Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (2)
"FETÖ'nün devlet ve toplum hayatımızın kılcal damarlarına kadar sızmasının tarihi eskidir ve müsebbipleri çoktur. Ama FETÖ ile gerçek anlamda amansız bir savaşa tutuşan tektir; 2010 itibarıyla o da biziz"- "Vesayet tüm gücüyle üzerimize gelirken hem bu iş
TBMM (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "FETÖ'nün devlet ve toplum hayatımızın kılcal damarlarına kadar sızmasının tarihi eskidir ve müsebbipleri çoktur. Ama FETÖ ile gerçek anlamda amansız bir savaşa tutuşan tektir; 2010 itibarıyla o da biziz." dedi.
Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, FETÖ'yü bi terör örgütü olarak tanımlayıp mücadeleyi başlatırken karşılarındaki sorunun büyüklüğünü az çok bildiklerini, tahmin edemedikleri hususun ise CHP'nin ve yıllarca zahirde bu gibi yapılara karşı gözüken çevrelerin bir anda karşılarına en büyük FETÖ yandaşı olarak çıkmaları olduğunu söyledi.
Bu yapıyla en başından beri hem meşrebi hem itikadi sorunlarının bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "Ama hükümetlerimiz döneminde ülkede bizim gibi düşünmeyen, hareket etmeyen herkes gibi bunlara da hukuk ve hakkaniyet sınırları içerisinde yaklaştık. Doğru, ben de görüştüm. Bunu kaçırmama gerek yok. Ama Erbakan Hocamın bunlarla ilişkisinin olmadığını ifade ettim. Liderler içerisinde zaten ilişkisi olmayan sadece o idi. Demirel'in, Ecevit'in, Erdal İnönü'nün görüşmüşlüğü vardır, şu andaki beyefendinin aynı şekilde, hepsinin bunlarla görüşmüşlüğü vardır. İrtibatları ileri derecededir." şeklinde konuştu.
"Vesayet tüm gücüyle üzerimize gelirken hem bu işin arkasındaki FETÖ gölgesini hem de örgütün bürokratik ve toplumsal işgal projesini fark edip gereken tedbirleri 10 yıl öncesinden almaya başladık. Sene 2010. Zaten süreç 2010'da başladı." diyen Erdoğan, ilk zamanlar bu yapının oluşturduğu tehdidi kendi çevrelerine bile anlatmakta zorlandıklarını kabul ettiğini dile getirdi.
MİT kumpasının, bu yapının gerçek niyetinin şüpheye mahal bırakmayacak şekilde anlaşılmaya başlanmasını sağladığını belirten Erdoğan, hem siyasette hem bürokraside hem de nazlarının geçtiği sivil toplum yapılarında bildikleri, teşhis ve tespit ettikleri FETÖ'cüleri süratle tasfiye etmeye başladıklarını anlattı. Erdoğan, "FETÖ'nün devlet ve toplum hayatımızın kılcal damarlarına kadar sızmasının tarihi eskidir ve müsebbipleri çoktur. Ama FETÖ ile gerçek anlamda amansız bir savaşa tutuşan tektir; 2010 itibarıyla o da biziz." dedi.
Ülkenin yönetimini devraldıklarında güya bu konuda en hassas kurumlar olan ordunun, emniyetin, yargının, akademinin kritik noktalarının zaten örgüt tarafından işgal edildiğinin altını çizen Erdoğan, "CHP dahil olmak üzere yıllarca irticayla mücadele bahanesiyle cadı avına çıkar gibi Müslüman avına çıkanların tek bir gün bile gerçek anlamda FETÖ'cüleri hedef aldıkları görülmemiştir. Çünkü dosyaları hazırlayanlar kimlerdi? Silahlı kuvvetlerin içindeki FETÖ'cülerdi, emniyet içindeki FETÖ'cülerdi, devletin kurumları içindeki FETÖ'cülerdi. Her yerde bunları rahatlıkla görebilirsiniz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, anlattığı bu durumlara dikkati çeken bir görseli de salondakilere göstererek, "Aynen ekranda da bunları görüyorsunuz. Kimlerle, nasıl, nerelerde bir araya geliyorlar? Terörist başının ismi ve örgütün rumuzu şimdi daha iyi anlıyoruz ki kasıtlı bir şekilde Müslümanlara karşı yürütülen saldırıların maskesi olarak kullanılmıştır. Milli Güvenlik Kurulunda biz bu meselenin üzerine gidene kadar alınan kararların hepsinin de gerisindeki gizli niyetin FETÖ ile mücadele değil, toplumsal reaksiyonu tetikleyerek FETÖ'yü koruma olduğunu görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, salondaki duvara yansıtılan fotoğrafları da göstererek, şöyle devam etti:
"İşte buyur, FETÖ'cü danışmanlar Bay Kemal'in yanında. Akıl hocaları onlar. Sadece onlar değil, İP'in de danışmanlarında yine onlar var. Tam bir istila hareketi. Arkadaki gerçek oyunun ortaya çıkmaması için kurulan bu tezgahın yıllarca başarıyla yürütüldüğünü teslim etmemiz gerekir. Kasım Gülek'ten Ecevit'e kadar, namlı CHP'lilerden 12 Eylül ve 28 Şubat darbecilerine kadar herkes bu oyunda üzerine düşen rolü oynamış, FETÖ'ye figüranlık yapmışlardır. Bu oyunun son perdesinin başrolü de Kemal Kılıçdaroğlu'na verilmiştir."
15 Temmuz gecesi FETÖ'nün şahsından bakanlara, bürokratlardan medya temsilcilerine kadar iktidarıyla, muhalefetiyle pek çok milletvekiline kadar herkesin peşine düştüğünün altını çizen Erdoğan, "Bir tek kişi FETÖ'nün özel ilgisine, himayesine, korumasına mazhar olmuştur; o da Kemal Kılıçdaroğlu'dur." dedi.
Erdoğan, İstanbul Atatürk Havalimanı'nda FETÖ'cülerin tanklarıyla burun buruna gelen bir genel başkanın önünde bir anda tüm yolların açıldığını söyledi.
"Kılıçdaroğlu'nun kaçış videosu"nun da izlenilmesini isteyen Erdoğan, "Görüyorsunuz tankların arasından VIP nizamiyesinden uğurlanan kim? Bay Kemal. Kılıçdaroğlu. Tabii burada ilginç olan bir şey daha var. 'Haberim olsaydı ben de beklerdim.' diyor. Bütün milletin haberi oldu, on binler havalimanında ama Bay Kemal'in kulağı var, duymadı. O geldi Bakırköy'e, Belediye Başkanı'nın evinde televizyondan süreci izledi, kahvesini orada içti." ifadesini kullandı.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sayın Kılıçdaroğlu, biz tankların karşısındaydık. Biz F16'ların, helikopterlerin altındaydık, milletimle beraber biz havalimanındaydık ama sen Bakırköy'de, Başkan'ın evinde kahve yudumluyordun. Şahsımı öldürmek için helikopterle, uçakla, tankla, özel yetiştirilmiş timlerle arayanlar, Marmaris'ten Atatürk Havalimanına kadar, Kemal Kılıçdaroğlu'na bu şefkati ne için gösterdiler? İnsan, bu şahsın evinin ve cüzdanının en gizli köşesinde 1 dolarlık bir banknot saklayıp saklamadığını da merak etmiyor değil.
Benim orada korumalarım gazi oldu, hanım korumalarımız aynı şekilde gazi oldu. Bay Kemal, senin bunlardan haberin var mı? Aradan bunca zaman geçti, bu harekatın içerisinde olanlar hep yakalandı. O SAT komandoları yakalandı, bir kısmı Yunanistan'a kaçtı. Bana da adaya gitmemi tavsiye edenler oldu. Ben de o kardeşimize dedim ki ben bu topraklarda doğdum, bu topraklarda öleceğim. Eğer 10-15 dakikalık bir gecikme olsaydı o zaman bunlar bizi oralarda vuracaklardı. Ama 10-15 dakika farkla helikopterimiz kalktı ve oradan Dalaman'a, Dalaman'dan da İstanbul'a ulaştık. Ey Kılıçdaroğlu, sen hala milleti aldatmakla meşgulsün. 'Kontrollü darbe...' Doğru, kontrol sizde ama başaramadınız. Şimdi buradan soruyorum; şayet 15 Temmuz darbesi başarılı olsaydı ertesi gün Kemal Kılıçdaroğlu milletin karşısına acaba hangi sıfatla çıkartılacaktı? Darbe girişimini kurgu diyerek önemsizleştirmeye çalışan darbeciler için adalet yürüyüşü yapan, danışmanından milletvekiline etrafındaki nice kişi FETÖ'den hapse atılan böyle bir siyasetçinin örgütle hiçbir ilişkisi olmadığına nasıl inanabiliriz?"
(Sürecek)
Kaynak:
Bu haber toplam 116 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.