MHP Genel Başkanı Bahçeli, gündemi değerlendirdi: (1)
"(Türkiye'nin Orta Doğu siyaseti) Emperyal anlayışın Türkiye hududunda bir terör devleti kurma gayesine son veren bir anlayışla hareket edilmiştir"- "Demokratik seçimle Esad'ı göndermek, yerine halkı getirmek lazımdır"- "Benim şu an için gördüğüm, tanıdığ
ANKARA (AA)- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İdlib meselesi çözülmelidir. Rusya, rejimin yanındaki gücünü çekmelidir. Türkiye ile olan diyaloglarını olumlu geliştirmeye gayret göstermelidir. Esad ile bir yere varması mümkün değil." dedi.
Bahçeli, partisini takip eden muhabirlerle sohbetinde hem bölgesel gelişmeler hem de iç politikaya ilişkin soruları cevaplandırdı.
İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin ABD'nin saldırısı sonucunda öldürülmesinde uluslararası hukuka dikkati çeken Bahçeli, ABD’nin yaklaşımının doğru olmadığını söyledi.
"Yani siz kalkar bir ülkenin yetkilisini öldürmeye yeltenirseniz ve bu bir alışkanlık ve uygulama alanı bulan bir anlayış haline dönüşürse o zaman dünya ne olacak?" sorusunu yönelten Bahçeli, "Her terörist faaliyet içerisinde bulunanları ayıklama kabiliyetiniz de yoksa o zaman bir devletin mensuplarının bir başka ülke tarafından öldürülmesi çok farklı bir uluslararası tartışmayı meydana getirir." ifadesini kullandı.
Bahçeli, '3. Dünya savaşına doğru mu gidildiği' yolundaki bir soru üzerine tüm sorunların diplomasi ile çözüme kavuşturulmasa gerektiğinin altını çizerek şöyle devam etti:
"1. ve 2. Dünya savaşlarının acı tecrübeleri sonucunda hiçbir milletin ve ülkenin kabulde kolaylığı olmayan bir savaş hali olur. Bu nedenle sorunu daha farklı bir noktada çözmenin, diplomatik yaklaşımlarla uzlaşma zemininde halletmenin yollarının bulması lazım. Yoksa 'böyle devam etti, bir üçüncü dünya savaşı gelsin' temennisi Ortadoğu’yu daha karmaşık bir hale getirmekle kalmaz, dünyayı da aynı hale getirir. Bunu telaffuz etmemek gerekir."
İran'ın 176 kişinin hayatını kaybettiği uçağı yanlışlıkla vurduğu açıklamasına da tepki gösteren Bahçeli, "Misilleme olsun diye bir füze attılar, bir uçağa rast geldi ve 176 kişi hayatını kaybetti. Böyle bir mücadele olmaz, olmaması lazım." diye konuştu.
Bahçeli, terörün uluslararası tanımı konusunda ortak hareket edilmesi gerektiğini vurgulayarak şu değerlendirmede bulundu:
"Terörün beslendiği kaynakların kurutulması, özellikle finans kaynaklarını, silah alım gücünü daraltmak lazım. Teröre destek veren ülkelerin bu destekten vazgeçmeleri lazım. Bu böyle gelişmediği taktirde yarın ne olacağını kestirmek çok zor olur. Bakın, 2003 yılından bu yana Irak’ta neler oluyor... Suriye’de neler olacağı belli değil. Libya karışıyor. Ama bütün bunların yanında çatışma alanı olarak bilinen 8 ülke var. 8 ülkenin içerisinde de ülke yöneticilerinin değişik suçlamalarla iktidardan ayrılmasını sağlayacak tarzda toplumsal hareketler başlıyor. Yarın bunlar yaygınlaşır."
- "Hiçbir ülke 'Fransa, ne oluyor sana' sorusunu sormuyor"
Fransa'daki sokak hareketlerine de değinen Bahçeli, şöyle konuştu:
"Hala polislerin nasıl davrandığı, halkın buna karşı neler yapmak istediği ortada. Ama hiçbir ülke 'Fransa ne oluyor sana? Libya ile ilgileniyorsun, Irak ile Suriye ile ilgileniyorsun da kendi halkınla niye ilgilenmiyorsun. Çatışma yönünü hafifletecek tedbirleri niye almıyorsun' sorusunu da sormuyor. Bunu Fransa Devlet Başkanı da kendi kendisine soramıyor."
- Türkiye'nin Orta Doğu politikasına destek
Türkiye'nin Orta Doğu’yu doğru okuyan bir siyaset takip ettiğini belirten Bahçeli, "Emperyal anlayışın Türkiye hududunda bir terör devleti kurma gayesine son veren bir anlayışla hareket edilmiştir." dedi.
