zorundadır. Hainlerin imhası, kazdıkları çukurlara defni kaçınılmaz bir milli görevdir. Terör bitmeden ne söylense, ne yapılsa boştur, anlamsızdır. Dün Brüksel’de gerçekleşen NATO Genelkurmay Başkanları Toplantısı, bu çerçevede gerçekleşen Türkiye ile ABD arasındaki temaslar her şeye açıktır. ABD Genelkurmay Başkanı’nın ülkemizi temsil eden Genelkurmay Başkanımıza güvenli bölge konusunda ne dediği, neyi teklif ettiği yakın zaman içinde netleşecektir. Biz terörle mücadele sürecinde ön şartsız devletimizin ve hükümetimizin yanındayız. Süreç nereye gidiyorsa gitsin, nereye dayanırsa dayansın, neyi gerektiriyorsa gerektirsin ama haklı davamızdan, beka mücadelemizden kesinlikle dönmemeliyiz, kesinlikle geri adım atmamalıyız."

(Bitti)

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 121 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler