Kentsel dönüşümün sürdüğü Erzurum'da yapıların yüzde 40'ı depremlerde risk altında
Atatürk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Yapı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Cüneyt Aydın:- "Erzurum özelinde yüzde 30-40 mertebelerinde kullanım ömrünü doldurmuş, taşıyıcı sistem özellikleri zayıflamış, artık ekonomik kullanım ömrünün yanında dayanım özellikleri de beklenen mühendislik dayanım özelliklerinin altına düşmüş olan yapıların ister istemez tasfiyesi gerekecektir"
TALHA KOCA - Atatürk Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Yapı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Cüneyt Aydın, Erzurum'da yapıların yüzde 40'ının olası depremlerde risk taşıdığını söyledi.
Kuzey Anadolu Fayı ve Doğu Anadolu Fayı'nın birleştiği Karlıova bölgesine 75-80 kilometre uzaklığa sahip şehir, deprem riskine karşı kentsel dönüşümle güçlendiriliyor.
Deprem tehlikesine karşı eski yapı stoklarında kentsel dönüşüm başlatan Erzurum Büyükşehir Belediyesi, 2023 yılına kadar son 8 yılda 10 milyon metrekare alanda yenileme çalışması yaptı. İl genelinde 20 bölgede gerçekleştirilen dönüşüm çalışmaları sonucu yaklaşık 60 bin konut inşa edildi.
Büyükşehir Belediyesinin kentsel dönüşüm çalışmalarına devam ettiği kentte, depreme dayanıksız yapılar bir bir yıkılıyor.
- "Kullanıcıların zarar verdiği yapı stokumuz çok"
Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Yapı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Cüneyt Aydın, AA muhabirine, Bingöl Yedisu'da meydana gelebilecek 7 şiddetindeki depremin Erzurum'da hissedilebileceğini söyledi.
Kent genelindeki tüm binaların mühendislik hizmeti görmediğine işaret eden Aydın, şöyle konuştu:
"Ülkemiz deprem bölgesi, ülkemizde deprem olmayan ve risk taşımayan hiçbir yer yok. Tabii ki bazı bölgeler gerekli fay haritaları incelendiği zaman da ciddi bağlamda deprem riski taşıyor. Erzurum özelinde her yerimiz (zemin olarak) sağlam ama her binamız mühendislik hizmeti görmüş mü? Sorusunun cevabı maalesef yok. Hani biz şöyle bir durumla karşı karşıya kalıyoruz. Binamızı yapıyoruz, merdiveni unutup sonra döşemeyi delip içerisine merdiven ekliyoruz. Böyle binada nasıl bir durumla karşılaşacağız bilmiyoruz. Maalesef bu tür uygulamalarımız çok. Kullanıcıların daha sonra müdahale taşıyıcı sistemini değiştirdiği, çoğunlukla zarar verdiği yapı stokumuz çok. Dolayısıyla şurası sağlamdır ya da burası daha sıkıntılıdan ziyade binanın taşıyıcı sistemlerine daha az müdahale edilmiş, mühendislik hizmeti görmüş olan yapıların ayakta kalacağını belirtebiliriz."
Depremlere karşı çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Aydın, şunları kaydetti:
"Erzurum özelinde yüzde 30-40 mertebelerinde kullanım ömrünü doldurmuş, taşıyıcı sistem özellikleri zayıflamış, artık ekonomik kullanım ömrünün yanında dayanım özellikleri de beklenen mühendislik dayanım özelliklerinin altına düşmüş olan yapıların ister istemez tasfiyesi gerekecektir. Adına kaçak yapı dediğimiz imar barışıyla katılmış olan yapılar var. Bunları göz ardı ediyoruz ama aslında bunlar bizim için önemli. İmar barışı bize deprem anında sıkıntı oluşturacak olan ana binaları, inceleme yapmadan sunmuş oluyor. Dolayısıyla biz imar barışıyla aslında ilk başta dikkate almamız, incelememiz ve tedbir almamız gereken binaları öğrenmiş oluyoruz. İmar barışına bu anlamda bakmak lazım. Toplumsal bağlamda oluşabilecek sosyolojik problemlerin önceden çözebilmek adına bu bağlamda bölgemizdeki bütün yapı stokunu incelemek ve bunların deprem performanslarını geliştirmek için çaba sarf ediyoruz."
Kaynak:
Bu haber toplam 94 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.