Erdoğan, AK Parti TBMM Grubunda konuştu: (5)

Erdoğan, AK Parti TBMM Grubunda konuştu: (5)

"Nereye bakarsan bak, FETÖ'nün siyasi ayağı tamamen Bay Kemal'in yatak odasına girmiş, haberi yok"- "FETÖ'nün siyasi ayağı, darbe kalkışmasını milletle birlikte durduran mıdır, 'kontrollü' diyerek darbeyi meşrulaştırmaya çalışan mıdır?"- "Kılıçdaroğlu, sü

TBMM (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Nereye bakarsan bak, FETÖ'nün siyasi ayağı tamamen Bay Kemal'in yatak odasına girmiş, haberi yok." dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda, "FETÖ'nün siyasi ayağı CHP" başlıklı videoyu izletti.

Partililer, Erdoğan'ın, "Gezi'den önce hükümete tehdit, FETÖ lobisiyle toplantılar, FETÖ kanalından şahsıma tehditler. Kaçarsam dışarıda beni yakalayacakmış. Bu vatandan ben kopmam, sen kaçarsın ama ben buradayım. Biz hiçbir zaman bu topraklardan kaçmadık, kaçmayız, kaçmayacağız. Sen kendini tarif ediyorsun." sözlerini, bir süre ayakta alkışladı.

Söz konusu videodaki "FETÖ'cü gazetecilere destek", "ByLockçu başdanışman", "FETÖ'cülerle yoğun telefon görüşmesi", "ByLock üzerinden FETÖ-CHP yazışması" başlıklı kesitlere işaret eden Erdoğan, "Buyurun kendi adamı söylüyor. 'Genel Başkanın talimatıyla Zaman Gazetesi'ne gittim.' diyor. 6 danışman FETÖ'cü çıktı. Urla Belediye Başkanı malum FETÖ'cü çıktı ve şu anda içeride. Nereye bakarsan bak, FETÖ'nün siyasi ayağı tamamen Bay Kemal'in yatak odasına girmiş, haberi yok." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "FETÖ'nün siyasi ayağı" tartışmasına ilişkin şu soruları sıraladı:

"FETÖ'nün siyasi ayağı, bu yapı terör örgütü olarak tanımlanmadan önce görüntü veren midir, devlet aynı yapıyı terör örgütü olarak tanımladıktan sonra yanından ayrılmayan mıdır? FETÖ'nün siyasi ayağı, gerçek yüzü ortaya çıkmadan önce oy verdiği parti midir, FETÖ tehlikesi ayyuka çıktıktan sonra tüm gücü ve imkanlarıyla desteklediği parti midir? FETÖ'nün siyasi ayağı, FETÖ ile kavgada saldırıya uğrayan parti midir, FETÖ adına yumruk sallayan parti midir? FETÖ'nün siyasi ayağı, bu yapıyla topyekün mücadeleye giriştiği için hedef alınan parti midir, FETÖ'nün organlarına, kurumlarına, adamlarına sahip çıkan, onlara göğüslerini siper edenler midir?

FETÖ'nün siyasi ayağı, 2012 MİT operasyonundan, 2013 17-25 Aralık yargı kumpasından, 2014 Milli Güvenlik Kurulu bildirisinden ve Bakanlar Kurulu kararından, 2016 darbe girişiminden sonra FETÖ'ye kol kanat geren, FETÖ'nün propagandasına hizmet eden, FETÖ'cülerin argümanlarını kullanan değil midir? FETÖ'nün siyasi ayağı, FETÖ'nün yargı darbesinde kullandığı montaj ses kayıtlarındaki yalan ve iftiraları siyasete taşıyan, seçim malzemesi yapan, kürsü kürsü gezdiren değil midir? FETÖ'nün siyasi ayağı, FETÖ ile mücadeleye tam destek vermek yerine, süreci sulandıran ve kafaları karıştırmaya kalkan değil midir? FETÖ'nün siyasi ayağı, darbe kalkışmasını milletle birlikte durduran mıdır, 'kontrollü' diyerek darbeyi meşrulaştırmaya çalışan mıdır? FETÖ'nün siyasi ayağı, bu yapıyla canı pahasına mücadele eden midir, genel başkanlık koltuğu dahil CHP Genel Merkezini işgal etmiş olan FETÖ'nün ayak takımı mıdır?"

