Doğu Guta'dan zorunlu tahliyeler

Doğu Guta'dan zorunlu tahliyeler

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz:-"Doğu Guta bölgesinden yaklaşık 7 bin 500 silahlı cihatçı militan grubun ve ailelerinin otobüslerle İdlib'e ve Fırat Kalkanı alanına taşındıklarını duyuyoruz. Türkiye'nin önümüzdeki dönemde karşılaşabileceği en büyük ri

TBMM (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, "Doğu Guta bölgesinden yaklaşık 7 bin 500 silahlı cihatçı militan grubun ve ailelerinin otobüslerle İdlib'e ve Fırat Kalkanı alanına taşındıklarını duyuyoruz. Türkiye'nin önümüzdeki dönemde karşılaşabileceği en büyük risk ve tehdit bu grupların Türkiye sınırına yerleşmiş olmasıdır." dedi.

Yılmaz, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Doğu Guta bölgesinden yapılan tahliyelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bu tahliyeler sonrasında güvenlik sorunları doğabileceğine işaret eden Yılmaz, "Doğu Guta bölgesinden yaklaşık 7 bin 500 silahlı cihatçı militan grubun ve ailelerinin otobüslerle İdlib'e ve Fırat Kalkanı alanına taşındıklarını duyuyoruz. Türkiye'nin önümüzdeki dönemde karşılaşabileceği en büyük risk ve tehdit bu grupların Türkiye sınırına yerleşmiş olmasıdır. Ne adla, hangi amaçla olursa olsun bu gruplar ,Türkiye'nin o bölgedeki çıkarlarına orta ve uzun vadede zarar verir. Türkiye'nin adının sanki terörü destekliyormuş gibi anılmasına yol açacaktır." diye konuştu.

Hükümetin bu gruplarla yakın olduğunu ileri süren Yılmaz, bu silahlı gruplar ve ailelerinin Türkiye'nin yakınına gelmesinin yaratabileceği sorunların iyi düşünülmesi gerektiğini söyledi.

-"Hükümet bu gruplarla arasına mesafe koymalı"

İdlib'e dönük bir askeri operasyonun olması halinde bu grupların kaçabileceği Türkiye dışında bir yer olmadığını ifade eden Yılmaz, Doğu Guta bölgesinde aktif olan dört silahlı grup bulunduğunu kaydetti. Yılmaz, "Bu grupların kafa yapıları itibariyle IŞİD'den, Nusra'dan, El Kaide'den çok büyük farkları yok." dedi.

Hükümetin bu gruplarla arasına mesafe koymasını istediklerini dile getiren Yılmaz, sınır güvenliği ve ülkedeki huzur için bunun şart olduğunu vurguladı.

Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bizim Suriye'deki mücadelemiz PKK ve uzantılarıyladır. Bu mücadele kararlı bir şekilde devam etmelidir. Bu mücadeleyi sekteye uğratabilecek, başkalarının Türkiye'ye karşı gerekçe olarak kullanabileceği oluşumlardan uzak durmalıyız. Göreceksiniz, eğer bu kriz atlatılırsa bir şekilde gelecek dönemde İdlib'e dönük Rusya'nın, Esad'ın ve İran'ın büyük bir operasyonu başlayacaktır. İdlib nüfusu itibariyle yaklaşık 60, 65 bin silahlı grubu bünyesinde bulunduruyor. Ve bu gruplar Türkiye'ye akın akın gelmeden bizim bir şeyler yapmamız gerekiyor. "

-"Erdoğan'a karşı olanları kimse Filistinlileştiremez"

CHP olarak hükümete uyarılarda bulunduklarını ancak uyarılarının dikkate alınmadığını belirten Yılmaz, amaçlarının ülkeni huzur ve güvenliğinin korunması olduğunu söyledi.

Yılmaz, "Türkiye'nin Suriyeleşmesini, Iraklaşmasını, Afganistanlaşmasını, Pakistanlaşmasını istemiyoruz. Türkiye'de Tayyip Erdoğan'a karşı olanları kimse Filistinlileştiremez. Biz bu ülkenin Filistinlileri değiliz, bu ülkenin sahibiyiz. Gerçek sahibi bizleriz, bedel ödeyenleriz. Kimse bize uyarı yapıyoruz diye öfkelenemez, kükreyemez. Bu ülke bizimdir. Toplumumuzun, halkımızın huzur içinde yaşayabilmesi için bu radikal cihatçı grupların Türkiye'den ve Türkiye'ye mücavir alanlardan uzak olması gerekir." diye konuştu.

