Koronavirüslere maruz kalmamak için hastayla ve eşyalarıyla temastan kaçınılmalı
Medicana Çamlıca Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Kadir Göktürk: - “Koronavirüslerin insandan insana bulaşması, genellikle sağlıklı bir insanın enfekte bir insanın vücut salgılarıyla temas etmesi sonucu mümkün. Ancak virüsün ne kadar güçlü old
İSTANBUL (AA) - Medicana Çamlıca Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Kadir Göktürk, koronavirüslerinin insandan insana bulaşmasının, genellikle sağlıklı bir insanın enfekte bir insanın vücut salgılarıyla temas etmesi sonucu mümkün olduğunu belirterek, “Ancak virüsün ne kadar güçlü olduğuna bağlı olarak, öksürük, hapşırık veya el sıkışma gibi durumlar da virüse maruz kalmaya neden olabilir. Virüs, enfekte olmuş bir kişinin temas ettiği bir yere ve/veya eşyaya dokunmanız, ağzınıza, burnunuza veya gözlerinize temas ettirmeniz halinde size de bulaşabilir.” ifadelerini kullandı.
Medicana’dan yapılan yazılı açıklamada görüşlerine yer verilen Kadir Göktürk, koronavirüsün, hayvanlar arasında yaygın olan büyük bir virüs grubu olduğunu, solunum yolu enfeksiyonlarına yol açtığını belirtti.
Göktürk, koronavirüs grubunun birden fazla virüsün bulunduğu grubun genel adı olduğunu ifade ederek, “2000’li yıllarda mutasyona uğrayan bir grup koronavirüs, insanlarda üst solunum yolunda nezle, soğuk algınlığı; alt solunum yolunda zatürre, bronşit, pnömoni gibi hastalıkların görülmesine neden oldu. Mutasyona uğrayan virüs türlerini ve yarattıkları etkiyi şöyle örnekleyebiliriz. Aynı zamanda solunum problemlerine neden olan MERS virüsü olarak da bilinen Ortadoğu Solunum Sendromu ilk olarak 2012 yılında Orta Doğu’da tespit edildi. Hastalık Kontrol Merkezleri’nin verdiği bilgiye göre semptomları çok daha şiddetli olan MERS ile enfekte olan her 10 hastanın dörtte üçü ölmüştür.
SARS olarak da bilinen Şiddetli Akut Solunum Sendromu, diğer türlerine göre daha ciddi semptomlara neden olabilen diğer bir koronavirüsü türüdür. İlk olarak Güney Çin’deki Guangdong Eyaleti’nde tespit edildi. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre solunum problemlerine neden olmasının yanı sıra ishal, yorgunluk, nefes darlığı, solunum sıkıntısı ve böbrek yetmezliğine neden oldu. Hastanın yaşına bağlı olarak, SARS ile ölüm oranı vakaların yüzde 0-50’si arasında değişmekte olup, yaşlılar en riskli ve savunmasız durumda olan hasta grubudur. Şu an gündemde olan koronavirüs grubuna ait virüsün, zatürre yapma kapasitesiyle ortaya çıktığı üçüncü atak olarak görüyor. Bu virüs 2019-NcoV olarak adlandırıldı.” değerlendirmesinde bulundu.
- Koronavirüs belirtileri nelerdir?
Koronavirüsün genel olarak solunum sıkıntısı ile belirti göstermeye başladığını aktaran Göktürk, 65 yaş üstü kişilerin, kronik böbrek, karaciğer hastalıkları olanların, kanser tedavisi görenlerin, hamilelerin, bebek ve küçük çocukların ayrıca sigara içenlerin riskli grup olarak sayılabileceğini önemle vurguladı.
Göktürk, geçen yıllarda koronavirüs kaynaklı salgınlarda görülen belirtilerin en başında öksürük, nefes darlığı, ateş ile birlikte; iştahsızlık, kilo kaybı, halsizlik, durgunluk, karın bölgesinde şişkinlik, görme sorunları, gözlerde sulanma, denge problemleri ve genel psikolojik durumda değişimin yer aldığını anımsatarak, “Bazı hastalarda ishal, bulantı kusma şeklinde sindirim sistemi belirtileri de görülmesinin yanı sıra birçok hastada zatürre, böbrek yetmezliği gibi ciddi komplikasyonlar gelişiyor.” ifadelerini kullandı.
Koronavirüslerinin hayvanlarla insan temasından yayılabileceğini, kuluçka süresinin tam olarak bilinmediğini kaydeden Göktürk, Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamasına göre MERS’in develer arasında, SARS’ın ise misk kedileri arasında yayıldığını belirtti.
Göktürk, koronavirüslerinin insandan insana bulaşmasının, genellikle sağlıklı bir insanın enfekte bir insanın vücut salgılarıyla temas etmesi sonucu mümkün olduğuna işaret ederek, “Ancak virüsün ne kadar güçlü olduğuna bağlı olarak, öksürük, hapşırık veya el sıkışma gibi durumlar da virüse maruz kalmaya neden olabilir. Virüs, enfekte olmuş bir kişinin temas ettiği bir yere veya eşyaya dokunmanız, ağzınıza, burnunuza veya gözlerinize temas ettirmeniz halinde size de bulaşabilir.“ yorumunda bulundu.
- Koronavirüs tedavi yöntemleri nelerdir?
Özel bir tedavi yöntemi henüz olmadığını belirten Göktürk, “Çoğunlukla enfekte olan hastaların semptomlarına yönelik teşhis sonrası ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar ile belirtileri hafifletmek için tedavi uygulanır. Yaşam alanlarındaki oda neminin dengelenmesi ve ılık duş ile boğaz ağrısı veya öksürüğün hafiflemesine destek sağlanabilir. Ayrıca bol sıvı tüketmek, dinlenmek ve uyku tedavi için faydalı olacaktır. Belirtiler standart soğuk algınlığı sürecinden daha kötü seyretmeye başlarsa mutlaka uzman hekime danışılması gerekir. Bağışıklığı zayıf ve vitamin eksikliği olan kişilerde hastalığın seyri şiddetli ilerleyebilir. Bu açıdan tedavi sürecinde sıvı desteği çok önemlidir. İstirahat kesinlikle gerekir.” ifadelerini kullandı.
Henüz koronavirüs ailesine karşı koruma sağlayacak bir aşı bulunmadığını ifade eden Göktürk, MERS aşısı için deneme sürecinin devam ettiğini, koronavirüsten korunmak için basit önlemlerin oldukça faydalı olacağının önemle altını çizdi.
Kaynak:
Bu haber toplam 113 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.