- "Vesayet döneminin hastalıklarının kalıntısı"

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "sürekli yalan söyleyerek, sürekli altı boş ithamlarla kamuoyunu meşgul ederek suçunu bastırmaya çalıştığını" söyledi.

Bugünlerde eski genelkurmay başkanlarından biri vasıtasıyla, doğrudan Meclisin yasama dokunulmazlığına saldırı anlamına gelen bir kampanya başlattıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Mecliste tam kadro destek verdikleri bir düzenlemeyi, hemen ardından iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine götürenlerin kulaklarının, bu arada kimler tarafından çekildiği ortadadır. Vesayet döneminin hastalıklarının kalıntısı gördüğümüz bu tür saldırılara karşı tüm milletvekillerimizin derhal dava açması önemlidir. Buradan soruyorum, malum Genelkurmay Başkanı, bir diğer şu anda tabii öldü Genelkurmay Başkanı. Bunlar bildiriyi hazırladılar. Bu bildiri yetmez. Şimdi soruyorum, her ikisinin de Genelkurmay Başkanlığı döneminde çıksınlar şunu söylesinler, 'Biz şu kadar FETÖ'cü subayı ordudan ihraç ettik.' Bu görev kimin? Benim görevim değil, sizin görevinizdi. Niye ihraç etmediniz? Kimi aldatıyorsunuz?

Yüksek Askeri Şura'da önümüze imza için getiriyorlardı. Şahsım, Milli Savunma Bakanım ve generaller... Her şey hazırlanır, önümüze gelir. Önümüze geldikten sonra da imzalar atılır. Bunların içinde çoğu zaman FETÖ'cü değil, Nurcuların içerisinden Kurdoğlu takımı vardır. Bunların onlardan da ihraç ettikleri olmuştur. Biz onlara bile imza atmadık. Ben de atmadım, Milli Savunma Bakanları da atmadı. Peki bunlar neye atıyordu imzayı? Onlara atıyordu. Peki FETÖ'cülere niye atmadınız? Onları niye ihraç etmediniz? Bana bunun cevabını verin, bunu söyleyin. Çıkıp sağda solda 'Ben Başbakan'a şunu söyledim, bunu söyledim.' Yalan söylüyorsun. Sadece yargıdakilerden endişe ettiğin, korktuğun için ve bunlardan dolayı da 'biz acaba bunu çözer miyiz' diye bize bunları anlattınız. Açık ve net söylüyorum, elinizde rahatlıkla ihraç edebileceğiniz FETÖ mensubu subaylar vardı. Bunları en iyi sizin bilmeniz gerekirdi. Niye bunların tespitini yapmadınız? Askeri istihbarat da vardı. Askeri istihbaratla bunları niye çıkarmadınız? Nitekim şu anda televizyon televizyon dolaşan istihbaratçı bir korgeneral de var. Niye bunları halletmediniz, niye bunları çıkarmadınız? Kimi aldatıyorsunuz?"

- "FETÖ'cüler Silahlı Kuvvetlerimizden büyük oranda temizlendi"

Orduda sivilleşme süreci kapsamında Genelkurmay Başkanı'nı, Savunma Bakanı yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Çünkü bu onların işine gelmiyordu, bunu istemiyorlardı. Şimdi bu beyefendi de istemiyor aslında. İşine gelmiyor ve bundan rahatsız. Ama biz bu adımı atarak nitekim Avrupa Birliğinin de 2014 sonuna kadar tamamıyla savunma bakanlıklarının sivil olması noktasında ortaya koyduğu tezi de halletmiş olduk. Neyle birlikte? 15 Temmuz'la birlikte ama rahatsız bundan. Demek ki artık bu süreç mütekait olanlarla değil, bundan sonraki süreç daha kararlı, daha ciddi şekilde yürüyor. 15 Temmuz'la birlikte de görüldüğü gibi FETÖ'cüler Silahlı Kuvvetlerimizden büyük oranda temizlenmiş oldu. Daha bitmedi, daha yapacağımız işler var. Ama 'Yanlış iş yaptın ve şimdi bu yanlışı düzelt.'

Avukatlığına da Kılıçdaroğlu soyunuyor. Çok anlamlı değil mi? Herhalde bir şeyler vadettiler ve sırtında resmi kispeti, kıyafeti varken boruyu çıkarıp medya mensuplarına gösteriyordu. Yeri geliyordu yargıya ama şimdi onlar yok. Şu andaki hale gelişinde de yine bu parlamentonun, yasama organının çok büyük onlara desteği var ama bunun da kıymetini bilemedi. Şimdi onun savunmasını yapan partinin de destek verdiği o düzenlemeyi, şimdi onlar da inkar ediyor. Kusura bakmasınlar, ne gerekiyorsa yaparız, yapacağız."

Erdoğan, "yıllarca bu ülkenin ve milletin adeta kanını, iliğini, enerjisini sömüren vesayet anlayışının sesi olan CHP'nin, aynı role FETÖ soyunduğunda bu kez de oraya demir atmakta tereddüt etmediğini" ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vesayete, darbelere, cuntalara karşı verdiğimiz mücadelede dün de karşımızda CHP vardı, bugün de karşımızda CHP var. Vesayetin, darbecinin kimliği değişiyor ama CHP'nin oradaki konumu hiç değişmiyor. Hamdolsun, bizim de bunların karşısındaki konumumuz değişmiyor. Yıllarca bu ülkeyi irtica tehdidiyle korkutanlar ile teröre bulaşmış bir yapının siyasi temsilciliğini yürütenlerin aynı kalmasının takdirini milletimize bırakıyorum. Bunlar FETÖ'cülerle, FETÖ'yle uğraşmadılar, bizimle uğraştılar." değerlendirmelerinde bulundu.

- "Eşim, başörtülü olduğu için Nejat Uygur'u GATA'da ziyarete gidemedi"

Başbakanlığı döneminde yaşadığı bir anısını paylaşan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Yaşadığımız bir Yüksek Askeri Şura. Rahmetli Nejat Uygur, GATA'da yatıyor. Eşim, eşiyle arkadaşlar, dostlar onu ziyarete gitmek istiyor. Hastanenin başında tabii bir general var. Rahmetlinin eşine diyorlar ki 'Sakın gelmesin.' Niye? Başörtülü olduğu için. Düşünebiliyor musunuz eşim, Başbakanın eşi Nejat Uygur'u ziyarete gidemiyor. Tabii bu olay sebebiyle tatsız bir Yüksek Askeri Şura geçirdik. Şimdi öldü tabii bazı şeyleri anlatmak istemiyorum. Bunlardan geçtik. Başbakanın eşi, GATA'daki bir hastayı, devlet sanatçısını, bu ödülleri alan Nejat Uygur'u, ziyarete gidecek, bundan rahatsız oluyorsunuz. Niye? Başörtüsü var. Buralardan geldik. Bu millet neler çekti. Bunları bir daha yaşamamak için çok daha fazla çalışmamız, yere sağlam basmamız lazım ve bunlara bu ülkede, buraları terk etmememiz lazım. Biz dün de milli irade düşmanlarına karşıydık, bugün de karşıyız, yarın da karşı olmayı sürdüreceğiz."

(Sürecek)


Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 128 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler