İşitme kaybı bunamayı tetikliyor
Yurt dışında yapılan üç ayrı araştırma ile yaşlılarda işitme kaybının, bilişsel gerileme ve bunama olarak tanımlanan demansa yol açtığı, hastalığın seviyesini artırdığı, ancak işitme cihazı ve koklear implant gibi işitmeye yardımcı cihazlar kullanıldığınd
ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN - ABD ve İngiltere'de yapılan üç ayrı araştırma ile yaşlılarda işitme kaybının, bilişsel gerileme ve bunama olarak tanımlanan demansa yol açtığı, ancak işitme cihazı ve koklear implant gibi işitmeye yardımcı cihazların düzenli kullanılmasıyla bunama riskinin azaldığı ortaya konuldu.
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Odyoloji Bölüm Başkanı ve Türkiye Odyologlar ve Konuşma Bozuklukları Uzmanları Derneği Başkanı Prof. Dr. Gonca Sennaroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, işitme kaybının doğuştan olabileceği gibi kızamık, menenjit, kabakulak gibi çeşitli hastalık ve enfeksiyonlar, doğumda oksijen yetersizliği, baş ya da kafa travmaları ve bazı ilaç etkileşimleri ile yüksek sese maruz kalma gibi diğer faktörlere bağlı gelişebildiğini söyledi.
Genellikle binde 1 ile 3 arasında değişen doğuştan işitme kaybı oranının, okul çağında yüzde 3'ü bulduğunu belirten Sennaroğlu, bu sorunla çevresel faktörlerden kaynaklanabilen sorunlar nedeniyle erişkin dönemde ve ileri yaş grubunda karşılaşıldığını ifade etti. Sennaroğlu, işitme kayıplarının tek kulakta da gelişebileceğine dikkati çekti.
Hafif işitme kaybı bulunanların, gürültülü yerlerdeki konuşmaları, orta derecedekilerin ses şiddeti artmadan normal konuşmaları anlamada zorlandığını aktaran Sennaroğlu, ileri derecedekilerin ise kulaklarına yakın çok yüksek sesleri bile duymakta zorluk çektiğini anlattı.
Küresel ve yaşlı nüfustaki artışla birlikte işitme kayıplarının da yükseldiğini dile getiren Sennaroğlu, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, geçen yıl 466 milyon kişide işitme kaybı görüldüğünü söyledi. Sennaroğlu, "DSÖ'ye göre, önlem alınmazsa bu sayı 2030 yılına kadar 630 milyon işitme engelli birey olacak ve 2050 yılına kadar 900 milyon işitme engelli bulunacak. Artış eğilimi tersine çevrilmedikçe, sağlık sistemlerinde de tedavi maliyetleri önemli yer tutacak, kalifiye sağlık uzmanı ihtiyacı artacak." dedi.
İşitme kaybında tedaviye geç kalındığında hastalığın ilerlediğini ve kalıcı kayıp oranının daha da artabildiğini, bu kişilerin kendilerini toplumdan izole edebileceklerini, hem psikolojik hem de fizyolojik sorunlarla karşılaşabileceklerini vurgulayan Sennaroğlu, "Konuşmaların tamamını veya bir kısmını net olarak anlamama, sık sık tekrarlama veya açıklama istenmesi, konuşmalardan ya da sosyal ortamlardan geri çekilme, etrafındakilerin yüksek sesli konuşmalarını isteme, insanların açıkça değil mırıldanarak konuştuklarını düşünme, işitme zorluğuna bağlı gün sonunda yorgun hissetme gibi durumlar söz konusu olabiliyor." diye konuştu.
- "İşitmeye yardımcı cihazların kullanımı bunama riskini azaltıyor"
Prof. Dr. Sennaroğlu, özellikle yaşlılık döneminde işitme kaybında zamanında tedaviye başlanmamasının, zihinsel becerilerin hastalık nedeniyle zayıflaması ile kendini gösteren demansa (bunama) ve bu grupta en çok görülen alzaymır hastalığına zemin hazırladığını ya da tetiklediğini söyledi.
İşitme kaybı tedavi edilmediğinde kişinin toplumdan uzaklaşarak izole olduğuna işaret eden Sennaroğlu, "Yalnızlaşma, daha hızlı bir yaşlılık sürecine götürüyor. Bu durum da demansı ve alzaymırı tetikliyor." ifadesini kullandı.
