Meclisin bütçe maratonunda son gün
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı:- "Bir taraftan sıkı para politikaları ile etkili maliye politikaları uygulanırken diğer taraftan başta üretim, tasarruf, vergi, iş gücü piyasası ve eğitim gibi temel alanlarda yapısal önlemlerin büyük bir ciddiyetle
TBMM (AA) - MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, "Bir taraftan sıkı para politikaları ile etkili maliye politikaları uygulanırken diğer taraftan başta üretim, tasarruf, vergi, iş gücü piyasası ve eğitim gibi temel alanlarda yapısal önlemlerin büyük bir ciddiyetle hayata geçirilmesi önem arz etmektedir." dedi.
TBMM Genel Kurulunda 2019 yılı bütçesinin tümü üzerinde MHP Grubu adına söz alan Kalaycı, Türk milletinin son 10 yıldır siyasi, sosyal ve ekonomik ablukaya alınmak istendiğini, Türkiye'nin artan bir şiddetle tehdit kuşağında tutulduğunu, vatanının "tehlikeden tehlikeye girdiğini" ifade etti.
Kalaycı, "FETÖ kumpasları, doğu ve güneydoğu il ve ilçelerimizde hendek terörüyle birlikte tezahür eden işgal planları, güney sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturma girişimi, 15 Temmuz işgal teşebbüsü, 53 insanımızın hayatına kast eden isyan denemeleri, büyükşehirlerimizde hatta Ankara’nın göbeğinde patlatılan bombalar, dayanılmaz boyuta ulaşan şehit haberleri yakın tarihimizin adeta özeti niteliğindedir. FETÖ’den PKK’ya, İŞİD’den PYD/YPG’ye kadar bütün insanlık düşmanları Türkiye’ye karşı alenen ve acımasızca kullanılmıştır." şeklinde konuştu.
İmha planının bizzat Türk milleti tarafından, milli uyanış ve kenetlenme sayesinde boşa çıkarıldığını belirten Kalaycı, Türkiye’nin yürüttüğü terörle mücadelenin kararlı, etkili ve takdire şayan olduğunu söyledi.
Türkiye'nin, ülke içinde yaşanan terörün yanı sıra bölgede artan güvenlik riskleri ve tehditleriyle de karşı karşıya kaldığını dile getiren Kalaycı, "Afrin'de, el Bab'da, Cerablus'ta olduğu gibi Münbiç de Fırat'ın doğusu da teröristlerden arındırılacak, terör kampları yerle bir edilecektir. Teröristler kazdıkları çukurlara gömülecektir." dedi.
-"İşin kolayına kaçabilirdik"
Özellikle 24 Haziran seçimleri sonrasında Türkiye ekonomisinin çökertilmesinin hedeflendiğini, Londra merkezli küresel fonların, sermaye çetelerine yıkım emri verdiğini, para oyunlarıyla, döviz operasyonlarıyla, kur silahıyla ekonomik sisteme suikast düzenlendiğini söyleyen Kalaycı, "15 Temmuz’da alamadıkları sonucu ve 24 Haziran seçimlerinin rövanşını ekonomik kuşatmayla almaya teşebbüs etmişlerdir. Ancak küresel baronların hesabı Ankara’da bozulmuştur. Ekonomik saldırılara karşı verilen kararlı mücadele ve alınan tedbirler sayesinde ekonomik kuşatma yarılmış, kasım ayından itibaren nispeten olumlu gelişmeler sağlanmaya başlamıştır." ifadelerini kullandı.
Kalaycı, MHP'nin, Türkiye’yi ekonomik olarak abluka altına alma girişimleri karşısında da devletin ve yürütmenin yanında olduğunu dile getirerek, "Parti olarak işin kolayına kaçabilir, sırf hükümet yıpransın diye, fırsat bu fırsat diyerek siyasi fayda devşirmenin basitliğine heves edebilirdik. Biz bunu yapmadık, asla da yapmayız." diye konuştu.
Türkiye ekonomisinde sorun olmadığını söylemediklerini, "ekonominin kırılgan durumundan ve yapısal sorunlarından devamlı surette bahsettiklerini, makroekonomik çarpıklıkları, yanlış ekonomi politikalarını yeri ve zamanı geldiğinde ifade ettiklerini" belirten Kalaycı, Türkiye ekonomisinin yapısal sorunları bulunduğunu kaydetti.
- "90 milyar liraya ulaşan takipteki krediler"
Kalaycı, şunları söyledi:
"Önümüzdeki dönemde dış riskler de göz önüne alındığında bir taraftan sıkı para politikaları ile etkili maliye politikaları uygulanırken diğer taraftan başta üretim, tasarruf, vergi, iş gücü piyasası ve eğitim gibi temel alanlarda yapısal önlemlerin büyük bir ciddiyetle hayata geçirilmesi önem arz etmektedir.
Türkiye'nin ekonomik sorunlarını çözecek, olumsuzlukları giderecek, vatandaşlarımızın refah seviyesini artıracak ve borç sarmalından kurtaracak adımların atılması gerekmektedir.
Bankacılık sektörünün 90 milyar liraya ulaşan takipteki kredilerinin, toplam kredilere oranı yüzde 3,5 oranına çıkmış olup, yakın izlemede olan kredi alacakları da dikkate alındığında sektör açısından risk oluşturmaktadır.
KOBİ'lerin takipteki kredi oranı yüzde 5,8 düzeyindedir. KOBİ'lerimiz ve esnafımızın borç ve yüksek faiz sarmalından kurtarılması ve piyasanın canlanması amacıyla geniş kapsamlı bir program açıklanmalıdır.
Devlet kuruluşlarınca, yüklenici ve üretici alacakları hızla ödenmeli, KDV mahsuplaşma işlemleri hızlandırılmalıdır. Bu durum, hem piyasalarda canlanmaya katkı sunacak hem de devletten alacağını alamadığı için zor duruma düşen insanımızın mağduriyetini giderecektir.
Sanayicilerimizin girdi maliyetlerinin düşürülmesinin sanayi ve ihracat performansı açısından önemi gözetilerek girdileri ucuzlatacak ve finansman maliyetini azaltacak yapısal tedbirlere önem ve öncelik verilmelidir.
Esnaf kesiminin teknoloji kullanım düzeyi ve ürün kalitesi yükseltilerek verimliliği artırılmalı, bilgiye erişimleri kolaylaştırılmalı, ana ve yan sanayi bağlantıları güçlendirilmelidir. Meslek standartları geliştirilmeli ve esnafa ihtisas kimliği kazandırılmalıdır.
Esnafın vergi ve prim oranlarında indirim yapılmalı, elektrik, su ve doğal gaz ödemelerinde özel tarifeler getirilmelidir.
Yük ve yolcu taşımacılığı yapan şoför esnafına da vergisiz akaryakıt verilmelidir. Yetki belgeleri şoför esnafına yük ve eziyet olmaktan çıkarılmalı, uygulamadaki karmaşa giderilmeli ve belgelerin amacı dışında kullanımı ve haksız rekabet önlenmelidir."
- "Önce çiftçiden başlanmalı"
Son dönemde ağırlaşan ekonomik ve sosyal gelişmelerle çiftçilerin sorunlarının da katlandığını ve durumlarının kötüye gittiğini belirten Kalaycı, "Ülke olarak bizim ne yapıp ne edip çiftçimizi, üreticimizi ayağa kaldırmamız lazımdır. Üreten ekonomi, yerlilik ve millilik bunu gerektirmekte, önce çiftçiden başlanması gerekmektedir." dedi.
Asgari ücret belirlenirken Anayasa ve ilgili mevzuat hükümlerinin göz ardı edildiğini dile getiren Kalaycı, "Asgari ücretin, çalışanların asgari gıda ihtiyacını bile karşılamadığı ortadadır. Ayrıca çalışanlar üzerinde ağır vergi yükü bulunmaktadır. MHP olarak, net asgari ücretin açlık sınırının üzerine çıkarılmasını, asgari ücretlilere büyük şehirlerde ulaşım desteği verilmesini, asgari ücretten vergi alınmamasını ve çalışanların asgari ücret kadar gelirinin vergi dışı bırakılmasını gerekli görüyoruz." diye konuştu.
Kaynak:
Bu haber toplam 158 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.