Erdoğan-Orban ortak basın toplantısı (1)
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: - "AB'nin son dönemde ülkemize karşı tutumu yapıcı olmaktan uzaktır. Birkaç üye ülkenin ikili meselesi, Türkiye-AB ilişkilerini rehin almamalı"- "Türkiye'nin tam üyeliğinin Avrupa Birliğine katacağı değerin layı
BUDAPEŞTE (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "AB'nin son dönemde ülkemize karşı tutumu yapıcı olmaktan uzaktır. Birkaç üye ülkenin ikili meselesi, Türkiye-AB ilişkilerini rehin almamalı." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Başbakanlık Ofisi'ndeki Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısı'nın ardından Varkert Bazar'a geçti.
İki ülke arasındaki bazı anlaşmaların imzalanması sonrasında Erdoğan ve Orban, basın toplantısı düzenledi.
Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin 4'üncü Toplantısı vesilesiyle Macaristan'da bulunduklarını belirten Erdoğan, gerek dar çerçevede gerek heyetler arası yapılan ve en sonunda 10 maddelik bir anlaşmayla nokta koyulan görüşmelerin, her iki ülke arasında hayırlara vesile olmasını diledi.
Macaristan Cumhurbaşkanı Janos Ader ile oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, Başbakan Orban ile de görüştüklerini anımsattı. Erdoğan, gerek bakanların birbirleriyle yaptıkları görüşmeler gerekse Başbakan ve dışişleri bakanlarıyla dar çerçevede yapılan görüşmelerin gelecek için çok ciddi neticeler vereceğine inandığını kaydetti.
Stratejik iş birliğinin ilerletilebilmesi için atılabilecek adımların neler olduğunun üzerinde durduklarını belirten Erdoğan, "Gerek siyasi, gerek askeri alanda gerek güvenlik alanında göç konusu zaten en önemli adımlardan bir tanesi. Ekonomik, kültürel, ticari tüm bu alanlarda neler yapabileceğimizin üzerinde durduk. Eğitim, kültür, karayolu taşımacılığı, sosyal hizmetler gibi çeşitli alanlarda imzaladığımız 10 belgeyle, ilişkilerimizin hukuki zeminini güçlendirdik. 2018 yılında 2,6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşen ticaret hacmimizi 6 milyar dolar seviyesine çıkartmak için Sayın Başbakan ile aramızda bir irade birliği var. Bu tabii çok çok önemli. Macaristan-Türkiye bunu gerçekleştirmeye bana göre muktedirdir." diye konuştu.
- İş adamları arasında dayanışma çağrısı
Türk girişimcilerin Macaristan'daki faaliyet ve yatırımlarını memnuniyetle takip ettiğine değinen Erdoğan, "Biraz sonra Macaristan'dan 15 iş adamı, aynı şekilde Türkiye'den de iş adamları birlikte yuvarlak masa toplantısını gerçekleştireceğiz. Bu toplantıyla birlikte iş adamlarımızın birbirleriyle dayanışma içinde ne gibi adımlar atabileceğini, hatta hatta üçüncü ülkelerde neler yapılabileceğini ki Sayın Başbakan Afrika'da atılabilecek adımların üzerinde durdular. Bizim de önem atfettiğimiz bir konudur. Macar makamlarının da iş adamlarımıza gereken her türlü kolaylığı yapacağına inanıyorum. Aynı şekilde Türkiye olarak biz de Macar müteşebbislere her türlü kolaylığı salamakta kararlı olduğumuzu ifade etmek isterim." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, savunma sanayisi alanında da gelecek dönemde çeşitli projeleri hayata geçirmekte kararlı olduklarını vurguladı.
Ortak tarihi ve kültürel mirasın korunması noktasında da Macaristan ile örnek iş birliği içerisinde bulunulduğunu kaydeden Erdoğan, geçen yıl ekim ayında Başbakan Orban ile restorasyonu tamamlanan Gül Baba Türbesi'nin açılışını yaptıklarını anımsattı ve türbeyi ziyaret edenlerin sayısında önemli artış olduğunu öğrendiğini söyledi.
Maarif Vakfına ait okulun faaliyete geçebilmesi için Macaristan Hükümeti'nin sağladığı destek dolayısıyla Başbakan Orban'a teşekkür eden Erdoğan, Macaristan'ın resmi müfredatını temel alan okulun Eylül 2020'de eğitim öğretim faaliyetlerine başlayacağını bildirdi.
- "Bizim için ziyadesiyle kıymetlidir"
"Macaristan'ın ülkemizin Avrupa Birliği üyelik sürecine sağladığı destek, bizim için ziyadesiyle kıymetlidir." diyen Erdoğan, "Gerçekten Sayın Başbakanın bu konuda vermiş olduğu desteğe her zaman için müteşekkirim, bunu özellikle ifade etmek isterim. Avrupa Birliği'nin son dönemde ülkemize karşı izlediği tutum şüphesiz ki yapıcı olmaktan uzaktır. Birkaç üye ülkenin ikili meselesinin Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini rehin almamalıdır. Birlik, bu tutumuyla esasen kendi çıkarlarına da zarar veriyor. Türkiye'nin tam üyeliğinin Birliğe katacağı değerin layıkıyla kavranması gerekiyor." diye konuştu.
Vişegrad Dörtlüsü ile ilişkileri daha da geliştirmeye kararlı olduklarına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Görüşmelerimizde, Sayın Başbakan'a Barış Pınarı Harekatı'mıza verdiği destekten dolayı şükranlarımızı ifade ettim. Özellikle şu anda ülkemizde 4 milyon mülteci var. Bunun 3 milyon 650 bini Arap, Ezidi, Keldani, Arami, 350 bini de Kürt'tür ve bunların ciddi bir sayıda özellikle Avrupa'ya göç etmesi mümkün. Fakat biz bugüne kadar aramızdaki dayanışmanın gereği olarak hep bu süreci sabırla atlattık ve şu anda yine bir Güvenli Bölge ihdası için çalışmalarımızı yapıyoruz. Güvenli Bölge ihdasıyla da atmak istediğimiz adım, bizdeki mültecilerin kendi evlerine, topraklarına dönmesini sağlamaya yöneliktir."
- Güvenli Bölge konusu
BM Genel Sekreteri'nin bu konuyla ilgili İstanbul'a geldiğini ve kendisiyle bir görüşme yaptıklarını anımsatan Erdoğan, bu görüşmede bir uluslararası donörler toplantısı yaparak Güvenli Bölge konusunda bir adım atılması yönünde çağrıda bulunduğunu anımsattı.
BM Genel Sekreterinin de kendisine verilen evrak, proje ve planlar üzerinde çalışma sözünü verdiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Tabii bundan sonraki süreci de Dışişleri Bakanı'm bizzat yakından takip edecektir. Macaristan'ın terörle mücadelemizde gösterdiği ittifak dayanışması, stratejik ortaklığımızın ne kadar kuvvetli temellere dayandığını göstermiştir. Az önce Sayın Başbakan'ın ifade ettiği gibi bizler NATO'da beraberiz. Bu ne demektir, bizler aynı zamanda stratejik ortağız. Stratejik ortakların terör örgütleriyle beraber olması mümkün mü? Ama maalesef bazı stratejik ortakların terör liderleriyle yapmış oldukları ne yazık ki görüşmeler, onlarla birlikte yapmış oldukları dayanışmalar var. Bunlar biz ciddi manada üzmüştür. Çünkü uluslararası teröre karşı mücadele vereceksek, o zaman uluslararası terörle mücadelede NATO üyelerinin böyle bir görüşmeyi yapması affedilebilir değildir."
DEAŞ'a karşı şu anda dünyada Türkiye'den çok daha güçlü bir tavır koyan ikinci bir ülkenin olmadığını, şu ana kadar alınan neticenin gösterdiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"İlk etapta sadece El Bab'da 3 bini aşkın DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirerek derdest ettik. Şu anda cezaevlerimizde 1150'yi aşkın DEAŞ'lı var. İşte en son Bağdadi'nin ablasını Azez'de eşiyle beraber yakaladık, şu anda bizde. Aynı şekilde eşini yakaladık, bizde. Şimdi en son 13 tane en yakın çevresini yakaladık, onlar da şu anda elimizde. Biz DEAŞ ile mücadeleyi böyle veriyoruz ve bunu vermekte kararlıyız. Asla bundan taviz vermeyiz. Çünkü terörün ve teröristin iyisi, 'benimki, seninki' anlayışı olmaz. Eğer bu mücadeleyi vereceksek kararlı vereceğiz. Çünkü burada insanlığın huzuru, menfaati yatmaktadır. Şu ana kadar bunu sürdürdük. Bundan sonra da sürdüreceğiz."
(Sürecek)
Kaynak:
Bu haber toplam 109 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.