İçişleri Bakanı Soylu AA Editör Masası'na konuk oldu: (5)
"Doğu ve Güneydoğu, önümüzdeki 10-15 yılın tekstil üretim merkezi haline geliyor"- "Etrafımızdaki coğrafyayı bir ateş çemberine çevirmeye çalışanlara nasıl Doğu ve Güneydoğu'da müsaade etmediysek Orta Doğu'da da aynı şekilde müsaade etmeyiz"
ANKARA (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Doğu ve Güneydoğu'nun 10-15 yılda tekstil üretim merkezi haline geleceğini söyledi.
Soylu, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Diyarbakır annelerinin girişimleri ve teslim olan çocukların nasıl bir süreçten geçtiğiyle ilgili soru üzerine Bakan Soylu, "Bunların bir kısmı adli kontrolle serbest bırakılıyor. Hacire Ana ile başladı bu iş. Hacire ananın itirazıyla ve isyanıyla başladı. Netice itibariyle oğlunu serbest bırakmak durumunda kaldılar. Ondan sonra iş kendi başına yayıldı, gitti ve doğal olarak ve doğru bir mecraya oturdu. Orada büyük bir cesaret oluştu. Birle başladı, 5 oldu, şu anda 105 aile." ifadelerini kullandı.
Çocukların teslim olması sonrasında devletin her meselesiyle ilgilendiğinin altını çizen Soylu, "Devlet rehabilitasyonundan, bu travmayı atlatmasına kadar her türlü meseleyle ve aileleriyle ilgileniyoruz. Bizim sorumluluğumuzdur çünkü. Biz çocukların dağa gitmesini engellemek durumundayız. Çocukların terör örgütüne katılmasını engellemek durumundayız." diye konuştu.
Soylu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki turizm rakamlarını aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son 3 yılda Tunceli'de turizm yüzde 350 arttı. Yüzde 200 Mardin'de, yüzde 200 Diyarbakır'da arttı. Yüzde 60 üniversite öğrenci sayısı toplam 26 vilayette arttı huzur olunca. Doğu ve Güneydoğu önümüzdeki 10 yılın, 15 yılın tekstil üretim merkezi haline geliyor. Ağrı'da, Tunceli'de, Mardin'de, Diyarbakır'da tekstil üretim atölyelerinde çalışıyorlar. Nereye üretiyorlar? Dünyaya. Dünyanın en önemli spor üreticilerinden birisi bugün Ağrı'da. Fransa'nın en önemli markaları Ağrı'ya geliyor."
Bakan Soylu, bölgede huzurun tesis edilmesi sonrasında lisanslı sporcu sayısının 800 binden 1 milyon 200 bine çıktığını söyledi.
Kültürel gelişmenin terörizmle mücadelenin belki de en önemli meselelerinden birisi olduğuna işaret eden Soylu, "Bir taraftan spora, bir taraftan mesleklerine, bir taraftan yüz binlerce çocuk kodlama eğitimi alıyor. Bilişimle, yazılımla beraber buluşuyor. Büyük bir kampanya olarak Doğu ve Güneydoğu'da devam etmektedir." şeklinde konuştu.
Yoğun ilgi nedeniyle Mardin'de Tunceli'de otellerde yer bulunamayacağını belirten Soylu, inanç ve kültür turizminin bu yıl en üst seviyesine geleceğini vurguladı.
Soylu, şu bilgileri verdi:
"Türkiye ekonomisinin Doğu ve Güneydoğu'da üzerine koyabileceği, havuzun bir kısmını doldurabileceği alanı boş. Yani oranın kapasitesini yükseltmek bizim için çok rahat bir şey. Bunun Türkiye ekonomisine katkısını da gelişimine katkısını da yükseltebilmek çok rahat bir şey. Bir taraftan üniversitelerimiz bir taraftan ekonomik aygıtlarımız bir taraftan sosyo-kültürel aygıtlarımız bütün bunların tamamı güçlü bir gelişim oluşturacak."
Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu'da huzuru, barışı, sükunu elde ettiğini belirten Soylu, sözlerine şöyle devam etti:
"Bizim üzerimizde bir sorumluluk daha var. Karıştırılan Orta Doğu'yu da bu şekilde düzeltmek zorundayız. Bizim sorumluluğumuz bu. Güneydoğu ve Doğu'nun Orta Doğu nezdinde çok güçlü bir ağırlığı vardır. Hem demografik hem stratejik hem de coğrafi ağırlığı vardır. Doğu ve Güneydoğu'dan uzanabilmek çok daha kolay. Öbür taraftan uzandığımız andan itibaren şunu söyleyebilirim ki, etrafımızdaki coğrafyayı bir ateş çemberine çevirmeye çalışanlara nasıl Doğu ve Güneydoğu'da müsaade etmediysek Orta Doğu'da da aynı şekilde müsaade etmeyiz."
