Erdoğan, Pakistan dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtladı: (3)
"(İş Bankası hisseleri) Hukukçu arkadaşlarımızla beraber de bu çalışmayı tam manası ile 'Hukuki bir zemine oturtalım' dedik. Zannediyorum birkaç hafta içerisinde onun neticesini de kendilerinden alacağız. Fazla geciktirmeye niyetimiz yok. Vakit kaybına ta
ANKARA (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İş Bankası'ndaki CHP hisselerine ilişkin çalışmadaki son duruma ilişkin, "Hukukçu arkadaşlarımızla beraber de bu çalışmayı tam manası ile 'Hukuki bir zemine oturtalım.' dedik. Zannediyorum birkaç hafta içerisinde onun neticesini de kendilerinden alacağız. Fazla geciktirmeye niyetimiz yok. Vakit kaybına tahammülümüz yok." yanıtını verdi.
Erdoğan, Pakistan ziyaretinden yurda dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. Bir gazetecinin, "Askeri mahkemeler kaldırılmasaydı 15 Temmuz gecesi, 'Darbecileri tutuklayın' diye emir verebilirler miydi?" sorusu üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
"Mümkün değil çünkü emrinde olduğu bir makam. Ayrıca o listelere baktığınız zaman kimi görüyorsunuz? İşte o talimatı verenleri görüyorsunuz. Onların şimdi bir kısmı içeride, bir kısmı öyle veya böyle zannediyorum çıkanlar var. Tablo bu ama tek soru: bir mahkeme başkanı albay acaba kalkıp da Sayın Başbuğ'u yargılayabilir mi? Veya ona ceza verebilir mi? Şimdi biri de diyor ki 'Ben şu anda onun adına konuşuyorum.' Diyen kim? Bakıyorsunuz CHP'nin Grup Başkanvekili. Sen ne zamandan beri Başbuğ'un avukatı oldun? Onun adına konuşuyorlar. Bırak da varsa avukatı konuşsun. Ve bu kişi parlamentoda. Aynı şekilde zaten Bay Kemal de konuşuyor. İstikamet aynı. Nasıl çıkacaklar buna bakıyorlar. Ben de çok açık net söylüyorum, buradan çıkamayacaklar. Tek güvenceleri şu anda bunlarla ilgili olan yasalar. Şimdi onlar bu yasalara güveniyor. Onu da söyleyeyim, bu yasaları da biz çıkardık kusura bakmasınlar."
Bir gazetecinin, İlker Başbuğ'un "Bu ülkede FETÖ ile gerçek anlamda mücadele edecek Sayın Erdoğan'dı. O olmasa idi kimse mücadele edemezdi." sözlerinin hatırlatması üzerine Erdoğan, "Geçmişte" karşılığını verdi.
FETÖ üzerinden farklı argümanlarla gelindiği, geçmişte "kontrollü darbe" argümanı olduğu, son dönemde ise yeni bir şeyin denenip denenmediğine ilişkin soruya da Erdoğan, "Ben şunu çok merak ediyorum, bunlar kontrollü darbe ile acaba ne dediklerini önce kendileri anlamışlar mı? Ben bunların kontrollü darbe ile ne dediğini anlamış değilim çünkü ben Kılıçdaroğlu'nun kontrollü darbe ile ne dediğini anladığını zannetmiyorum. Çıkıp bunu izah etmesi lazım." yanıtını verdi.