-"Tarihi kendi açısından okuyan anlayış Türkiye'yi yönetemiyor"

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Yılmaz, bir soru üzerine ABD'nin Suriye'ye bir müdahale hazırlığı içinde olduğunu ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın çelişkili sosyal medya paylaşımları yaptığını söyledi.

Yılmaz, "Belki de zamanı belirsizleştirmek, ne zaman askeri müdahale yapılacağını sezdirmemek için böyle zikzaklar oluyor. Ama şunu biliyoruz; ABD'nin İngiltere, Fransa, İsrail ve bazı Arap ülkeleriyle birlikte Suriye'ye dönük bir müdahale hazırlığında olduğunu biliyoruz." ifadelerini kullandı.

Yılmaz, seçim ittifakına ilişkin soruları yanıtlarken de CHP'nin, halkın ittifakı için çalıştığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yönetim tarzından bıkan, Türkiye'de demokrasiyi dönüşü destekleyen her kesimle birlikte çalışabileceklerini bildirdi.

TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın, "Sultan Abdülhamid'ten sonra duraklama devri geçirildiği, şimdi ise muhteşem bir dönem yaşandığı" yönünde sözlerinin olduğunun ifade edilmesi üzerine Yılmaz, "Abdülhamid'den bu yana Meclis Başkanı uyuyormuş. Kafası donmuş. Atatürk gibi bir gerçekliği aklına getirememiş. Türkiye'de böyle bir açıklamayı bu Meclis Başkanı'nın yapma hakkı yoktur. Türkiye'nin geçmişine, değerlerine sahip çıkmayan, tarihi kendi açısından okuyan anlayış Türkiye'yi yönetemiyor. Duvara toslamıştır. Meclis Başkanı belli ki uyumuş. Onun aklında bir fetret dönemi yaşanmış." dedi.

-"Benzine 16 kuruş zammı ancak bir dünya lideri yapabilir"

Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın döviz kurlarındaki değişime ilişkin değerlendirmesiyle ilgili sorulara ise şu yanıtı verdi:

"Son iki gündür mazota 30 kuruş zam geldi, Türkiye dünya lideri. Kim yapabilir 30 kuruş zammı iki günde? Hiç kimse yapamaz. Benzine 16 kuruş zam yapıldı? Kim yapabilir bunu? Ancak bir dünya lideri yapabilir. Dolar 4 liranın üzerine çıkmış. Kim yapabilir bunu? Sadece dünya lideri yapabilir. Başka yapabilecek bir babayiğit var mı? Bunu başka kimse yapamaz. Lütfen haksızlık etmeyelim. Ayrıca bu saatten sonra televizyonlarda çalınacak müziğin de 'ver mehteri' olması gerekiyor."

Yılmaz, Suriye'ye bir askeri harekatın olması halinde Rusya'nın tutumunun ne olacağı sorusunu da yanıtladı.

Rusya'nın tereddütler içinde olduğunu ifade eden Yılmaz, çünkü kullanılması halinde gönüllü koalisyonunun kapasitesinin ürkütücü olduğunu belirtti. Rusya'nın arazideki birliklerinin sayısının ne olduğu, yaşanacaklara ne kadar hazırlıklı bulunduğu, harekatın geniş çaplı bir operasyona dönüşmesi halinde Rusya'nın bölgede ne kadar ayakta kalabileceği yönünde tereddütler olduğunu dile getiren Yılmaz, şunları söyledi:

"O nedenle Rusya'nın arka kapı diplomasisini kullanarak durumu soğutmaya çalıştığını görüyoruz. Bir çatışmanın daha çok Esad'a, onun ordusuna, kimyasal kapasitesine ve İran'a dönük, İran'ın arazideki milislerine ve gücüne dönük olabileceğini tahmin ediyoruz. Onda da İsrail'in hassasiyetlerinin ABD tarafından icra edileceğini anlıyoruz. Doğrudan ABD, Rusya çatışmasının olmaması için bir diplomasinin yürütüldüğünü görüyoruz. Kaldı ki Suriye'deki bütün krizlerde iki ülkenin atışmasına rağmen perde arkasında bir koordinasyon yaptıklarını biliyoruz."

Yılmaz, bir başka soruyu yanıtlarken de CHP'nin kimyasal silah kullanımını her zaman ve her ortamda kınadığını, bunu bir savaş suçu olduğunun altını çizdi.

Kaynak:Haber Kaynağı

Bu haber toplam 100 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler