İspanya'da Podemos partisi lideri Belarra, İsrail'i, uluslararası toplumu ve medyayı eleştirdi:

İspanya'da sol görüşlü Podemos partisinin lideri İone Belarra, "İsrail'e karşı sosyal, siyasi, ekonomik, diplomatik ve hukuki baskı yapmayan bir Avrupa'nın kimseye insan hakları dersi veremeyeceğini" söyledi.

Madrid'de düzenlenen "Filistin'de 76 yıllık işgal" başlıklı konferansta konuşan Belarra, "İsrail'i Gazze'ye yönelik saldırılarından, Filistin üzerindeki haksız ve sömürgeci politikasından, uluslararası toplumu sessiz ve iki yüzlü tutumundan, büyük basın kuruluşlarını da tek taraflı yayınlarından dolayı" eleştirdi.

"İsrail'in 7 Ekim değil çok daha öncesinde, siyonizm ile başlayan Gazze ve Filistin'deki planlı soykırımı artık bitmeli." diyen Belarra, "Neden İsrail hiçbir ceza almadan Filistin'e soykırım uygulamaya devam ediyor veya devam edecek?" sorusunu yöneltti.

Avrupa hükümetlerine "tutarlı olun" çağrısı yapan Belarra, "Ukrayna savaşında Rusya'ya, Putin'e ve yandaşlarına uygulanan yaptırımlar şimdi İsrail'e uygulanmalı. Sessizleştirme baskısından çıkmamız gerek. Avrupa hükümetleri, bu soykırımın suç ortağı olmamalı." diye konuştu.

Belarra, Başbakan Pedro Sanchez'in İspanya'da, diğer Avrupa liderlerinin kendi ülkelerinde Netanyahu'ya karşı sosyal ve siyasi baskı yapması gerektiğini savunarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

Avrupa Birliği (AB), ekonomik yaptırım uygulamalı. İsrail ile silah alışverişi durdurulmalı. Netahyahu hakkında savaş suçlusu olarak acil tutuklama kararı çıkarılmalı ve yargılanması sağlanmalı. En kolayı da İsrail ile diplomatik ilişkiler kesilmeli. Yoksa, Avrupa kimseye insan hakları dersi veremez."

- "Uluslararası toplum, İsrail'in insanlık dışı katliamına sessiz kalıyor"

Podemos lideri, "İsrail kendini diğer ırklardan, Filistinlilerden daha üstün görüyor. Oysa yaptıkları dünyanın en ileri askeri teknolojilerine sahip olmak ve dünyanın tüm yerlerinde propaganda yapmaktır. İsrail demokrasisini Avrupa ile nasıl bağdaştırabilirsiniz?" ifadesini kullandı.

İsrail'in "insanlık dışı bir katliam yaptığı, uluslararası toplumun da buna sessiz kaldığının" altını çizen Belarra, "Filistinli siviller öldüğünde sanki isimleri, aileleri yokmuş gibi davranan büyük medya grupları, İsraillilerin ölümlerinde tüm insani detayları veriyor. Oysa bir insanlık trajedisi olduğunda tüm tarafların görülmesi gerekir." dedi.

Belarra, İsrail'in Fransa gibi bazı ülkelerde Filistinlilerin sembollerini bile yasakladığına işaret ederek, "Avrupa'da birçok ülke sessiz kalmayı tercih ediyor. Ne ilginçtir ki İsrail'e karşı en yüksek sesler devlet düzeyinde bazı Güney Amerika ülkelerinden geldi çünkü dünyanın geri kalanında büyük medya gruplarından tek mesaj geliyor. Bunu analiz etmek gerekir. İsrail'in güçlerinin sınırlarını tam olarak ortaya çıkarmadıkça, bu sorunun üzerine gitmek çok zor olur." değerlendirmesini yaptı.

"Her şeye rağmen İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığını, kadınları, çocukları, gazetecileri ve masumları öldürdüğünü çoğunluk görüyor." diyen Podemos lideri, şöyle devam etti:

"Çoğunluğuz, gerçekleri görme ve sesimizi yükseltme kapasitesine sahibiz. Kalıcı ateşkes ve siyasi bir çözüm için herkes bir şey yapmalı. Biz 'justiceforgaza' adıyla dünya çapında büyük bir imza kampanyası başlattık. Eylemler, gösteriler, boykot çağrıları, savaşa hayır sloganları devam edecek."

Belarra, bugün Gazze'de olanların yarın başka yerde olmayacağını kimsenin garanti edemeyeceğini belirterek, "İsrail'in çok büyük bir ittifakı var. O da ABD. Onu arkasına almadan bunları yapamaz. Buna da işaret etmek gerekir." diye ekledi.

Eski Sosyal Haklar ve 2030 Ajandası Bakanı olan ve yeni kurulan azınlık sol koalisyon hükümetinde kabinede yer verilmeyen Podemos lideri, gerek Filistin gerekse dünyanın diğer bölgelerinde insan haklarını savunmak için seslerini yükseltme ve oy haklarını en iyi şekilde kullanacaklarını söyledi.

İspanya'da mevcut durumda koalisyonun küçük ortağı Sumar ittifakının içinde yer alan ve 5 milletvekili bulunan Podemos'un mecliste kullanacağı oylar, hükümete dışarıdan destek veren ayrılıkçı Bask ve Katalan siyasi partiler gibi hükümetin geleceği için belirleyici olacak.