"Gerçek Zamanlı Oyun Motorları ve Dijital Sanat: Sinemadan Oyunlara Uzanan Yolculuk" paneli düzenlendi

"Gerçek Zamanlı Oyun Motorları ve Dijital Sanat: Sinemadan Oyunlara Uzanan Yolculuk" paneli düzenlendi

"Gerçek Zamanlı Oyun Motorları ve Dijital Sanat: Sinemadan Oyunlara Uzanan Yolculuk" paneli Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.Anadolu Ajansının Global İletişim Ortağı olduğu İstanbul Dijital Sanat Festivali kapsamında düzenlenen...

"Gerçek Zamanlı Oyun Motorları ve Dijital Sanat: Sinemadan Oyunlara Uzanan Yolculuk" paneli Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi.

Anadolu Ajansının Global İletişim Ortağı olduğu İstanbul Dijital Sanat Festivali kapsamında düzenlenen panelin moderatörlüğünü, festivalin oyun alanı küratörlerinden Rahim Ünlü üstlendi.

Oyun bölümüne "Never Grow Up" VR ile katılan Belçikalı sanatçı Karen Vanderborght, panelde yaptığı konuşmada, yakında bedava indirilebilecek interaktif oyunun, çocukluk dönemine ait travmalara odaklandığını dile getirdi.

Vanderborght, çoğu insanın oyunu komik bulduğunu belirterek, "Kötü çocukluk yaşamış katılımcılar ise oyunla bağlantı kurabiliyor. Kötü bir çocukluk deneyimi tüm hayatımız boyunca birlikte taşıyacağımız bir şey. Bu sebeple insanlar için bu interaktif deneyim bir bakıma katarsis oluyor. Oyun görünüm olarak çocuk oyunu gibi renkli ama ses efektleri daha garip ve yetişkinlere hitap ediyor." dedi.

- "Bilgisayarların ne kadar farklı şekilde etkileyebileceğini ve yansıtılabileceğini göstermek istedik"

Alman sanatçı Tim Deussen de festivale katıldığı kuantum fiziğini konu alan oyununa ilişkin bilgi verdi.

Bilgisayar teknolojileri ile sanal gerçekliği bir araya getiren oyunun Alman Sanayi Bakanlığı tarafından desteklendiğini aktaran Deussen, şunları kaydetti:

"Kuantum fiziği sizi paraleller, paradokslar farklı ihtimaller gibi çok daha derin konulara götürüyor. Bu konuyu tabii ki aşırı derinlemesine işleyemeyecek olsak da bunu çocuklara göstermek ve onlara dünyanın düşündüklerinden daha özgür ve bağımsız ihtimallerle dolu olduğunu yansıtmak istedik. Aynı zamanda bilgisayarların ne kadar farklı şekilde etkileyebileceğini ve yansıtılabileceğini göstermek istedik. Bilgisayarın çok yararlı yönde kullanılabildiği gibi aynı zamanda zarar verici ve yaralayıcı yönleri de olabileceğini, bunun da kullanıcının da tercihine bağlı olarak değiştiğini göstermeye çalıştık."

Deussen, sanatçıların teknolojinin kullanıcılara ne yaptığını yansıtmasının çok önemli olduğunu vurguladı.

Büyük bir teknolojik devrimin içinde olmanın zorluğuna dikkati çeken Deussen, değişimin bireysel ve toplumsal etkilerine değinerek, bu değişimi sorgulamak gerektiğini ifade etti.

- "Bir oyun motoruyla çalışmak beni şaşırttı"

Latin Amerikalı yönetmen Emilia Sanchez Chiquetti de konuşmasında 2018'den beri çalıştığı ve Amazon havzasındaki bölgeleri birleştiren 360 derece sanal gerçeklik deneyimi projesini anlattı.

Yaratıcılık sürecinde genelde çok büyük alanlarda ve geniş kitlelerle çalışmayı sevdiğini dile getiren Chiquetti, şu bilgileri verdi:

"360 derece videolarla çalışırken, bir kişinin hikayesini deneyimlerken en iyi anladığım şey, diyaloğun ve iletişimin ne kadar önemli olduğuydu. Hatta 360 deneyiminden sanal gerçekliğe geçmemin en büyük sebebi de bu diyaloğun önemiydi. Sanal gerçekliğe geçtiğimde gitgide takımımıza daha çok kişi dahil oldu. Böyle bir büyümeyi beklemiyordum. Aynı zamanda da bir anda bir oyun motoruyla çalışmak beni şaşırttı. Sonuç olarak 23 kişilik bir ekip olduk ve bir yandan insanlar arka planda el çizimleriyle ve boyamalarla üretim yaparken, aynı zamanda bu üretimler dijital ortama dökülüyordu. Sonuç olarak Amazon'daki ormanın içinde yürüyerek bir sürü farklı deneyimle karşılaşabileceğiniz, burada da gösterdiğimiz sanal gerçekliği yarattık."

Sanal gerçeklikteki etkileşim hakkında da konuşan Chiquetti, insan ile dış dünya arasındaki iletişime ilişkin, "İlk olarak örneğin vücudumuzun bir yağmur ormanıyla nasıl iletişime geçtiğini ve nasıl tepki verdiğini ortaya koyduk. Farklı bölgelerde vücudun tepkileri ve deneyimleri içten içe birbirlerine çok bağlı. Sonuç olarak doğayla bir etkileşim içinde bulunuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

- "Katılımcının da interaktif bir şekilde rol alabileceği sanat eserleri kurmayı önemli buluyorum"

Festivalde ilk günün akşamında açık havada yapılan audio vision gösterisinde eseri olan İranlı sanatçı Mohsen Hazrati ise çalışmalarında İran'ın edebiyatından ilham aldığını söyledi.

Hazrati, edebiyat ve dijital sanat arasında köprüler kurmak istediğini vurgulayarak, "Edebiyattan bir şeyler almak ve parçalarını dijital sanata aktarmak istiyorum. Aynı zamanda teknolojiyle ve teknolojinin gelişimiyle de ilgileniyorum. Özellikle de teknoloji bağlantısıyla kendimizi nasıl aktarabileceğimizi, örneğin metaforların dijital dünyada teknolojiyle nasıl görselleştirilebileceğini düşünüyorum. Bilgiye dayalı görsellikleri, sanat eserlerini çok etkileyici buluyorum. Bu eserlerle birlikte katılımcının da interaktif bir şekilde rol alabileceği sanat eserleri kurmayı önemli buluyorum." dedi.

İstanbul Dijital Sanat Festivali'nde sergilenen eserinin Kovid-19 salgınında ortaya çıktığını söyleyen Hazrati, bir aracı insan gibi tasvir ettiği eserinde, kullandığı manken parçalarının izleyiciyi farklı bir yolculuğa çıkardığını belirtti.

Hazrati, içine mikrofon konan ve Chat GPT gibi yapay zekalarla zenginleştirilen eserlerin katılımcıyla etkileşime girdiğine dikkati çekti.

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 96 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler