Göçer ailenin kızı Elif doğduğu yaylada şimdi öğretmenlik hayali kuruyor

TEVHİD FURKAN NEHRİ - Erzincanlı göçer ailenin kızı Elif Beydili, dünyaya geldiği Erzurum'daki Dumlubaba Yaylası'nda bir yandan ailesine destek olup hayvanları otlatıyor, diğer yandan da matematik öğretmeni olmanın hayalini kuruyor.

Dumlubaba Yaylası'nda 1999 yılında doğan Beydili, Erzincanlı olan ailesinin her yaz mevsiminde hayvanlarını getirdiği bölgede büyüdü.

Yaylada hazırlanarak kazandığı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü'nden bu yıl mezun olan ve pedagojik formasyon eğitimini de tamamlayan Beydili, kep attıktan sonra ailesine destek olmak için yaylaya geldi.

Yaylada bir yandan hayvanları otlatıp bir yandan da kitap okuyan Beydili, Kamu Personel Seçme Sınavı'nda (KPSS) başarılı olup öğretmenliğe adım atmanın hayalini kuruyor.

- "Öğretmen olduğumda da buradan kopmam çok zor"

Elif Beydili, AA muhabirine, her yıl olduğu gibi bu sene de 4 ay ailesiyle vakit geçireceğini söyledi.

Yaylada doğduğunu ve bölgeye her geldiğinde babasının nerede doğduğunu kendisine gösterdiğini ifade eden Beydili, şöyle konuştu:

"Kendimi bildim bileli buraya geliyorum. Ailem ben doğmadan çok çok önceleri de buraya geliyormuş. Buralardan uzaklaştıkça burayı çok ararım. Çocukluğum, her şeyim burada geçti, birçok anım var. Üniversiteden bu sene mezun oldum. Sınavlarımı bitirip ailemin yanına geldim. Bölümüm gereği öğretmenlik alanında ilerlemek istiyorum. Bu süreçte sınava hazırlanacağım. Kamu Personeli Seçme Sınavı'ndan iyi puan alıp atanmayı bekleyeceğim. Öğretmen olduğumda da buradan kopmam çok zor. İster istemez merak eder gelirim."

Beydili, yaylada yaşamanın zorlukları olduğu kadar güzelliklerinin de bulunduğunu belirterek, "Buradaki insanlarla yeni arkadaşlar edinebiliyorum, yeni toplumlar tanıyorum, farklı kültürlerden insanlarla tanışma imkanım oluyor. Bir şeyler paylaşabilme imkanım oluyor. Birçok şey yaşıyoruz, öğreniyoruz, görüyoruz. Şehir hayatından uzaklaşıyoruz. Burada insan kendini iyi hissediyor. Kafamızı toplama kendimize dönme imkanımız oluyor. Dış dünyadan kopuyoruz. Aslına bakarsanız yayla, terapi gibi bir ortam." diye konuştu.