- "Elinde neyi var neyi yok herkes meydanlara dökülür"
Bir başka gazetecinin, son dönemde şu anda konuşulan bütün konuların aslında Enver Altaylı'nın iddianamesinin ortaya çıkmasından sonra gündeme geldiğini belirterek "Adeta o iddianame, Türkiye'de küllenmiş ya da eski vesayetçileri biraz panikletmiş gibi görünüyor. Hem İlker Başbuğ'un açıklaması hem de Sayın Kılıçdaroğlu'nun açıklaması. Bu iddianame neticesinde FETÖ'nün asıl ayağı, FETÖ'nün asıl üs hattına ulaşılma gibi bir durum söz konusu. Dolayısıyla onları paniklemiş görüyor musunuz? Türkiye'de bu saatten sonra darbeye niyetlenecek kimseler var mıdır?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Bunlar, özellikle 15 Temmuz'da zaten gerekli cevabı aldılar. Ve milletimiz de bu konularda artık çok ciddi bir deneyimi şu anda kazanmış durumda. Yani böyle bir şey olduğu anda artık bizim milletimiz, 'Kapıdan dışarı çıkalım mı, çıkmayalım mı?' demez. Elinde neyi var, neyi yok, herkes meydanlara dökülür. Bunun en güzel cevabını 15 Temmuz'da verdik. Bundan sonra da ben milletimin aynı şekilde karşılık vereceğine olan imanım kesinlikle tamdır. Kaldı ki biz, Marmaris'ten Hande Hanım'ın bizimle telefon bağlantısına verdiğimiz cevapla beraber herkesi meydanlara davet ettik."
Meydanlara davetine milletin de aynı kararlılıkla cevap verdiğini ve meydanlara döküldüğünü hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz de oraya geldik. Ama Bay Kemal o tankların arasından sıyrılıp gitti. Biz ise meydanda, havalimanında halkımızla beraber olduk. Üstümüzden F16'lar uçuyordu. Üstümüzden helikopterler uçuyordu. Ama biz orada vatandaşımız ile beraber durduk. Herhangi bir yere gitmedik. Bay Kemal, 'Nereye kaçarsak kaçalım bizi kovalayacakmış.' Ya sen daha o akşam kaçtın. O akşam sen havalimanından hemen Bakırköy'e kaçtın. Bir de utanmadan sıkılmadan ne diyor? 'Benim haberim olsaydı ben de beklerdim' diyor. Millet orada neyi bekledi? Onun için bana göre bu millet artık bu darbelere ve bu tür gelişmelere karşı çok daha kararlıdır. İnanıyorum ki darbe heveslilerine, milletimiz gereken cevabı da meydanlarda farklı bir şekilde verebilecek bir güce, bir potansiyele, bir imana sahiptir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İş Bankası'ndaki CHP hisseleri ile alakalı olarak gündemde olan çalışmanın durumuna ilişkin, konuyu birinci derecede Nurettin Canikli'nin yürüttüğünü aktardı. Canikli'nin bu hafta MKYK toplantısında da kendilerine bir sunum yaptığını anlatan Erdoğan, "Dedik ki bu işi biraz daha olgunlaştıralım ve olgunlaştırmanın ötesinde bir de hukuki işlerle ilgili bir kurul kuralım. Hukukçu arkadaşlarımızla beraber de bu çalışmayı tam manası ile 'Hukuki bir zemine oturtalım.' dedik. Zannediyorum birkaç hafta içerisinde onun neticesini de kendilerinden alacağız. Fazla geciktirmeye niyetimiz yok. Vakit kaybına tahammülümüz yok." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, özellikle futbola olan ilgisi hatırlatılarak "Ligin son virajına girilmişken birçok takımın hala şampiyonluk adayı olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye Futbol Federasyonuna yönelik de bazı eleştiriler oldu. Fenerbahçe'nin bir istifa çağrısı var, Beşiktaş da Göztepe maçı sonrası bir çağrı yaptı, Galatasaray taraftarının da var. 'VAR sistemi' ve hakem kararlarına yönelik bazı itirazlar, eleştiriler oluyor. Bir de Fenerbahçe tribünlerinin bir bölümünde oluşan bazı siyasi slogan ve tezahüratlara şahit olduk. Bu konudaki görüşleriniz nedir?" şeklinde soru üzerine, son viraja girilirken böyle bir rekabetin olmasının "çok güzel" ve "sevindirici" olduğunu söyledi.
