İstanbul'da "İklim Değişikliği: Akdeniz İçin Yeni Bir Zorluk" paneli yapıldı
UfM Genel Sekreter Yardımcısı Grammenos Mastrojeni:- "Verimli ovaların hemen hemen tamamı sahillerde bulunuyor. İtalya'nın Po Ovası'nı ve deltalarını düşünelim, Nil Deltası'nı düşünün, Akdeniz 20 santimetre yükselirse bütün Nil Deltası tuzlanacak demektir. Bu da gıda güvenliği açısından büyük bir sorun teşkil edecektir"- Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şebnem Köşer Akçapar:- "Akdeniz'de ve Türkiye'de farklı bölgeler iklim değişikliği nedeniyle
İtalya'nın Ankara Büyükelçiliği tarafından düzenlenen "İklim Değişikliği: Akdeniz İçin Yeni Bir Zorluk" başlıklı panel, İtalya'nın İstanbul Başkonsolosluğu'nda yapıldı.
Etkinliğe, İtalya'nın Ankara Büyükelçisi Giorgio Marrapodi ve İstanbul Başkonsolosu Elena Clemente'nin yanı sıra çeşitli ülkelerin diplomatik temsilcileri, akademisyenler ve iş insanları katıldı.
Panelde, Akdeniz İçin Birlik (UfM) Genel Sekreter Yardımcısı Grammenos Mastrojeni ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Sosyoloji Bölümünden Prof. Dr. Şebnem Köşer Akçapar konuşmacı olarak yer aldı.
Panele ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulunan İtalya'nın Ankara Büyükelçisi Marrapodi, dünya için sorun teşkil eden bir konuya değinmek için bu paneli düzenlemeye karar verdiklerini, hem İtalya hem de Türkiye'nin Akdeniz ülkesi olmasından dolayı bu konuda deneyimlerini paylaşabileceğini söyledi.
İtalya'nın sera gazı emisyonunu azalttığını ve Türkiye'nin de yenilenebilir enerji sektöründe öne çıktığını belirten Marrapodi, birlikte çalışmanın her iki ülkeye de karbon emisyonlarını ve karbon ayak izini azaltma hedeflerine ulaşma noktasında fayda sağlayacağını dile getirdi.
Marrapodi, iş dünyasından spora, modadan gastronomiye kadar geniş bir çerçevede düzenledikleri etkinliklerin devam edeceğini, bir sonraki etkinlikte ise bir Türk ve bir İtalyan sanatçıyı misafir edeceklerini kaydetti.
- Akdeniz 10-15 yıl içerisinde 20 santimetre yükselebilir
UfM Genel Sekreter Yardımcısı Mastrojeni, Avrupa'nın iklim değişikliğinden fazlasıyla etkilendiğini ve Akdeniz çevresinin dünyanın en hızlı ısınan ikinci bölgesi, Akdeniz'in ise en hızlı ısınan deniz olduğunu söyledi.
Su sıkıntısının büyüdüğüne dikkati çeken Mastrojeni, 10 yıl içerisinde 250 milyon kişinin suya erişme sorunu yaşayacağını dile getirdi.
Mastrojeni, Akdeniz'in 100 yılda 1 metre kadar, 10-15 yılda da 20 santimetre yükselebileceğini, bunun ise sadece Venedik ve İskenderiye gibi kentler için değil tüm Akdeniz ülkeleri için büyük sorunlar doğurabileceğini şu sözlerle ifade etti:
"Verimli ovaların hemen hemen tamamı sahillerde bulunuyor. İtalya'nın Po Ovası'nı ve deltalarını düşünelim, Nil Deltası'nı düşünün, Akdeniz 20 santimetre yükselirse bütün Nil Deltası tuzlanacak demektir. Bu da gıda güvenliği açısından büyük bir sorun teşkil edecektir."
Mastrojeni, iklimin bir öngörülebilirlik sağlamasından dolayı bütün organizasyonun bunun üzerine yapıldığını ve iklim değişikliğinin bu öngörülebilirliği ortadan kaldıracağını için çok büyük tehlike olduğunu, Akdeniz'in böyle hızlı ısınmaya devam ederse istikrar motoru olmaktan uzaklaşarak yeni fırtınaların, sellerin, yağmurların motoru haline geleceğini aktardı.
Çevre konusunda ortak bilinç oluşturulması gerektiğini vurgulayan Mastrojeni, "İş dünyası çevre bilinciyle hareket ederse çok önemli bir fırsatla karşı karşıya olduğunu fark edecek. Hidrojen, güneş enerjisi gibi şeyler yeni çalışma alanları oluşturacak. İş dünyası bu fırsatları değerlendirebilir. Bunun dışında, mesela, şişelerin toplanması halk tarafından yapılması gereken bir eylem olarak küçük görülebilir ama bu sistemli bir hale getirilebilir. Bunun gibi adımlarla kurumların üzerindeki yük azalır." ifadelerini kullandı.
Mastrojeni, çevre duyarlılığında gelişimin ve bir dönüşümün gerekli olduğunu, bunun da sosyal birtakım değişikliklere sebep olacağını söyledi.
- "Bilim 'Bunun artık geri dönüşü yok, uyuma yönelmeliyiz' diyor"
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Akçapar, Türkiye'nin iklim değişikliği konusunda attığı adımları anlatarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2053'te sıfır emisyon hedefinin açıklandığını ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının adının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirildiğini hatırlattı.
En üst gelir grubu ve en alt gelir grubunun çevre konusundaki hassasiyetinin artırılması gerektiğini dile getiren Akçapar, sorunun uluslararası kurumlar tarafından bu konuda hazırlanan raporların uygulanması noktasında yaşandığını dile getirdi.
Akçapar, "Bilim 'Bunun artık geri dönüşü yok, uyuma yönelmeliyiz' diyor. Akdeniz'de ve Türkiye'de farklı bölgeler iklim değişikliği nedeniyle afetlere maruz kalıyor. Bu durum sadece iş dünyası, akademi ya da uluslararası kurumlarda çalışanları değil, aynı zamanda sokaktaki vatandaşı da etkiliyor." dedi.
"Çoklu risk haritaları" ve "kırılganlık haritaları"nın çıkarılması gerektiğine dikkati çeken Akçapar, iklim krizinin sosyal adaletsizlikleri artırdığının araştırmalarla ortaya koyulduğunu söyledi.
Akçapar, Akdeniz'de "iklim diplomasisi" tanımlamasıyla yeni bir sürece adım atılması gerektiğini ve bunun çözümlerden biri olabileceğini dile getirdi.
Panelin ardından Büyükelçi Marrapodi panelistlere hediye takdim etti.
Kaynak:
Bu haber toplam 88 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.