"İşçiler örgütlenme konusunda tamamen özgürdür"

"İşçiler örgütlenme konusunda tamamen özgürdür"

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak:- "İşçilerimiz, hakkını, hukukunu, kimin, hangi sendikanın en iyi şekilde koruyacağına inanıyorsa, o sendikanın şemsiyesi altında örgütlenme konusunda tamamen özgürdür" - "10 gün sonra İstanbullular

ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "İşçilerimiz, hakkını, hukukunu, kimin, hangi sendikanın en iyi şekilde koruyacağına inanıyorsa, o sendikanın şemsiyesi altında örgütlenme konusunda tamamen özgürdür." dedi.

Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 31 Mart'ta yerel seçimlerin sona erdiğini ancak iktidarın İstanbul'da seçimleri Ekrem İmamoğlu'nun kazanmasının ardından mızıkçılık yapmaya başladığını savundu.

İmamoğlu'nun 18 günlük başkanlığında İstanbulluların geçiminin kolaylaştığını, hayat pahalılığının gerilediğinin görüldüğünü belirten Öztrak, "Sarayın kibirli adamı seçimleri delilsiz, gerekçesiz iptal ettirdi." görüşünü savundu.

Seçmenin verdiği 4 oydan üçünün geçerli sayılırken, aynı zarftaki bir diğer oyun "sarayın emir kulu YSK" tarafından geçersiz sayıldığını aktaran Faik Öztrak, "Milletin verdiği mazbata masa başında çalındı. 10 gün sonra İstanbullular Ekrem İmamoğlu'nu bu defa kahir ekseriyetle yeniden seçecekler. Gerekçesiz gasp edilen hakkını İmamoğlu'na geri verecekler. Her şey çok güzel olacak." diye konuştu.

- Ekonomi yönetimine eleştiri

Türkiye'nin son 6 aydır seçim atmosferinden bir türlü çıkamadığını dile getiren Öztrak, ekonomideki krizin ise her geçen gün biraz daha derinleştiğini söyledi.

Önemli bir iç talep göstergesi olan otomotiv sektöründeki satışların mayıs ayında da düşmeye devam ettiğini belirten Öztrak, 2019'un ilk 5 ayında toplam araç satışlarındaki düşüşün yüzde 50'yi bulduğunu bildirdi.

Yine yılın ilk 5 ayında kredi kartı harcamalarının da reel olarak düştüğünü aktaran Öztrak, "Tüm bunlar tüketicilerin iştahının kesildiğini, geleceklere güveninin kalmadığını, borca battıklarını gösteriyor. Ama dün BDDK bir karar aldı ve bazı ürünlerde kredi kartı taksit sayılarını artırdı. Zaten borca batan millete 'vadeyi uzattım, biraz daha borçlan' diyerek bu işleri çözmeye çalışıyorlar. Aslında iktidar ezberini hiç bozmuyor. Vatandaşı borca batırarak işleri düzelteceğini sanıyor. Milletin borca değil, işe, aşa ihtiyacı var." diye konuştu.

Sadece tüketim değil, yatırım iştahının da kalmadığının altını çizen Öztrak, toplam yatırımların son üç çeyrektir gerilediğine işaret etti.

Dün "Mayıs Ayı Hazine Nakit Dengesi"nin açıklandığını anımsatan Öztrak, geçen yıl mayıs ayında 21 milyar lira fazla veren hazine nakit dengesinin bu yıl 15 milyar lira açık verdiğini bildirdi. Yine bu yılın ilk 5 ayında hazinenin toplam nakit açığının geçen yıla göre yüzde 478 artarak 67 milyar Türk lirasına çıktığını vurgulayan Öztrak, bütçedeki bozulmanın olağanüstü bir hale geldiğini dile getirdi.

Öztrak, yılın ilk 4 ayında 16 milyar lira olan faiz hariç açığın, 61 milyar liraya sıçradığını belirterek oysa program tanımlı bu açığın 2019'un tamamı için 2 milyar lira civarında planlandığını ileri sürdü.

En büyük sıkıntının ise sosyal güvenlik kuruluşlarının açıklarında olduğuna dikkati çeken Faik Öztrak, her türlü önleme rağmen iktidarın SGK'yi yeniden iflas noktasına getirdiğini iddia etti.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın cari açığın sıfırlanacağı şeklindeki sözlerini "garip" olarak değerlendiren Öztrak, "Hasta ruhunu teslim ederken, kanı çekilmişken acemi doktor 'bunun tansiyon sorunu kalmadı' diye övünüyor. Önemli olan ekonomi kanlı canlı iken tansiyon sorunun yaşamamak. Ekonomi büyürken cari açık vermemek." dedi.

ABD'nin uluslararası kontratlara rağmen Türkiye'yi F-35 ortak projesinden çıkarmaya hazırlandığını belirttiğini ancak Türkiye'den doğru düzgün ciddi bir tepki gelmediğini savunan Öztrak, şöyle konuştu:

"Şimdi bu küresel güçler onlar gibi her dediklerini yapan iktidarı neden istemesinler. Ekonomiyi bu hale küresel güçler falan getirmedi. Ekonomiyi bu hale getiren yatırım ve üretim yerine ithalatı, kazanç yerine borcu şişiren, sıcak paraya yaslayan bu AK Parti iktidarıdır. Böyle iktidar varken, bu memleketin dış düşmana da zaten ihtiyacı yoktur. Bütün seçim boyunca bekayı dinledik. Şimdi jeostratejik riskler artarken asker sayısını yarıya indirip güvenlik zafiyeti yaratmaktan çekinmiyorlar. Doğru düzgün Meclise de bilgi vermiyorlar. Ondan sonra da çıkıp sarayın kibirli adamı 'komuta kademesi güvenlik zaafını düşünemeyecek kadar basiretsiz mi?' diyerek sorumluluğu TSK'ye yıkıyor. 'Ben başkomutanım, ben tek adamım' derken birden bire son derece mütevazı hale geliyor."

- İşçilerin sendika değiştirmeye zorlandığı iddiaları

CHP'li belediyelerde işçilerin sendika değiştirmeye zorlandığı iddialarına da yanıt veren Parti Sözcüsü Faik Öztrak, iktidarın belediye işçileri ile partilerini karşı karşıya getirmek için "kumpas tezgahladığını" iddia etti.

Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz işçilerimizin özgürce örgütlenmesini daima savunduk, bunun mücadelesini verdik. Bu hakların anayasaya girmesini sağlayan bir partiyiz biz. CHP böyle bir parti. İşçilerimiz, hakkını, hukukunu, kimin, hangi sendikanın en iyi şekilde koruyacağına inanıyorsa, o sendikanın şemsiyesi altında örgütlenme konusunda tamamen özgürdür. Biz AK Parti gibi çalışanlara sendika dayatması yapmıyoruz. Herkesi kendileri gibi biliyorlar. AK Parti belediyeciliğinin cenderesinden, dayatmasından kurtulan çalışanların istedikleri sendikaya gitmelerini saray şimdi kalkıp da kimseye 'dayatma' diye yutturmaya kalkmasın. Alınteri döken, namusuyla çalışan her emekçi, her işçi bizim başımızın tacıdır."

Öztrak, 8 Temmuz 2018'de meydana gelen Çorlu tren kazasında hayatını kaybeden ve yaralananların yakınlarının Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunduğunu hatırlatırken, bu ailelere Anayasa Mahkemesi kapısında yapılan muameleyi şiddetle kınadıklarını bildirdi.

Faik Öztrak, Babalar Günü'nü de kutladı.

- Soruları yanıtladı

Öztrak, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Ordu'da yaşanan VIP tartışması hatırlatılarak, gazeteci Fatih Portakal'ın İmamoğlu'nun Vali'ye hakaret ettiği görüntüleri izlediği yönündeki açıklaması sorulan Öztrak, "Ekrem İmamoğlu gerekli açıklamayı yapmıştır. Kendisi tanınan bilinen bir insandır. Ne söylediğini kamuoyu önünde açıklamıştır. Bundan sonrasında süren tartışmanın ne olduğunu ben anlamakta zorluk çekiyorum. Burada açıkça yeniden başka bir gelişmenin olduğunu hissediyorum." diye konuştu.

Ekrem İmamoğlu'nun, pazar günü gerçekleştirilecek televizyon programı öncesi Binali Yıldırım'ın soruların görüşülmesini talep ettiğini söylediği belirtilerek, "Ama bu iddia hem program sunucusu İsmail Küçükkaya, hem de Binali Yıldırım tarafından yalanlandı. İmamoğlu, neden bu iddiayı ortaya attı?" yönündeki soru üzerine Öztrak, şunları söyledi:

"Bu yayınla ilgili Ekrem İmamoğlu şunu açıkladı. Dedi ki, 'Bu İsmail Küçükkaya'ya iletilmiş olan bir talep değil. Bunları genel başkan yardımcısı ve bizim grup başkanvekili kendi aralarında bu müzakerenin formatını tartışırken, Sayın Binali Yıldırım'ı temsil eden taraftan böyle bir talep geldi.' dedi. Dolasıyla İsmail Küçükkaya'nın bunu bilmesi mümkün değil. Buna cevap verecek olan Mahir Bey ve Engin Bey. Var mı yok mu böyle bir talep?"

ABD Savunma Bakanı Vekili Patrick Shanahan'ın, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'a gönderdiği mektup ile ilgili bir soruya Öztrak, şu yanıtı verdi:

"Mektup açık. Bu mektup ABD Savunma Bakanlığının web sitesinde yayınlanmamış olmasa bizim haberimiz olmayacaktı. Mektuptaki ifadeler geçmişte Türkiye'ye Kıbrıs Barış Hareketinden sonra Johnson Mektubuna benziyor. Ültimatomsa, ültimatom var. 'Ya bunları yaparsın ya seni şu projeden çıkarırız' diyorlar. İfade, ültimatom ifadesidir. Orda çok önemli bir başka husus var, 'bu konuda senato, kongre benim arkamda beni destekliyor' diyor. Bizde bu mektup Meclisimize gelmiş değil. Yeterli bilgi verilmiş vaziyette değil. Sanki S-400 meselesi, Amerika ile ilişkiler sarayın kişisel meselesi. Böyle olduğu zaman da karşı tarafa zayıf kalıyoruz. Gereken sertlikte, ağırlıkta yetersiz kalıyoruz. Bir hafta geçmiş hala Milli Savunma Bakanı cevap yazacaklarından bahsediyor. Açıklamalarına baktığımız zaman son derece zayıf açıklamalar. O mektuptaki gelişmelerle ilgili bilgi ve Türk tarafının yaklaşımıyla ilgili TBMM bir an önce bilgilendirilmelidir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "İstanbul ve Ankara'da kaybetmedik" yönündeki açıklaması da sorulan Öztrak, CHP'nin 11 büyükşehir belediye başkanlığını kazandığını söyledi.

Seçmenin iradesini açıkça ortaya koyduğunu vurgulayan Öztrak, "İlçe belediye başkanları adına saray konuşuyor. 'Şöyle yaparız, böyle yaparız.' Zararlarına olur. Millet iradesini ortaya koymuştur. Milletin iradesine rağmen birlikte çalışmayı reddetmek sonuç itibariyle millet tarafından cezalandırılır." dedi.

Binali Yıldırım'ın Twitter hesabından yapılan bir paylaşımda ekümenik ifadesinin kullanılması da sorulan Öztrak, "Ekümenik ifadesi, Türkiye'nin Lozan'da reddettiği bir ifadedir. Dolayısıyla eski bir başbakanın, TBMM Başkanının twitinde kalkıp ekümenik ifadesi kullanmasını anlamak mümkün değildir. Anlaşılan İstanbul'un rantını elden bırakmamak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklar." yanıtını verdi.

- Türkiye Gazeteciler Federasyonu üyeleri de izledi

Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Başkanı Yılmaz Karaca, yönetim kurulu üyeleri ve çeşitli illerin Gazeteciler Cemiyeti başkanları da basın toplantısını takip etti.

Toplantı sonunda söz alan yönetim kurulu üyeleri, yargı reformu paketinde yer alan bir madde ile resmi ilanların, yaygın ve yerel basında yayımlanma zorunluluğunun ortadan kalkacağını belirterek, CHP'nin bu konudaki düşüncesini Öztrak'a sordular.

CHP olarak Türkiye'nin tamamında basın özgürlüğünün en ufak sıkıntıya uğramaması için mücadele ettiklerini bildiren Öztrak, şunları söyledi:

"Bu çerçevede özellikle yerel basının kaynaklarını azaltmaya, kısıtlamaya, yerel basını zor duruma düşürmeye dönük bu düzenlemenin yapılmaması, bir an önce kaldırılması yönünde hareket etmemiz gerektiği inancındayız. Bu çerçevede Meclisteki arkadaşlarımız gerekli çalışmayı yürütüyorlar. Burada yapılmak istenen şey, yerel basının bitirilmesi ya da vesayet altında alınmasına dönüktür. Burada bu mesele eğer devlet üzerine yük oluyor, bütçeye yük oluyor diye bir görüş varsa bunu da çözebilmek mümkündür. Sonuçta icra, iflas ilanlarının paralarını satın alanlardan tahsil etmek de zor değildir. O nedenle böyle bir düzenlemenin karşısındayız. Bu düzenlemenin uygulamaya geçirilmemesi için arkadaşlarımız komisyonlarda gerekli çalışmayı yapıyorlar."




Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 101 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler