KDV Tasarısı TBMM Genel Kurulunda
Maliye Bakanı Ağbal: - "Vergi yükünü net şekilde azaltması, vergiye uyum maliyetlerini düşürmesi, işletmelere sağladığı kolaylıklar ve adaletli olmayan vergi uygulamalarını kaldırması bakımından bu tasarı reformdur"- "Türkiye'de dolaylı vergilerin, mal ve
TBMM (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, vergi yükünü azaltması, vergiye uyum maliyetlerini düşürmesi, işletmelere sağladığı kolaylıklar ve adaletli olmayan vergi uygulamalarını kaldırması bakımından KDV Tasarısı'nın bir reform olduğunu belirtti.
Ağbal, TBMM Genel Kurulunda görüşmelerine başlanan Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'lerde Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı üzerinde hükümet adına söz aldı.
Önemli bir yasal değişiklik yaptıklarına işaret eden Ağbal, KDV'nin 33 yıldır uygulanan bir sistem olduğunu, zaman içinde birçok değişiklik yapıldığını anımsattı.
Ağbal, tasarı hazırlıkları sırasında bütün meslek örgütleri, sivil toplum örgütleri, esnaf odaları, küçük esnaf, iş dünyasıyla bir araya geldiklerini, başka ülke uygulamalarını, AB ülkelerini KDV Kanunu uygulamalarını gözden geçirdiklerini anlattı.
Sahada karşılaşılan sorunlarla ilgili analizler yaptıklarını dile getiren Ağbal, gerçekleştirecekleri düzenlemelerin ekonomik etkileri, vergi sistemi üzerinde doğuracağı etkiler konusunda senaryo analizleri yaptıklarını kaydetti. Ağbal, tasarının, bir yıla yakın ön hazırlık döneminden geçtiğini ifade ederek, ortaya çıkan sonuç ve önerileri, paydaşlarla yeniden konuştuklarını vurguladı.
Naci Ağbal, bu tasarının KDV uygulaması bakımında beklentileri karşıladığını, herkesin bir an önce yasalaşmasını beklediği bir tasarı olduğunu belirtti. Ağbal, tasarının mükelleflere, işletmelere kolaylık getirdiğini, üzerindeki yükü aldığını dile getirdi.
Tasarının en büyük iddiasının, işletmeler üzerindeki vergi yükünü aşağı çekmesi olduğunu kaydeden Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"33 yıldır uyguladığımız KDV Kanunu ile işletmelere, 'Alışlarınız sırasında ödediğiniz KDV'yi, satışlarınız sırasında tahsil ettiğiniz KDV'den düşüp, bir şekilde gideremezseniz bu KDV yükü sizin üzerinde kalacak' diyoruz. İşletme olarak adı konulmamış, kanunla belirlenmemiş bir vergi yüküne efektif olarak katlanıyorsunuz. Bu vergi yükü kartopu gibi yıllar itibariyle büyüyor, işletmeler üzerinde adeta bir kambur haline gelmiş. İşletmeler bilançolarında KDV alacağı olarak gözüken bir rakam var ama bu rakamları yıllardır alamıyorsunuz. Hatta mevcut sistemde yatırımcı adeta cezalandırılıyor. Bir yatırım yapıyorsunuz, mevcut sistem, 'Yatırım sırasında yüklendiğiniz KDV'leri yıllar itibarıyla satışlar üzerinden tahsil ettiğiniz KDV'den düşerek, almaya çalışın' diyor. Bir vaat, taahhüt, süre, yükümlülük yok."
KDV'nin bir tüketim vergisi olduğuna dikkati çeken Ağbal, verginin yükümlüsünün tüketici olduğunu belirtti. Üreticiler, işletmelerin KDV Kanunu bakımından sadece aracı olduğunu vurgulayan Ağbal, "Sistem, zincir içinde alırlar verirler ama vergi yükü esas tüketici üzerinde kalır." dedi.
Ağbal, "Vergi yükünü net şekilde azaltması, vergiye uyum maliyetlerini düşürmesi, işletmelere sağladığı kolaylıklar ve adaletli olmayan vergi uygulamalarını kaldırması bakımından bu bir reformdur." diye konuştu.
- "OECD ve AB uygulamalarıyla aynı"
KDV veya dolaylı vergiler bakımından Türkiye uygulamasının, OECD, AB uygulamalarıyla hemen hemen aynı olduğunu bildiren Ağbal, sadece devreden KDV'nin iade edilemezliği kuralının Türkiye'de olduğunu anımsattı. Bunun 33 yıl önce konulduğunu, değişmesi gerektiğini dile getiren Ağbal, şunları kaydetti:
"Gelinen noktada bir mesele, bir kanun kuralı eğer ekonomi üzerinde yük oluşturuyorsa, ekonomi üzerinde yükümlülükleri büyütüyorsa onu çözmeniz lazım. Bu yasal düzenlemeden sonra KDV'de yepyeni bir dönem başlıyor. Kayıtlılığın artacağı bir dönem bekliyoruz. İşletmeler üzerinde kanunlarla yük getirmeniz o kadar bir vergiyi alacağınız anlamına gelmiyor. Bazen bu, kayıt dışılığı destekliyor, kayıt dışılığa zemin hazırlıyor. Biz burada hakkaniyetli, adaletli, yapılan işlemin doğasına uygun kolaylıklar getirmek suretiyle aslında kayıtlılığı bir noktada da teşvik etmiş olacağız.
İhracat olmasa da indirimli orana tabi bir işlem olmasa da 12 ay içerisinde giderilemeyen bir vergi yükü varsa devlet bunu iade eder diyoruz. İngiltere'de bu bir ayda iade ediliyor. Mali imkanlarımızı değerlendirerek bu süreyi 3 aya kadar indirme konusunda Maliye Bakanlığına yetki alıyoruz."
Maliye Bakanı Ağbal, KDV iadelerinin hızlandırılması, iade süreçlerinin kolaylaştırılması için birçok adım attıklarını anımsatarak, özellikle son 2 yılda KDV iadelerinde işlemleri, bürokrasiyi azaltan, iadeleri daha hızlı yapan düzenlemeler yaptıklarını anlattı.
Ağbal, 2016'da yıllık 37 milyar lira olan KDV iadesi tutarını, 2017'de 51 milyar liraya çıkardıklarına işaret ederek, ihracatçının 5 işgünü içinde ihracat iadesini alabilir hale geldiğini söyledi. Ağbal, "Temel yaklaşımımız vergi kanunlarında vatandaşın işlerini kolaylaştırmak, vatandaşa güveni esas almak, kayıtlı ekonomiyi vergiye gönüllü uyum programlarıyla desteklemek ve vatandaşı merkeze alan bir vergi politikasını uygulamak." değerlendirmesinde bulundu.
KDV stokuyla ilgili de önemli bir düzenleme yaptıklarını belirten Ağbal, geçmişten gelen, vatandaşın yıllar itibarıyla bekleyen, alınmayan KDV'nin de iade edilmesinin önünü açtıklarını bildirdi.
Ağbal, tasarının getirdiği yeniliklerden bazılarını şöyle sıraladı:
"İhracat teslimlerinde mevcut sistemde sadece ihraç edilen malın bünyesine giren KDV kadar iade yapılabilirken burada ihracatı teşvik etmek amacıyla sadece yüklenilen KDV değil stoktaki mallara ilişkin de KDV'nin iadesinin önünü açıyoruz. Bu da ihracatçılarımız bakımından son derece önemli bir düzenleme. KDV iade sürecini daha etkin hale getirmek için Vergi Denetim Kurulu bünyesinde bir grup başkanlığı kuruyoruz, sadece bu KDV iade incelemeleriyle uğraşacak. 2 bin yeni eleman alıyoruz. Burada bir risk analiz merkezi kuracağız. Küçük işletmelerimiz için bir uygulama getiriyoruz: Hasılat esaslı KDV iade sistemi. Sistemi basitleştiriyoruz. Küçük işletmeler için KDV beyannamelerine bağlı ödeme sürelerini 2 ay erteliyoruz. AR-GE ve tasarım merkezlerinde, teknokentlerde yapılan teslim ve hizmetlerde işletmelerimizin lehine KDV istisnaları getiriyoruz. Sağlık turizmini desteklemek amacıyla sağlıkta KDV'ye ilişkin bir düzenleme yapıyoruz. Adi ortaklıkların kurumsallaşmasını teşvik etmek üzere KDV istisnası getiriyoruz."
- "Milli gelire oranı yüzde 11"
Ağbal, hükümet olarak son 15-16 yıldır maliye politikası alanında, kamu harcamaları, kamu gelirleri, kamu yükümlülükleri, kamu varlıkları bakımından raporlamanın şeffaflığını, hesap verebilirliği artırdıklarını bildirdi.
Uluslararası standartlara uygun vergi harcamaları raporunu yayınladıklarına işaret eden Ağbal, rapora göre, vazgeçtikleri yıllık KDV'nin yaklaşık 28 milyar olduğunu, bunun da milli gelirin yaklaşık yüzde 1'ine karşılık geldiğini söyledi.
Ağbal, diğer ülkelerle kıyaslandığında Türkiye'de vazgeçilen verginin, diğer ülkelerden çok farklı olmadığını vurgulayarak, Türkiye'nin bugün getirdiği indirim ve istisnaların çoğunun, birçok ülkede aynı şekilde olan indirim ve istisnalar olduğunu kaydetti. Ağbal, "Bizim tahsil ettiğimiz mal ve hizmet üzerinden alınan vergilerin milli gelire oranı yüzde 11, OECD ortalaması da yüzde 11. Bu anlamda Türkiye'de dolaylı vergilerin, mal ve hizmet vergilerinin tahsilat oranları uluslararası oranlarla uyumlu." dedi.
Tasarının tümü üzerindeki konuşmaların tamamlanmasının ardından TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, birleşimi 27 Mart Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere kapattı.
Kaynak:
Bu haber toplam 90 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.