Kahramanmaraş'ta mevsimlik işçiler "çiğ" mesaisinde
Türkiye'nin AB nezdinde tescilli ürünü "Maraş tarhanası"nın kurutulması için altına serilen ve "çiğ" adı verilen hasır, Osmaniye'den kente gelen mevsimlik işçiler tarafından büyük emekle hazırlanıyor
SİNAN DORUK - Kahramanmaraş'ta mevsimlik işçiler, kentin yazın çerez, kışın da çorba olarak tüketilen AB tescilli lezzeti "Maraş tarhanası"nın kurutulması için altına serilen ve "çiğ" adı verilen hasırı hazırlamak için mesai yapıyor.
Osmanlı'dan günümüze gelen lezzet "Maraş tarhanası" yazın firik ve çerez kışın ise çorba olarak tüketiliyor.
Buğday ile yoğurdun karışımıyla yapılan tarhananın serüveni ise mevsimlik işçilerin elleriyle ördüğü hasırlarla başlıyor.
Osmaniye'nin Düziçi ilçesinden aileleriyle Kahramanmaraş'a gelen mevsimlik işçiler, göl ve göletlerden topladıkları çiğ kamışlarını tarhana üretiminde kullanılan ve "çiğ" adı verilen hasıra dönüştürüyor.
Yaklaşık 2 ay boyunca Onikişubat ilçesindeki Köylü Garajı'nda kendilerine ayırılan alanlarda konaklayan işçiler, yaşamlarını brandalardan yaptıkları çadırlarda sürdürüyor.
Mevsimlik işçi Mustafa Filiz, AA muhabirine, "Maraş tarhanası"nın üzerine serilerek kurutulduğu hasırları üretmek için ailesiyle Kahramanmaraş'a geldiğini söyledi.
Her yıl haziran ayında Kahramanmaraş'a geldiklerini ve 3 ay boyunca burada göl ve göletlerden topladıkları kamışları ellerinde örerek hasır haline getirdiklerini anlatan Filiz, "Bizim çiğ mesaimiz nisan ayında başlıyor. Tarhana üretiminde kullanılan bu kamışları Adana'nın Karataş, Yumurtalık ilçelerinde ve Samsun'un Çarşamba bölgesinde çeker ve toplamaya başlarız. Topladığımız kamışları evlerimizde kurutur ve sezona hazırlarız." dedi.
Tarhana üretim çeşidine göre kamış çeşidinin ve örme şekillerinin de değiştiğini ifade eden Filiz, "Hazır olan çiğleri ilk etapta evlerimizde örmeye başlarız. Tarhananın yaş hali olan firik için örülen çiğ ile çorbalık tarhana veya çerez olarak kurutulan tarhananın örme şekilleri ayrı oluyor. Evlerimizde başlangıç yaptığımız örme işlemine daha sonra ailelerimizle birlikte geldiğimiz Kahramanmaraş'ta devam ettiriyoruz." diye konuştu.
Gelişen teknolojiyle birlikte plastik hasırların da tarhana üretiminde kullanıldığını belirten Filiz, vatandaşların daha çok doğal ve organik olan çiğ hasırları tercih ettiğini dile getirdi.
- "Çiğ hasırda kurutulan tarhananın tadı da farklı oluyor"
Elde örülen çiğ hasırların daha sağlıklı, kullanım ömrünün ise daha uzun olduğunu belirten Filiz, şöyle devam etti:
"Plastik hasır ilk başta göze güzel gözükse de güneş altında kalan bir malzeme olduğu için deformasyonlar oluyor. Doğal çiğ hasırlarda bu deformasyon olmuyor. Organik de olan çiğ hasırlarla yapılan tarhananın tadı da güzel oluyor. Burada zor şartlarda kaldığımız için çocuklarımızı elimizden geldiğince getirmemeye çalışıyoruz. Kendi şartlarımızla kurduğumuz çadırda veya araçlarımızda 8 veya 9 ailenin oluşturduğu 25, 30 kişiyle belediyemizin bize müsaade ettiği yerde bir sezonda 20 bine yakın çiğ hasır üretiyoruz. Bu çiğler ise genelde 2 buçuk metre uzunluğunda 70 santim uzunluğunda oluyor. Bu şekilde halkımıza hizmet ederek ekmek paramızı buradan çıkartmaya çalışıyoruz."
İşçi Mehmet Filiz de Adana ve Mersin bölgesinde yetişen çiğ kamışlarını işlemlerden geçirerek tarhananın kurutulmasında kullanılan hasırlara dönüştürdüklerini anlattı.
Üretilen çiğ hasırların satışını gerçekleştirene kadar kentte kaldıklarını dile getiren Filiz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kahramanmaraş'ın meşhur tarhanası bunun üzerinde kuruyor. Bu ince ve uzun olan kamış Allah'ın bir lütfu. Geçimimizi bununla sağlıyoruz. Her şeyiyle doğal olan bu malzeme ile yapılan tarhana da doğal oluyor. Plastik hasırları vatandaşlarımız çok fazla tercih etmiyor. Ürettiğimiz hasırları daha çok kırsal mahallelerimizdeki vatandaşlarımız ve fabrikalar alıyor."
Muharrem Filiz ise baba-dede mesleği olan çiğ hasır üretimini devam ettirdiklerini, nisan ayında başlayan mesailerinin Eylül ayına kadar sürdüğünü dile getirdi.
Filiz, "Ağaçtan yapmış olduğumuz tezgahta ailemle üretim yapıyoruz. Yılın büyük bir kısmı bu işle meşgul oluyoruz. Çünkü bu kamışların toplanması, kurutulması ve hasır olarak üretilmesi belirli bir zaman alıyor. Sadece kendi ailemin desteğiyle 1 ay içerisinde 1 tondan fazla üretim yapabiliyoruz." diye konuştu.
Kaynak:
Bu haber toplam 120 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.