Göçerlerin ayrılmaya başladığı Sinek Yaylası'ndaki hayvanlar çobanlara emanet
Ağrı'nın meşhur Sinek Yaylası'ndaki çobanlar binlerce küçükbaş hayvanı özellikle geceleri soğuyan havaya rağmen zorlu arazi şartlarında otlatmaya devam ediyor- Çobanlardan İbrahim Artan:- "Yaylacıların çoğu gitti, bizim de sayılı günlerimiz kaldı. Biz de yavaş yavaş gideceğiz. Karla beraber burayı da beyaz bir örtü kaplayacak. Burada kara da doluya da yakalandık"
ABDULLAH SÖYLEMEZ/MUHAMMET ALİ ATEŞ - Ağrı'nın en büyük yaylalarından, zengin su kaynakları ve bitki örtüsüne sahip Sinek Yaylası'nda yaz ayları boyunca çadırlarda kalan göçerler dönüşe geçti, çobanlar ise hayvanları otlatmaya devam ediyor.
Tarım ve hayvancılığın yaygın yapıldığı illerden Ağrı, sahip olduğu Aladağ ve Sinek gibi birçok yaylasıyla her yıl yaz aylarında çok sayıda göçer aileyi ağırlıyor.
Kentin kuzeyi boyunca oldukça geniş bir alana yayılan, zengin bitki örtüsü ve su kaynaklarına sahip olduğu için daha çok tercih edilen Sinek Yaylası bu yıl da ilkbahar aylarından itibaren çok sayıda göçer aileye ev sahipliği yaptı.
Yaylada mayıstan bu yana aileleriyle kıl çadırlarda yaşamlarını sürdüren göçerler, küçükbaş hayvanlarını kırkarak sağdıkları sütlerle kış için tereyağı, peynir gibi ürünler üretti.
Özellikle yağışlı geçen temmuz ayında zor günler geçiren ve zaman zaman doluya yakalanan göçerler, rakımı yüksek olduğu için serin olan yaylada hayvanlarını otlattı.
Havaların soğumaya başlamasıyla göçerlerin büyük bir bölümü çevre iller ve köylerine dönerken, kalan aileler de bu sıralar dönüş için hazırlıklarını yapıyor.
Çadırlar ve eşyalarını kamyonlarla köylerine götüren göçerlerin ardından çobanların zorlu mesaisi bir süre daha devam edecek.
Çobanlar, zorlu coğrafyada gece gündüz demeden soğuk havaya rağmen hayvanları otlatıp bir süre sonra memleketlerine dönecek.
- Süt ve peynirlerini yapıp mandıraya verdiler
Iğdırlı göçer Kadir Tutulmaz, AA muhabirine, Sinek Yaylası'nın hem su hem de bitki örtüsü açısından çok verimli olduğunu söyledi.
Hayvancılıkla uğraştıklarını ve mayıs ayının sonuna doğru yaylaya geldiklerini dile getiren Tutulmaz, "Yayla hayatı zordur, hayvancılık da zor bir meslektir. Ailelerimiz ve çocuklarımızla yaylaya gelip yaklaşık 5 ay kalıyoruz. Hayvanlarımızı sağıyoruz, kırkıyoruz. Sütümüzle peynir yapıyoruz, mandıraya veriyoruz. Hayatımız bu şekil devam ediyor." dedi.
Önceki seneler Ardahan, Kars ve Erzurum bölgelerine gittiklerini, bu yıl da Sinekli Yaylası'na geldiklerini ifade eden Tutulmaz, yaklaşık 1 aydır havaların soğuduğunu, çadırda kaldıkları için de bu durumdan olumsuz etkilendiklerini belirtti.
Tutulmaz, çadırları toplamaya başladıklarını ve bugünlerde köylerine gideceklerini, çobanların da yaklaşık 25 gün daha yaylada hayvanları otlatmaya devam edeceğini söyledi.
- Yayla çobanlara kaldı
Çobanlardan İbrahim Artan, nisanın ortalarında hayvanları yaylaya getirdiklerini, zorlu coğrafyada işlerini severek yaptıklarını anlattı.
Bu sıralar Balık Gölü ve çevresinde hayvanları otlattıklarını aktaran Artan, şunları kaydetti:
"Bu sene havalar bazen iyiydi ama temmuz ayında kötüydü. Gece gündüz demeden hayvanlara baktık. Aslında çobanlık güzel meslek. Sinek Yaylası da çok güzel bir yer. Yaylacıların çoğu gitti, bizim de sayılı günlerimiz kaldı. Biz de yavaş yavaş gideceğiz. Karla beraber burayı da beyaz bir örtü kaplayacak. Burada kara da doluya da yakalandık. Yaylada göçerler gitti, sadece çobanlar kaldı."
Kaynak:
Bu haber toplam 39 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.