Karamollaoğlu, Saadet Partisi TBMM Grup Toplantısında konuştu:

TBMM (AA) - Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, "İktidarın 45 günlük icraatlarıyla enflasyon yükselmeye, faiz artmaya, döviz tırmanmaya devam ediyor. Ev sahiplerine yüzde 25 sınırı koyan hükümet keşke benzer sınırı enflasyon içinde hayata geçirebilse." dedi.

Karamollaoğlu, partisinin TBMM'deki ilk grup toplantısında yaptığı konuşmada, siyaset tarihine kayıt düşecek bir anı yaşadıklarını söyledi.

Karamollaoğlu, "Meclis grubumuzun kurulması bizleri, bütün camiamızı mutlu etti. Eminim huzursuz ettikleri de vardır. Siyasi makamları, zatlarına mahsus kudret zemini görenler bizimle anlaşamazlar. Siyaseti, kişisel kazanç imkanı kabul edenler bizi anlayamazlar. Çünkü biz siyaseti kişiye servet ve mevki edinme değil, kitleye hizmet üretme fırsatı kabul ederiz. Çünkü bizim için siyasi makamlar kudret sahibi olmaya değil, adaleti hakim kılmaya ve millete hizmet etmeye araçtır." diye konuştu.

Temel Karamollaoğlu, Milli Görüşü gömlek zannedip çıkaranların, mülkiyet sanıp maliklik iddiası ortaya koyanların, kendilerinin siyaseti ahlaklı yapma gayretlerini anlamadığını savundu.

Hükümetin icraatlarını eleştiren Karamollaoğlu, şöyle konuştu:

"Cumhur İttifakı, seçim beyannamelerinde, seçim mitinglerinde yer almayan birçok hususu kısa sürede icraata koydu. Seçim sürecinde devletin kasasından elini çekmeyen iktidar, seçimden sonra milletin kesesine el atmaktan çekinmiyor. 2023 yılında ödenecek MTV'nin iki kat ödenmesi vaatleri yoktu. Hemen hayata geçirdiler. KDV oranlarında artış şeklinde bir vaatleri yoktu. KDV oranlarında 2-12 puan arasında artış yaptılar.

Faizleri düşüreceğiz demişler hatta bir de üstüne nass kavramı ile teminat göstermişlerdi. Fakat Cumhuriyet tarihinin tek seferdeki en büyük faiz artışını yaparak işe başladılar. Vergi ve harçlarda da yüzde 50 ila yüzde 228 arasında artış yaptılar. Üniversite öğrencilerine ÖTV-KDV muafiyetli telefon ve bilgisayar vadetmişlerdi. Biz yanlış anlamışız, vergi muafiyeti değil vergi eziyeti vadetmişler. Yurt dışından edinilen telefonların kayıt ücretini 6 bin liradan 20 bin liraya yükselttiler. İktidarın 45 günlük icraatlarıyla enflasyon yükselmeye, faiz artmaya, döviz tırmanmaya devam ediyor. Ev sahiplerine yüzde 25 sınırı koyan hükümet keşke benzer sınırı enflasyon içinde hayata geçirebilse."

Hükümetin dış politikasına işaret eden Karamollaoğlu, 15 Temmuz hain darbe girişiminin finansörü ilan edilen bir ülkenin şimdi Türkiye Yüzyılı'nın finansörü yapılmak istendiğini savundu.

İsveç'in NATO'ya katılım müzakerelerine değinen Karamollaoğlu, "Bu diplomatik zevatın yaptığı teklifin özeti şu: 'Biz sizin NATO'ya girmenize vesile olalım, siz de bizim AB'ye girmemize katkı verin.' AB'ye muhtaç değildik, fakat demek ki o da seçimden önce imiş. Merak ediyoruz, iki ülkenin NATO üyeliğine Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olarak mı yoksa Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanı olarak mı 'evet' demek zorunda kaldınız." değerlendirmesinde bulundu.

- "Muhalefet, ciddi bir savrulma da yaşıyor"

Karamollaoğlu'nun ardından Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da bir konuşma yaptı.

Seçim sonuçlarını hatırlatan Davutoğlu, milletin iktidara bir uyarı verdiğini, bu sonuçların, geçmiş hataların meşru kabul edilmesinin bir aracı olarak görülmemesi gerektiğini söyledi.

Altılı Masa'ya ilişkin tartışmaları anımsatan Davutoğlu, "Muhalefet, maalesef iç muhasebesini yaparken ciddi bir savrulma da yaşıyor, bunu görmek zorundayız. Parti içi tartışmalar ve partiler arası gerilimler büyük bir toplumsal barış projesi olarak gördüğümüz ve hayata geçirdiğimiz Altılı Masa'nın kazanımlarını neredeyse tehdit eder boyuta getirdi. Buradan muhalefet liderlerine sesleniyorum: Muhasebeyi yapalım, 'seçmen yanılmış, yanıltılmıştır' demeyelim. Seçmen bize bir mesaj vermiştir, bunu alalım. Milletin iradesini tartışmayalım, millet bize ne demek istedi, onu anlayalım." ifadelerini kullandı.

İsveç'in NATO'ya katılım müzakerelerini anımsatan Davutoğlu, "Masaya koymanız gereken en önemli dosyalardan birisi Bosna Hersek'in NATO'ya üyelik sürecinin tamamlanması olmalıdır. Dışişleri Bakanlığım, Başbakanlığım dönemimde yakından takip ettiğim bu süreç maalesef bizden sonra takip edilmedi." diye konuştu.