Klasik müzik dünyasından "nefret eden" klasik müzik aşığı keman virtüözü
En çok satan "Vivaldi: Yeni Dört Mevsim" adlı albümüyle Guiness Rekorlar Kitabı'na giren besteci, keman virtüözü, orkestra şefi ve festival küratörü Nigel Kennedy, AA'ya konuştu:- "Annem beni piyanonun altına koyardı. Yukarıdan gelen bu müziği duyardım. Sanırım bu bir tür ozmoz gibiydi, içime işledi ve üç yaşındayken çalmak istedim"- "Klasik müzik dünyasından nefret ediyorum ama klasik müziğe aşığım. Çünkü klasik müzik dünyası çok mıymıntı, müziğin kendisiyse inanılmaz derecede etkileyici"
İSA TOPRAK - Dünya sahnelerinde kendine özgü tarzı ve yeteneğiyle tanınan ve dünyanın en çok satan klasik müzik albümüyle Guiness Rekorlar Kitabı'na adını yazdıran ünlü keman virtüözü Nigel Kennedy, klasik müziğe "aşık" olduğunu söyledi.
Besteci, keman virtüözü, orkestra şefi ve festival küratörü Kennedy, farklı müzik türlerini bir araya getirerek verdiği konserlerle geniş bir hayran kitlesine sahip.
Türkçesi "Vivaldi: Yeni Dört Mevsim" adlı albümüyle 2 milyonluk satış adedine ulaştığı için adını Guiness Rekorlar Kitabı'na yazdıran sanatçı, klasik, caz, klezmer, rock gibi geniş repertuvarı ile Barok dönemden bugüne uzanan geniş bir çeşitlilikte müzik yapıyor.
Almanya'da BRIT Ödülleri, ECHO ve Bambi ödüllerinin yanı sıra çok sayıda Grammy adaylığı ve farklı ödülleri bulunan sanatçı, aynı zamanda sıkı bir Aston Villa taraftarı.
- "Annem beni piyanonun altına koyardı"
Türkiye'deki konser programları nedeniyle Ankara'da bulunan ünlü müzisyen, çocukluk deneyimlerinden etkilenen müzikal yolculuğunu, apartheid ve kültürel boykot konularına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Müzikle tanışma hikayesini aktaran Kennedy, 1,5 yaşındayken bebek bakıcısı için para bulamayan annesinin piyano dersi verdiğini söyledi.
Kennedy, "Annem beni piyanonun altına koyardı. Yukarıdan gelen bu müziği duyardım. Sanırım bu bir tür ozmoz gibiydi, içime işledi ve üç yaşındayken çalmak istedim. Piyanonun üstüne çıkmaya ve bir şeyler yapmaya çalışıyordum. Ardından keman daha kolay geldi." diye konuştu.
Müzikteki tarzına ilişkin ise Kennedy, "Klasik müzik dünyasından nefret ediyorum ama klasik müziğe aşığım. Çünkü klasik müzik dünyası çok mıymıntı, müziğin kendisiyse inanılmaz derecede etkileyici." değerlendirmesinde bulundu.
- "Türkiye'de yaylı çalgılar sayfadan değil, ruhtan çalınıyor"
Türk müziği hakkında da konuşan Kennedy, Türkiye'de yaylı çalgıların sayfadan değil, ruhtan çalınmasını sevdiğini dile getirdi.
Ünlü sanatçı, melodilerini "harika", sesini "olağanüstü" ve orkestrasyonunu "büyülü" bulduğu İbrahim Tatlıses'in müziğini ise çok beğendiğini ifade etti.
Tatlıses'i dinlemeye yeni başladığını belirten Kennedy, "Şimdi kaybettiğim zamanı telafi ediyorum." dedi.
- "Şimdi aynı şeyin suçlusu oluyoruz"
Daha önce Afrika'da "ayrılık" anlamına gelen "apartheid" kelimesini İsrail için kullanması nedeniyle BBC'nin sansürüne maruz kalan Kennedy, bugün bölgede yaşananların apartheidtan daha fazla ve 1932, 1947'de yaşanan dehşetler gibi olduğunu söyledi.
Kennedy, bunların tekrarlanması, masum insanların ve çocukların açlığa mahkum edilmesinin "ruhu yok ettiği" yorumunu yaptı.
Nigel Kennedy, bölgede yaşananlara ilişkin de şu değerlendirmede bulundu:
"Filistinli insanların son neslinin olduğunu düşünmek ve Lübnan gibi ülkelerin bombalanabiliyor olması inanılmaz üzücü. Uluslararası toplum olarak, orada oturup, 'Ne kadar kötü.' dememize rağmen. Peki, ne yapıyoruz? Hiçbir şey yapmıyoruz. Şimdi aynı şeyin suçlusu oluyoruz. Çünkü bu bir İsrail Siyonist sorunu."
- "Boykot yapmak müziği gerçekten politikanın seviyesine indirir"
Bu alanda yapılacak bir kültürel boykotun iyi bir çözüm olduğuna inanmadığını dile getiren Kennedy, bunun hiçbir şeyi çözmeden sadece izolasyona ve daha fazla aşırılığa yol açacağı değerlendirmesinde bulundu.
Kennedy, "Eğer bir müzisyenseniz, müziğin politikanın üstünde olduğuna dair doğal bir inancınız vardır. Müziği gerçekten kalpten kalbe iletişim olarak görüyorken, boykot yapmak müziği gerçekten politikanın seviyesine indirir." ifadelerini kullandı.
- "Siz benim dostumsunuz"
New York'ta öğrenciyken sokakta çaldığını ve banka borçlarıyla uğraştığını anlatan Kennedy, daha sonra insanlar konserine geldiği için ev sahibi olduğunu kaydetti. Sanatçı, "Bunun müzikten, sevdiğim bir işten geldiğini düşünürsek, bu inanılmaz. Yani, benim konserlerimden birine gelen herkese çok teşekkür ederim. Siz benim dostumsunuz." şeklinde konuştu.
Türkiye'de uzun yıllardır birçok konser veren Kennedy, buradaki misafirperverliğe ilişkin deneyimlerinin "harika" olduğunu belirtti.
Dün akşam CSO Ada Ankara Ana Salon'da müzikseverlerle buluşan Kennedy, "Heart and Soul" performansıyla 7 Nisan'da da İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) sahne alacak.
- "Benim için bir rüya gerçek oldu"
Türkiye'deki konserlerinde Kennedy ile sahne alan çellist Beata Urbanek Kalinowska da Kennedy ile çalışmaktan duyduğu heyecanı ve mutluluğu dile getirdi.
Kalinowska, "Dinlerken hiçbir zaman onunla çalışmayı, onunla çalmayı hayal etmedim. Benim için bir rüya gerçek oldu. Harika bir deneyim çünkü çok ilham verici. Bütün müzik dünyasını kollarında taşıyan harika biri." ifadelerini kullandı.
Kaynak:
Bu haber toplam 119 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.