Son yıllarda işitme kayıplarının demans üzerine etkisini ortaya koyan çalışmalara ağırlık verildiğini anlatan Sennaroğlu, bilimsel çalışmaların yer aldığı Lancet'te bu alanda yapılan bir araştırmanın yayımlandığını hatırlattı.
Prof. Dr. Sennaroğlu, araştırmaya ilişkin şu bilgileri verdi:
"University College London'da, İngiliz bilim insanlarınca yapılan 'Demansın Önlenmesi Müdahale ve Bakım' başlıklı araştırmada, dünya genelinde 47 milyon kişinin bunama problemi yaşadığı ve bu sayının 2050 yılında üç katına çıkacağının öngörüldüğü belirtildi.
Bunamanın, beyin damarlarında tıkanma, alzaymır hastalığı, vitamin eksiklikleri, depresyon gibi birçok nedeninin bulunduğu, ancak işitme kaybının da bunama için bir risk faktörü olduğu ortaya konuldu. Araştırma ile hafif derecedeki işitme kayıplarının bile uzun dönemde kişilerde bilişsel gerileme oluşturduğu gösterildi. Bununla beraber, işitme kaybının tedavi edildiğinde veya işitme cihazı ve koklear implant gibi işitmeye yardımcı cihazlar kullanıldığında bunama riskinin azaldığı saptandı.
Ayrıca, ABD'nin en önemli sağlık kurumlarından John Hopkins Üniversitesi Yaşlanma ve Sağlık Merkezi tarafından yapılan 'Yaşlı Bireylerde İşitme Kaybı ve Bilişsel Gerileme' başlıklı araştırmada da bin 984 yaşlı 6 yıl boyunca incelendi. Araştırma sonucunda, işitme kayıplı yaşlıların her yıl aşamalı olarak bilişsel gerileme yaşadığı görüldü. Hem yaşa bağlı işitme kaybı hem de bilişsel problemlerin, iletişim güçlüğü, izolasyon, yaşam kalitesinde düşme ve depresyonu beraberinde getirdiği ortaya konuldu."
Sennaroğlu, John Hopkins Üniversitesinde yapılan ve Hearing Research isimli bilimsel dergide yayımlanan "Yaşlı Erişkinlerde İşitme Kaybı-Epidemiyolojik Nedenlerden Ulusal Girişimlere" başlıklı bir başka araştırmanın yapıldığını anlatarak, "Araştırma ile işitme cihazı ve koklear implant gibi uygulamaların, yaşlıların konuşma ve anlama kapasitelerini artırdığını ve bu kişilerin zihinsel olarak daha az yoruldukları belirlendi." dedi.
Prof. Dr. Sennaroğlu, araştırma ile işitme kaybının negatif etkilerini önleyen işitme cihazlarının kullanılması durumunda beynin daha fazla uyarıldığının ve kişinin sosyal etkileşiminin arttığının tespit edildiğini aktardı.
- "Doğru ayarlanmış bir işitme cihazı, gürültü hissi yapmaz"
Yaşlılarda bunamanın ilerlememesi için işitme kaybının tespit edildiği andan itibaren odyolog (işitme bilimi uzmanı) tarafından uygun görülen işitme cihazlarının mutlaka kullanılması gerektiğini belirten Sennaroğlu, "Teşhis konur konmaz cihaza adaptasyon sağlanarak düzenli kullanılmalı. Böylece, beyine işitsel yolla giden bilgi eksikliği giderilmiş oluyor." diye konuştu.
İşitme cihazının mutlaka nasıl kullanılması gerektiğinin de iyi bilinmesi gerektiğinin altını çizen Sennaroğlu, cihazın gürültü yarattığı gerekçesiyle çıkarılmasının doğru olmadığını vurguladı.
Sennaroğlu, gürültü şikayetlerinin cihazın iyi ayarlanmamasından kaynaklandığına dikkati çekerek, "Hastanın şikayetleri doğrultusunda doğru ayarlanmış bir cihaz, gürültü hissi yapmaz. Hasta ilk kullanmaya başladığından itibaren Odyolog tarafından işitsel rehabilitasyona alınması gerekiyor ve işitme cihazlarının bu işin bilimini yapmış olan odyologlar tarafından ayarlanması gerekiyor." uyarısında bulundu.
Kaynak:
Bu haber toplam 355 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.