Federasyonun bu noktadaki attığı adımlarda "tarafgirlik" içerisinde olduğuna ihtimal vermediğini dile getiren Erdoğan, "Nitekim aldıkları kararlarla şu son 3-4 maça yönelik adil davrandıkları da ortada. Bugüne kadar bu tür maçlar zaten pek de federasyona gelmezdi. Hakemler düdüğü çalmıştı iş bitmişti, böyle bakıyorduk. VAR sisteminin de tabii eksileri var, artıları var. Bazı yerlerde bakıyorsunuz, hakikaten isabetli kararlar çıkıyor. Bu sürecin daha geçiş dönemi olduğunu düşünüyorum. Geçiş döneminde bu tür eksikler olabilir. Zaman içerisinde sistem tam anlamıyla oturacaktır." diye konuştu.
- "Sosyal medyada da bunların bedelini ödetmeden bu işi bırakmayız"
Kendisinin "Fenerbahçeli" ve "Fenerbahçe Spor Kulübünün Yüksek Divan Kurulu üyesi" olduğunu anımsatan Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Özellikle arkadaşlarıma yönelik sarf edilen hakaretamiz ifadeler yenir yutulur şeyler değildir. Bir defa bu ülkeye hizmet veren bakan arkadaşlarımızı kalkıp da bu işin içine bulaştırmak çok ciddi bir yanlıştır. Kulüplerimizin yöneticilerinin bu konuda bir defa çok dikkatli olmaları, tribünlerdeki gelişmelere sahip olmaları lazım. Biliyorsunuz zaten sosyal medyada da bu tür hakaretlerin, iftiraların cezalandırılmasına yönelik bazı kararlar var. Sosyal medyada da bunların bedelini ödetmeden bu işi bırakmayız. Kalkıp bilip bilmeden, herhangi bir bakanımız hakkında 'Filanca kulübü şöyle destekliyor, herhangi bir kulübe karşı şöyle bir tavrı var.' gibi yaklaşımları bizim kabullenmemiz mümkün değil. Ben bir ay kadar önce Kulüpler Birliği toplantısında bütün başkanlar oradayken söyledim, 'Arkadaşlar sizden bir ricam var, lütfen siyaseti bu işe karıştırmayın ve bizi bu işlerin içerisine bulaştırmayın.' dedim. Biz bütün başkanlara orada bunu demişken, buna rağmen kalkıp da bu tür açıklamaların yapılması bizi ciddi manada üzer ve buna karşı da biz sessiz kalamayız."
- "Bu ülkeyi yönetenler olarak tarafsızlığımızı korumalıyız"
Erdoğan, şampiyonluğun kimsenin tekelinde olmadığının altını çizerek "Bu sene sen olursun, bir sonraki sene başkası olur. Bir de şu var onu da söyleyeyim. Kalkıp da benim arkadaşlarım 'Bu sene filanca kulüp şampiyon olacaktır ya da olmalıdır veya temenni ediyorum.' diye asla söylememelidir. Bizim tarafsızlığımız, burada büyük önem arz ediyor. Biz tarafsızlığımızı korumalıyız. Biz, bu ülkeyi yönetenler olarak tarafsızlığımızı korumalıyız." şeklinde konuştu.
Kendisinin lig maçlarına asla gitmediğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Söz konusu değildir. Ama diyelim ki Fenerbahçe, Trabzonspor, Başakşehir ya da diğer takımlarımız... Bunların uluslararası herhangi bir müsabakası olduğu zaman oralara gitmeyi de milli bir görev telakki ederim. Bu konudaki hassasiyetimiz önceliklidir. Sporda bunlara dikkat etmemiz lazım. Ligin de artık son virajında kim şampiyon olursa olsun, hep beraber alkışlamamız lazım. Ondan sonra da inşallah hepsine uluslararası müsabakalarda destek vermemiz lazım."
(Bitti)
Kaynak:
Bu haber toplam 161 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.