İKMİB "Kimya Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı Raporu"nu açıkladı
TİM Başkanı Mustafa Gültepe:- "Kimya temelli ürünler pek çok sektör tarafından ara mal olarak kullanılıyor. Yani kimya, tüm sektörlerin doğal tedarikçisi konumunda"- İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister:- "Kimya sektörümüzün sürdürülebilirlik trenini kaçırmadan, yeşil dönüşüm ve döngüsel ekonominin getireceği yeni dönemin oyun kurucuları arasında yer almasını istiyoruz"
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları içindeki 17 amacın tamamına katılmakla birlikte, sektörün en fazla etkileneceği 5'i birincil, 3'ü ikincil öncelikli 8 amaç belirlediklerini belirterek, "Sürdürülebilir bir kimya sektörünün 4 temel taşıyıcı ayak üzerine inşa edilmesi için de geniş bir vizyon perspektifiyle birlikte üzerimize düşen görevleri adım adım sıraladık." ifadelerini kullandı.
Birlikten yapılan açıklamaya göre, İKMİB, küresel ticaretin geleceğini doğrudan etkileyecek yeşil ekonomi ve döngüsel ekonomi kavramlarıyla beraber sektörü bekleyen değişim ve dönüşüme öncü olması hedeflenen yeni bir rapora imza attı.
Sektör temsilcileriyle ve ihracatçılarla paylaşılan "Kimya Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı Raporu"nun tanıtım toplantısı İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister'in ev sahipliğinde Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe ve İKMİB Yönetim Kurulu ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleştirildi.
- "AB pazarında payımızı korumak ve artırmak için Yeşil Mutabakat’a uyum hayati önem taşıyor"
Açıklamada toplantıdaki konuşmasına yer verilen TİM Başkanı Gültepe, AB Yeşil Mutabakatıyla 2050'de Karbon sıfır hedefine odaklanıldığını aktararak, pazardaki gücü korumak ve artırmak için ihracatı Yeşil Mutabakat kriterlerine uyarlanması gerektiğini vurguladı.
Gültepe şöyle devam etti:
"Kimya sektörümüzün yol haritasının hazır olması önemli. Çünkü kimya temelli ürünler pek çok sektör tarafından ara mal olarak kullanılıyor. Yani kimya, tüm sektörlerin doğal tedarikçisi konumunda bulunuyor. Kimya ülkemizde de en büyük ihracatçı sektörlerimiz arasında yer alıyor. 2022'yi 33,5 milyar dolarla lider tamamlamıştı. Bu yıl küresel pek çok zorluğa rağmen 11 ayda 28 milyar dolara yaklaştı. Özellikle AB pazarında payımızı korumak ve artırmak için Yeşil Mutabakat'a uyum hayati önem taşıyor. Çünkü Yeşil Mutabakat'a uyum süreci hızlanıyor. Yeşil dönüşüm zorlu ve maliyetli bir süreç. Özellikle KOBİ düzeyindeki firmaların öz kaynaklarıyla dönüşümün altından kalkamayacakları için finansman çok önemli. İGE AŞ ile dönüşümün finansmanı için çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca KOSGEB, ‘Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’ kapsamında önemli bir destek programını devreye aldı. Teşvik programlarının önümüzdeki dönemde artarak devam edeceğine inanıyorum. Bu inançla Kimya Sektörümüzün Sürdürülebilirlik Eylem Planı’nın hayırlı olmasını diliyorum."
- "Kimyada daha fazla ihracat için sürdürülebilirliğe adapte olmamız şart"
İKMİB Başkanı Pelister de sadece kimya sektörünü değil, kimyanın dokunduğu tüm lokomotif sanayi alanlarını da doğrudan ilgilendiren bir sürdürülebilirlik haritası hazırladıklarının altını çizdi.
Pelister, "Yakın dönemde hayatımıza giren 'Yeşil Ekonomi' ve 'Döngüsel Ekonomi' kavramları, kimya ihracatımızın geleceğini doğrudan etkileyecek kritik bir uyum sürecini de beraberinde getiriyor. Özellikle ihracatımızın yüzde 40'tan fazlasını kapsayan AB pazarını ele aldığımızda, Yeşil Mutabakat ile birlikte devreye girecek 'Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması', 'Fit for 55' ve 'AB Emisyon Ticaret Sistemi' (ETS) tüm sektörlerimizi olduğu gibi kimyayı da ciddi boyutta etkileyecek." ifadelerini kullandı.
Hazırladıkları "Kimya Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı Raporu" ile kimyanın bu alandaki değişim ve dönüşümünün rotasını belirlediklerine dikkati çeken Pelister, kimya sektörünün diğer tüm sektörlere dokunan ve girdi sağlayan stratejik bir konumda olduğunu ve kimya sektöründeki değişimin diğer tüm sektörleri de etkileyeceğini belirtti.
- "Kimyada sürdürülebilirliğin inşası için öncelikli 8 amaç ve 4 temel taşıyıcı ayak belirledik"
Pelister, sera gazı emisyonlarından enerji ve su yönetimine, ürün tasarımından geri dönüşüme kadar, yeşil dönüşüm ve döngüsel ekonomide kimya sektörünün hazırlıklı olması gereken tüm değişim sürecinin rehberini hazırladıklarına dikkati çekti. Pelister, hazırladıkları eylem planı raporu ile kimya sektörünün, ihracatçı firmaların adım adım izleyeceği bir rota çizdiklerini anımsatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kimya sektörü olarak BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları içindeki 17 amacın tamamına katılmakla birlikte, sektörümüzün en fazla etkileneceği 5'i birincil, 3'ü ikincil öncelikli 8 amaç belirledik. Sürdürülebilir bir kimya sektörünün 4 temel taşıyıcı ayak üzerine inşa edilmesi için de geniş bir vizyon perspektifiyle birlikte üzerimize düşen görevleri adım adım sıraladık. Düşük Karbonlu Ekonomi, Kaynak Verimliliği, Yatırım İhtiyacı, İnsanları ve Gezegeni Önemsemek başlıkları altında 16 alt sektörümüzün sürdürülebilirlik seferberliğini başlatması gerekiyor. Dolayısıyla kimya sektörümüzün sürdürülebilirlik trenini kaçırmadan, yeşil dönüşüm ve döngüsel ekonominin getireceği yeni dönemin oyun kurucuları arasında yer almasını istiyoruz."
- "Ülkemizde ivedilikle ETS kurulmalı ve karbon fiyatlama düzenlemesi getirilmeli"
Adil Pelister, Türkiye'nin en fazla ihracat gerçekleştiren iki sektöründen biri olan ve son 5 yılda 130 milyar doların üzerinde ihracat yapan kimya sektörünün sürdürülebilirlik ekseninde yapacağı reformlarla küresel ticaretteki kaslarını koruyacağına inandığını kaydetti.
Pelister, "2034 ile birlikte maliyetler aşamalı olarak yükselecek. Bu nedenle, ülkemizde ivedilikle emisyon ticaret sistemi (ETS) kurulması ve karbon fiyatlama düzenlemesi getirilmesi çok önemli." açıklamasında bulundu.
Kaynak:
Bu haber toplam 112 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.