Devlet Bahçeli, Türkiye'nin Orta Doğu'nun muhtelif ülkelerinde meydana gelen tartışmalarda, yol gösterici, itidal tavsiye eden ve zaman zaman da çözüm arayışına giren bir ülke konumunda olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye Libya arasında bir koridor oluşturmak suretiyle orada bazı ekonomik menfaatlerin peşinde koşan ülkelere, 'Türkiye'nin müsaadesi olmadan hiçbir şey yapamazsınız' mesajını ortaya koymuştur. Bu tabii bazı çevreleri rahatsız etmiştir. Kimleri rahatsız etmiştir? Başta Mısır'ı, diğer yandan Batı Avrupa ülkelerini rahatsız etmiştir, ABD'yi rahatsız etmiştir. Şimdi de orada Libya'nın üzerinde Türkiye'nin oluşturduğu zemini bozmak için darbeci bir generalin arkasına takılarak Türkiye'yi mahkum etmeye çalışmaktadırlar."
Türkiye'nin başarılı bir diplomasi yürüttüğünün altını çizen Bahçeli, "Şu an için Moskova’dan kaçan ama Berlin'de yakalanan bir Hafter ile Türkiye zannediyorum Libya'daki ateşkesi de başaracaktır. Oranın huzur içerisinde olmasını, Libyalıların birlikte yaşadıkları, ülke bütünlüğünün korunduğu bir Libya'nın oluşmasına katkı sağlayacaktır." ifadelerini kullandı.
Irak Meclisinin ABD askerlerinin ülkeden çekilmesi kararını da değerlendiren Bahçeli, ABD'nin bu iradeye saygı göstermesi gerektiğini vurguladı. Bahçeli, "Irak Meclisi 'ABD artık sen git' diyor. ABD eğer her ülkedeki iradeye saygı göstermeyi prensip kabul eden bir anlayışla davranıyorsa çekip gitmesi lazım. Ama 'ben gitmem, çıkmam buradan' diyor. Böyle bir sakat anlayışı hiçbir ülkenin kabul etmemesi gerekir. Bugün Irak’ta bunun sonucunu alırsa her gittiği yerden çıkmama anlayışında olur. O zaman ne yapacağız, dünyayı bir ülke mi yönetecek?" diye konuştu.
Devlet Bahçeli, Irak Anayasasının gözden geçirilerek toprak bütünlüğüne dayanan, siyasi düşünceleri bir araya getiren, demokratik yaklaşımla halka dayalı bir yönetimin teşekkül ettirilmesi gerektiğini dile getirdi.
- "Esad'ı göndermek, yerine halkı getirmek lazımdır"
Suriye'de yeni bir Anayasanın yazılması gerektiğine işaret eden Bahçeli, "O Anayasaya göre de başta Suriye'nin toprak bütünlüğü olmak üzere, orada yaşayan halkın temsil kabiliyetinin olduğu bir demokratik seçimle Esad'ı göndermek, yerine halkı getirmek lazımdır." değerlendirmesinde bulundu.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, MİT Başkanı Hakan Fidan'ın Suriye Ulusal Güvenlik Bürosu'nun başındaki Ali Memlük ile görüştüğünün hatırlatılmasına şu karşılığı verdi:
"Türkiye büyük bir devlettir. Önemli kurumları vardır. Bu kurumlarda yetişmiş çok güçlü elemanları vardır. Bunların Türkiye’nin geleceği açısından, bekası açısından muhtelif temaslar içerisine girmeleri, bir başka devletle ilişkiye girmek yerine Türkiye'nin çıkarlarını planlayan bir anlayışa sahip olduklarını ifade ederek kabul etmek lazımdır. Bu konuda hükümet direkt temas kurmasa da birçok yerlerle temasa geçebilecek bir durumda olması lazımdır. Bu görüşmelerde mahsurlu bir taraf yoktur.
Ama, ‘İlle de siz görüşünüz’ gibi bir inada bindirilerek bir başka siyasi amaç hedefleniyorsa, benim şu an için gördüğüm, tanıdığım Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bu çağrılara uyarak Esad denilen cani ile oturup görüşeceğine ihtimal vermiyorum. İdlib meselesi çözülmelidir. Rusya, rejimin yanındaki gücünü çekmelidir. Türkiye ile olan diyaloglarını olumlu geliştirmeye gayret göstermelidir. Esad ile bir yere varması mümkün değil."
(Sürecek)
Kaynak:
Bu haber toplam 143 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.