Soylu, Orta Doğu'daki gelişmelerin Türkiye'yi etkilediğini vurgulayarak, "Sizin Suriye'de ne işiniz var?" diyenlere şu karşılığı verdi:
"Orayı terör koridoru haline getirseler bize Türkiye'de rahat yaşam bırakacaklar mı? Müdahalelerini ortaya koymayacaklar mı? Burada Türkiye'yi terör kampı haline getirmek için ellerinden geleni yapmayacaklar mı? O zaman turizm tesislerimiz, üretim tesislerimiz, turizm, spor tesislerimiz ne işe yaracak?"
Meclisten de "Suriye'de İdlib'de ne işimiz var?" sorularının geldiğini aktaran Soylu, "Afrin'de kuracak, Cerablus'ta kuracak, Mare'de kuracak, Resulayn'da kuracak, Telabyad'da kuracak ondan sonra diyecek ki diyor 'Zaten burayı alacağım' diyor. Burayı kendi içerisinde istikrarsızlık yapısı haline getirecek. Biz bunu mu istiyoruz?" ifadelerini kullandı.
Soylu, "Sadece memleketin hayat standartlarının yükselmesi, kişi başına gelir seviyesinin yükselmesi, insani kalkınmanın daha fazla olması için mücadele veriyor değiliz. Bizden sonra gelecek nesillere daha güçlü ve huzurlu bir Türkiye bırakabilmek daha müreffeh Türkiye bırakabilmek için çalışıyoruz." dedi.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesine turizm ziyaretlerinin yapılması konusunda tavsiyelerde de bulunan Bakan Soylu, "İki gün önce yeğenim Mardin'e gitmiş. Bana oradan fotoğraflar atıyor. Dayı 'bize burayı unutturmuşlar' diyor. Memleketi birbirine özletmişler, terör özletmiş." diye konuştu.
- "Birileri lütfen Cumhurbaşkanımızı izlesin"
Soylu, geçen yılın Göbeklitepe yılı ilan edilmesinin çok önemli olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
"Bu yıl Patara yılı. Birileri lütfen Cumhurbaşkanımızı izlesin. Bir taraftan Malazgirt'i yeniden bu ülkenin gündemine getirmesi. Bir taraftan Ahlat'ta cumhurbaşkanlığına ait bir yerleşke oluşturmaya çalışması. Biz, Türkiye'nin geleceğine bir şeyler bırakmak istiyoruz. Türkiye'nin birliğini, bütünlüğünü, büyüklüğünü ve bundan istifade edecek etrafımızdaki coğrafyanın ve insanlığın ne noktaya gelebileceğini bırakmak istiyoruz."
Tunceli Valisine "Dünyada yeni bir turizm modeli gelişiyor. Çadır, çadırların ötesinde lüks oteller gibi bir şey oluyor. Birini ikna edebiliyorsan gel, yap" dediğini anlatan Soylu, valinin önerisini hayata geçirdiğini ve çadırların geçen sene tümüyle dolduğunu anlattı.
- "Türkiye'nin turizmde keşfedilmemiş hazineleri var"
Doğu ve Güneydoğu'da ve Türkiye'nin dört bir yanında keşfedilmemiş ve dokunulmamış hazinelerin bulunduğunu hatırlatan Soylu, şunları kaydetti:
"Dünyanın neresinde iki peygamber yan yana yatıyor? Bana birisi söylesin. Hazreti Zülkifl ve Hazreti Elyasa Diyarbakır'da yan yana yatıyorlar. Böyle bir zenginlik olamaz. Orada bir peygamber olduğunu iddia ettiğimiz daha var ama iki peygamber Kuran-ı Kerim'de geçiyor. Muhteşem bir doğası var. Geçen Elazığ'dan Diyarbakır anneleriyle bir buluşmaya gittim. Basına kamuoyuna kapalı, onlarla biraz hasbihal ettik, dinledim. Giderken hanımla beraber peygamberlere uğradık. Orası muhteşem bir doğadır, Veysel Karani'den tutun Tillo'ya kadar doğal güzelliklerine kadar muhteşem bir yer Doğu ve Güneydoğu."
(Sürecek)
Kaynak:
Bu haber toplam 107 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.