"Küresel sistemi reforma kafa yormamız gerekiyor"

ANTALYA (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa'daki aşırı soldaki partilerde de kim olursa olsun, ister PKK, ister DHKP-C onlara göre 'Bu terör örgütleri son derece haklıdır' düşüncesi olduğunu belirterek, "O zaman Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde aşırı sol gruptaki milletvekilleriyle dağdaki PKK'lıların ne farkı var?" dedi.

Çavuşoğlu, Akdeniz Üniversitesi tarafından kendisine verilen fahri doktora unvanı törenine katıldı, burada ilk dersi verdi.

Türkiye'nin en saygın eğitim kuruluşlarından biri olan Akdeniz Üniversitesince fahri doktora unvanı almaktan büyük onur duyduğunu dile getiren Çavuşoğlu, üniversitedeki gelişmeleri de yakından takip ettiğini belirtti.

Görevinin dış politika olduğunu anlatan Çavuşoğlu, çocukluğundan bu yana diplomasiye merak duyduğunu, kendisini bu alanda geliştirdiğini söyledi.

Bugün de yoğun dış politikada görev yaparken dünyanın her yerinde ay yıldızlı bayrağı dalgalandırmak için gece gündüz çalıştıklarını vurgulayan Çavuşoğlu, dünyadaki gelişmeleri, dünyanın, Türkiye'nin önündeki sorunları, küresel alanda neler yaşandığı, ileride bekleyen tehditleri takip ettiklerini bildirdi.

Dünyanın önemli bir geçiş süreci yaşadığını aktaran Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Bir taraftan küreselleşme var, bir taraftan mikro milliyetçiliğin arttığını görüyoruz. Bir taraftan AB gibi kuruluşların siyasi birlik oluşturmak için kafa yorarken, diğer taraftan bölünmeleri, küçülmeleri ve buna benzer eğilimleri görüyoruz. Bir taraftan etkin çok taraflılık için kafa yoranlar var, diğer tarafta tek merkezlilik. ABD'nin son günlerde başlattığı tek merkezli politikalar ve bunun yansımaları var. Türkiye olarak çok taraflılığa inanıyoruz, etkin çok taraflılığa inanıyoruz. Bir tarafta dünya insanlığının karşı karşıya kaldığı sınamalar var, bu sınama ve sorunlara karşı çözüm üretmeye çalışan ülkeler var. Bir tarafta ekonomik krizler var, diğer tarafta ise büyük bir ekonomik büyümenin de yeni yeni potansiyellerin ortaya çıktığını görüyoruz. Eskiden ekonominin gücü batıda ve kuzeydeyken bu gücün güneye ve doğuya kayıp gittiğini görüyoruz. Tüm bu gelişmeleri iyi takip edebilirsek, bir taraftan yaşanan sorunlara çözüm bulabiliriz, diğer taraftan önümüze çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendirebiliriz."

Tek kutuplu politikalar kapsamında İran'a yapılan yaptırımları örnek gösteren Çavuşoğlu, tek kutuplu ya da çok kutuplu politikaların hangisinin başarılı olacağını ise sürecin göstereceğine dikkati çekti.

-"Aşırı sol gruptaki milletvekilleriyle dağdaki PKK'lıların ne farkı var?"

Dünyada terörle de hem sahada, hem masada hem de ideolojilerine yönelik bir mücadele yaşandığını ifade eden Çavuşoğlu, terörle mücadele ederken ideolojisinin de yok edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Ülkelerin, istihbarat güçlerinin terör örgütlerini nasıl kullandıklarını da yaşayarak gördüklerini anlatan Çavuşoğlu, DEAŞ'ın İslam dinini kullanarak bir örgütlenme oluşturduğunu, İslam düşmanlığını tetikleyen bir sürecin yaşandığını dile getirdi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, batıda Türkiye düşmanlığını tetikleyen teröre eğilim verme olaylarının dışında ideolojilerin kullanıldığını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

"Batıda, 'Benim ideolojimi savunan herkes iyidir' mantığı var. Bizde de daha cemaat denilen FETÖ var. Ülkemizde insanların dinini sömürmeye çalışan, en son seçimlerde de gördük, onların bünyesinde olsun ister hırsız ister, ister tecavüzcü kim olursa olsun onlara göre o çok iyi bir insandır. Avrupa'daki aşırı soldaki partilerde de kim olursa olsun, ister PKK, ister DHKP-C onlara göre 'bu terör örgütleri son derece haklıdır' düşüncesi var. Benim hiçbir ideolojiyle problemim yok, hepsine katılmasam da saygım var. İdeolojilerinizi, fikirlerinizi parti kurarsınız, sivil toplum örgütü kurarsanız halka anlatırsınız, destek bulursanız ayakta kalırsınız. Destek bulamıyorsanız o zaman halk nezdinde kabul edilebilir değilsinizdir. 'Ben ideolojimi elime silah alıp öyle savunacağım, hele hele Kürtlerin hakkını savunacağım' diye yola çıkarsanız o zaman başka. Bu ideolojileri nasıl yok edeceğiz? O zaman Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde aşırı sol gruptaki milletvekilleriyle dağdaki PKK'lıların ne farkı var. Biz aşırıcılığın hepsine karşıyız. Aşırıcılıkla mücadeleyi nasıl yapacağız? Bu trendi tersine nasıl çevireceğiz? Eğer biz bu trendi tersine çeviremezsek 2. Dünya Savaşı öncesi tabloya doğru önce Avrupa gider, sonra dünya gider."

- "Bugün 2. Dünya Savaşı döneminden daha fazla insan evini terk etti"

Dünyadaki önemli sorunlardan birisinin de göç akımı olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, insanların neden evlerini terk etmek zorunda kaldıklarının sorgulanması gerektiğini söyledi.

İnsanların terörden mi, iklim değişikliğinden mi, açlıktan mı, zulümden mi kaçtıklarının irdelenmesi gerektiğine değinen Mevlüt Çavuşoğlu, "Bugün 2. Dünya Savaşı yok ama 2. Dünya Savaşı döneminden daha fazla insan evini terk etmek zorunda kaldı." dedi.

Batının mültecilere bakış açısını da eleştiren Çavuşoğlu, Suriyelileri almadan önce dinlerini, ırklarını, eğitimlerini sorgulayarak sanki manavdan sebze meyve alır gibi bir seçim yapıldığını vurguladı.

Bunları sorgulamak yerine entegre politikaların irdelenmesi gerektiğini belirten Bakan Çavuşoğlu, "Suriye'de iki bölgeyi teröristlerden temizledik, 300 bine yakın terörist geri döndü. İdlib'te de dönüşler başladı." ifadesini kullandı.

Bugün Avrupa'nın demokrasiye bakış açısında da çok ciddi sorunlar olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, kendi içlerinde olan olaylara daha duyarlı ama farklı ülkelerde olan olaylara karşı ise duyarsız kalındığının altını çizdi.

Türkiye'nin ise olaylara daha objektif baktığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "Dünyanın en az gelişmiş ülkelerin sorunlarını her platforma taşıyan tek ülke Türkiye'dir. Birleşmiş Milletlerde tek avukatları vardır o da Türkiye'dir. Gebze'de teknoloji bankası kurduk, burada üretilen teknolojiler ve bilim en az gelişmiş ülkelere transfer edilerek onların kapasiteleri geliştirilecek, ekonomik büyümelerine katkı sağlanacak." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin bugün Afrika ülkelerine de büyük önem verdiğine işaret eden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ekonominin gücü kuzeyden güneye kayıyor ve Afrika uyanıyor. Bizim Afrika'ya yaklaşımımız sömürgeci ulusların yaklaşımından çok farklı. Her şeyden önce Afrikalı çözüm anlayışıyla yaklaşıyoruz. İnsani olarak ve kalkınma yardımlarıyla Afrika'dayız. Afrika Birliğinin üç stratejik ortağından bir tanesiyiz. Latin Amerika'daki uyanışa ne diyeceğiz, görmezden mi geleceğiz? Ekonominin gücü batıdan doğuya doğru kayıyor, yılda 140 kilometre hızla doğuya doğru gidiyor, o zaman doğu, Güneydoğu, Asya hangi alanda bize fırsatlar sunuyor, bunun için ticaret anlaşmalarını yapmalıyız, bunlara kafa yormalıyız, politikalar geliştirmeliyiz."

- "5 ülke beklentileri karşılayacak düzeyde değil"

Bugünkü küresel sistemin ne kadar yeterli olup olmadığının sorgulanması gerektiğini anlatan Çavuşoğlu, yeni reformların kurulması gerektiğini bildirdi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Dünya 5'ten büyüktür" sözünü hatırlatan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Biz o beş ülkeye karşı değiliz, ilişkilerimizi geliştirirken sorunlar da yaşıyoruz. Şu anda ABD ile yaşadığımız sorunlar ortada. 5 ülke bugünkü dünyanın beklentilerini karşılayacak düzeyde değildir, adaletli değildir, kapsayıcı değildir. O zaman bu küresel sistemi nasıl reform edeceğiz, buna kafa yormamız gerekiyor." diye konuştu.

Avrupa Birliği politikalarını da başarılı bulmadığını ifade eden Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin de son dönemlerde ırkçı akımlarının esiri olmaya başladığına dikkati çekti.

Türkiye'nin ülkenin menfaatlerini savunurken dünyayı ve bölgeyi ilgilendiren konularda aktif rol üstlendiğini belirten Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Fikir üretiyoruz, politika üretiyoruz, cesaretle adım atıyoruz. Bunları yaparken de ön yargımız yok, ne bir ülkeye, ne bir etnik gruba, ne bir dine ön yargımız var. Amacımız istikrar, barış, huzur ve refah. Balkanlarda da böyle, Afganistan'da da böyle, Avrupa Kıtası'nda da böyle. Ne kadar sorun yaşarsak yaşayalım, AB kenarında bekleyen bir ülke değiliz, Avrupa Kıtasının özüyüz, parçasıyız."

Türkiye'nin girişimci ve insani dış politikayı çok başarılı bir şekilde uyguladığını vurgulayan Çavuşoğlu, hem bölgede hem de dünyada sorunlara çözümsel yaklaşıldığına işaret etti. Türkiye'yi kilit ülke olarak nitelendiren Çavuşoğlu, "Bir sorun çıktığında arabuluculuk için aranan ülke Türkiye oluyor. Çünkü biz objektifiz. İnsani olmazsak saygınlığımız olmaz, kalıcı olamayız. Sabun köpüğü gibi. Bugün dünyada insani yardımda en cömert ülkeyiz. Rakamsal olarak birinciyiz. Bu da milletimizin karakteri." ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin bugün TİKA, Kızılay, AFAD, THY, Yunus Emre Kültür Merkezi ile dünyanın her yerinde söz sahibi olduğunu dile getirdi.

- "Bakanlığımız FETÖ'den arındı"

Dışişleri Bakanlığının Türkiye'nin en eğitimli insanlardan oluştuğunu aktaran Çavuşoğlu, "Tüm dünyada saygınlığımız var ama eksikliklerimiz de var. Farklı dillerden bilen arkadaşlarımızı Bakanlığımıza almamız lazım. FETÖ sebebiyle bakanlığımızın kariyer memurlarının yüzde 23'ünü uzaklaştırmak zorunda kaldık. Bakanlığımız arındı, temizlendi ama sayı olarak da azaldık." dedi.

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal da 73 bin 791 öğrenciyle büyük bir aileyi temsil ettiğini söyledi. Çavuşoğlu’nun girişimci ve insani bir dış politika izlediğini belirten Ünal, ülkeye, kente ve üniversite yaptığı katkılarından dolayı kendisine fahri doktora unvanı vermekten büyük gurur duyduklarını kaydetti.

Ünal, Çavuşoğlu’na fahri doktora binişini giydirdi, diplomasını takdim etti.